WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Takip dosyasının incelenmesinde borçluya ödeme emrinin 27.02.2020 tarihinde TK'nın 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, davacı borçlu vekili Av. Aybike Yılmaz tarafından dosyaya 20.08.2020 tarihinde ve 07.12.2020 tarihinde vekaletname sunulduğu görülmektedir. Dava ise 10.02.2021 tarihinde açılmıştır. Davacının usulsüz tebliğ şikayeti dosyaya vekaletname sunulan tarihler dikkate alındığında, takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde yapılmamıştır. Diğer taraftan borçlunun ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayeti de İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren, usulsüz tebliğ iddiasının kabulü halinde ise düzeltilen tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde olmalıdır....

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı tebligatların usulsüz olduğu iddialarını tekrar etmekle birlikte kıymet takdiri ve satış ilanlarının usulsüz tebliğ edilmesi ve müvekkilinin tebliğden haberdar olmaması nedeniyle kıymet takdirine itiraz etme hakkının elinden alındığını, İstanbul gibi bir şehirde 400.000,00- TL değerinde konut olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkiline kıymet takdir raporu tebliğ edilseydi itiraz hakkını kullanacak olduğunu, usulüne uygun tebliğ edilmeyen kıymet takdirine itiraz edilmemesi gerekçe gösterilerek müvekkilinin taşınmazının satılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

Gemerek İcra Hukuk Mahkemesi'nce, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisi, haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesi'nce ise, kıymet takdirine şikayete ilişkin dosyaların raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabileceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Somut olayda; kıymet takdirinin, Gemerek İcra Müdürlüğü'nce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Gemerek İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir....

    Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayete konu hacize ilişkin olarak icra dosyasından borçlu vekilinin bizzat kendisine 11/06/2019 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun 15.11.2019 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, şikayetinde 103 davet kağıdı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği gibi, istinaf aşamasında ileri sürdüğü usulsüzlük iddiasında tebligat üzerindeki imzasına da itiraz etmediği, kaldı ki şikayetçi borçlunun vekili aracılığıyla 15/04/2019 tarihinde maaş haczine itiraz ettiği, 24/07/2019 tarihinde de tehiri icra kararı getirmek üzere mühlet talebinde bulunduğu anlaşılmıştır....

    Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmaması, kıymet takdirine itiraz hakkındaki kararın dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında artık şikayetçinin takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmaz. Vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması da sonuca etkili değildir. Bu durumda, taşınmazın hissedarı olan şikayetçi kendisini vekille temsil ettirdiğine göre, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmasa da kıymet takdirine itiraz eden vekile satış ilanının tebliği yukarıda belirtilen maddeler gereğince zorunludur. Somut olayda, satış ilanının şikayetçi vekiline 22.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği görüldüğünden, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının sonuca etkili olmadığı açıktır....

      usulsüz olduğunu, kıymet taktirinin kesinleşmeden satış yapılamayacağını, satış ilanının usulsüz olarak hazırlandığını, tebliğinin de usulsüz olarak yapıldığını belirterek Gebze İcra Müdürlüğü'nün 2019/12391 esas sayılı dosyasından gerçekleştirilen ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....

      Davacı gecikmiş itirazda bulunmuşsa da davanın hukuki nitelendirilmesi hakime ait bir görev olup somut olayda gecikmiş itirazın koşulları bulunmamaktadır, olsa olsa usulsüz tebligat şikayeti söz konusu olabilir. Zaten usulsüz tebligat şikayeti ile gecikmiş itiraz bir arada yapılamaz. Gecikmiş itirazda tebligat usulsüzlüğü söz konusu olmayıp aksine yapılan tebligat usulüne uygundur, borçlu hastalık vs. geçerli bir mazereti sebebiyle süresinde borca itiraz edememiştir. Somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Davacı bonoda keşideci konumunda olup herhangi bir adres bildirmemiştir. (Bononun keşide yeri Ankara'dır.) Davacının mernis adresine yapılan ilk tebligatın bila iade dönmesi üzerine ikinci tebligat TK 21/2'ye göre yapılmış olup herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Tebligat usulüne uygun olarak kabul edildiğinden davacının şikayeti ve borca itirazı yasal süresi içerisinde yapılmamış olup süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

      Kendisine kıymet takdiri tebliğ edilmeyen ilgililerin, satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz etmemeleri halinde, yine bu hususu ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürmeleri mümkün değildir. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilen kararın kesin olduğu, taraflarca kıymet takdirine itiraz edilmiş olması ve ihalenin feshi aşamasında borçlu tarafından kıymet takdir raporunun tebliğ edilmediği ve kıymete ilişkin itiraz ileri sürülmüş olması sebebi ile, taraflarca icra mahkemesine yapılan kıymet takdirine itiraz başvurularının incelenmesi gerektiği açıktır....

      Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur. Yerleşik Yargıtay içtihatları da bu yöndedir. Somut olayda, borçluya gönderilen satış kararı tebliğ mazbatasında, tebligat memurunun muhatabın neden bulunmadığını tahkik etmediği, tevsik etme görevini de yerine getirmediğinden Tebligat Kanunu 21. madde ve Tebligat Yönetmeliği 30. maddeye göre tebligat usulsüzdür. Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde; HMK.'...

      Bu durumda, borçlulara yapılan satış ilanı tebliğ işlemi hasma tebliğ yasağına ve 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür. Kıymet takdirine ve satış ilanına ilişkin tebliğ işlemlerinin usulsüz olması karşısında kıymet takdirinin kesinleşmediği ve borçluların şikayet dilekçesinde kıymet takdirine itiraz ettikleri anlaşılmaktadır. O halde mahkemece mahallinde keşif yapılarak, taşınmazın icra müdürlüğünce yaptırılan kıymet takdir tarihi olan 31/01/2014 tarihine göre taşınmazın değeri belirlenerek, belirlenen değerin muhammen bedelden düşük olması halinde İİK'nun 134/8. maddesine göre zarar unsuru bulunmadığından ihalenin feshi isteminin reddine, muhammen bedelden yüksek olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken, düzeltilerek onandığı anlaşılmakla borçluların karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

        UYAP Entegrasyonu