Davalı/Alacaklı/ ihale alıcısı vekili cevap dilekçesinde özetle; satış ilanı, kıymet takdiri raporunun borçlulara, borçlu vekiline ve ilgililere usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davacı/borçlular tarafından icra emrine itiraz ve kıymet takdirine itiraz davaları açıldığını, bu dosyalarda borçluların vekille temsil edildiğini, artık vekaletnamenin takip dosyasına ibraz edilme zorunluluğu bulunmadığını, kanun değişikliğinden önce satış kararı alındığını, İİK'nın 111/a maddesinin uygulanamayacağını belirterek davanın reddine ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....
Dairemiz bozma kararına Bölge Adliye Mahkemesince direnilmesi üzerine karar ihale alıcısı tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede; bozma ilamında da yer verildiği gibi, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla ihalede zarar unsurunun bulunmadığı anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğu görülmüş olup borçlunun ihalenin feshine ilişkin şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporuna itiraz hakkının kısıtlandığını ve taşınmazın gerçek değerinden kat kat düşük değere satıldığını da ileri sürdüğü anlaşılmıştır....
İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayete konu taşınmaza ilişkin 25.09.2013 tarihinde yapılan kıymet takdirine ilişkin tebligatın 24.04.2014 tarihinde şikayetçi borçluya tebliğ edildiği anlaşılmakla, bölge adliye mahkemesince bahsi geçen kıymet takdirine ilişkin tebligatın aslı bulunamadığından bu durumun borçlu lehine yorumlanması ve meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabul edilmesi somut olaya uygun düşmemektedir. Zira ilk derece mahkemesince PTT'den yapılan araştırma sonucu barkod numarası ile bildirilen kıymet takdir raporu tebliğinin 24.04.2014 tarihinde şikayetçi borçluya tebliğ edildiği sabit olup, borçlunun şikayet dilekçesinde bu tebligata ilişkin usulsüz tebligat iddiasının bulunmadığı da gözetildiğinde öğrenme tarihinin 24.04.2014 olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, meskeniyet şikayetinin yasal süresinde yapılmadığı sabittir....
Davacıya gönderilen ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu ileri sürülmüş ise de, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi fesih sebebi yapılamayacaktır. Davacıya gönderilen satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğu ileri sürülmüş ise de, davacı vekili Av. T2 kıymet takdirine itiraz davası açtığı, bu davada verilen kararın 27/08/2020 tarihinde takip dosyasına ibraz edildiği, bu aşamadan sonra olmak üzere 30/09/2020 tarihinde satış ilanının vekile e tebligat vasıtasıyla tebliğ edildiği, adı geçen vekilin azledildiğine ya da istifa ettiğine dair bilgi ve belgenin bulunmadığı, bu haliyle asile tebligat yapılamayacağı, TK'nın 11. maddesi göz önüne alındığında vekile yapılan satış ilanı tebliğinin usule uygun olduğu anlaşılmıştır....
Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, kıymet takdirine itiraza ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır....
Davacının bilinen adresine tebligat çıkarılarak tebliğ edilemeden bila tebliğ döndüğü tespiti yapılamadığından, tebligatın denetleme olanağı olmadığından, TK 21/2. Maddesine göre yapılan tebligat usulüne uygun olmadığından usulsüz tebligat şikayeti yerindedir. Ancak davacı tarafça 24.05.2019 tarihinde takipten haberdar olunduğu ileri sürülmüş ise de kıymet takdir raporunun davacıya 20.05.2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşıldığından ödeme emri tebliğ tarihinin 20.05.2019 tarihi olarak kabulü gerekir. Bu nedenle istinaf talebi yerinde olduğundan istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/385 E. - 2015/13 K. sayılı dosyası üzerinden kıymet takdirine itiraz ettiği, anılan mahkemenin 08.01.2015 tarihli kararının talimat satış dosyasında mevcut olduğu, vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair dosya içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekir. Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, söz konusu mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmaz. Şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması da sonuca etkili değildir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/299-369 sayılı dosyası üzerinden kıymet takdirine itiraz ettiği, anılan mahkemenin 21.10.2014 tarihli kararının dosyaya sunulduğu, vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair dosya içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, satış ilanının kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekir. Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, söz konusu mahkeme kararlarının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmaz. Şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması da sonuca etkili değildir....
İcra Hukuk Mahkemesince ise, kıymet takdirine konu taşınmazın değerinin tespiti için esas icra dairesi olan İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Dairesi tarafından, Ankara Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü 2021/523 Talimat sayılı dosyasına talimat yazılmış olup, taşınmazın kıymet takdirinin Ankara Gayrimenkul Satış İcra müdürlüğüne ait talimat sayılı dosyası tarafından yapıldığından, İİK m.128a/1-4 gereğince iş bu kıymet takdirine ilişkin şikayeti inceleme ve karar verme yetkisi Ankara İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Somut olayda; kıymet takdirinin, Ankara Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesine aittir....
Davacı/borçlu vekili, şikayet dilekçesinde satış ilanı ve kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmekle birlikte, açıkça icra müdürlüğünce yaptırılan kıymet takdirinin usulsüz olduğunu, taşınmazın değerinin düşük takdir edildiğini ileri sürmemiştir. Diğer yandan esas takip dosyası içeriği incelendiğinde; davacı/borçlu vekili olarak Av. T2 takip dosyasına 05/10/2018 tarihinde vekaletname sunduğu, kıymet takdiri raporunun Av....