Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesinde anlatımlardan anlaşıldığı üzere davacının açıkça imzaya itiraz ettiği, İlk Derece mahkemesince imzaya itiraza ilişkin yargılama yapıldığı, bilirkişi incelemesi yapılarak imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği ve davanın kabul edildiği görülmektedir. Bu haliyle davadaki talep itiraz niteliğinde olduğu halde İlk Derece Mahkemesince -imzaya itirazın kabulü halinde takibin durdurulması kararı verilmesi doğru ise de- kararda davanın şikayet olarak nitelendirilmesinin İİK.nun 168/4. ve 170. Maddelerine uygun olduğunu söylemeye olanak bulunmamaktadır. İcra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, İİK'nun 170/4. maddesinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ve %10 oranında para cezasından sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır....

İcra Müdürlüğünün 2019/4402 E. sayılı dosyasından takip başlatıldığını, müvekkiline yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığını, bilinen son adrese tebligat yapılmadan doğrudan mernis adresine tebligat çıkartıldığını, takip sonusu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin karşı tarafa borcu bulunmadığını, müvekkili hakkında aynı temel ilişkiden kaynaklı olarak zaten takip yapıldığını ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin iptaline, tüm hacizlerin kaldırılmasına, öğrenme tarihinin16/04/2019 olarak tespiti ile imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Eldeki dava ve şikayet ise 13/02/2017 tarihinde yapılmıştır. Davacı vekili ise söz konusu takibe süresinde itiraz ettiği , takibe konu senet üzerindeki imzaların müvekkiline ait olmadığından bahisle takibin iptalini istemiştir. Yapılan incelemede davacı borçlu adına gönderilen ödeme emrinin 07/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebliğ itirazı olmadığı gibi tebliğ tarihinin de mezkur tarih olarak beyan edildiği; fakat 5 günlük kanuni müddet geçtikten sonra şikayet ve itiraz vaki olduğu anlaşılmakla aşagıdaki şekilde karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının imzaya itiraz ve kambiyo hukuka cihetinden şikayet müddeti geçmekle davanın ve şikayetin ayrı ayrı reddine" karar verildiği görülmüştür....

Takip tarihinde alacaklının Bafra Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.03.2012 tarih 2012/149 Esas - 2012/362 Karar sayılı kararı ile TMK.’nun 405. maddesi gereğince kısıtlandığı ve vasi atandığı dolayısıyla vesayet altında olduğu görülmektedir. BUna rağmen Bafra İcra Müdürlüğünün 2020/94 Esas sayılı dosyası ile kısıtlı davalı adına vekili aracılığı ile takip başlatıldığı, davalı vekilinin vekaletinin incelenmesinde alacaklının vasisi tarafından verilmiş bir vekaletin bulunmadığı gibi alacaklı olarak sadece kısıtlı isminin yer aldığı, vasisinin alacaklı olarak takip talebi ve ödeme emrinde gösterilmediği görülmekte olup, vasinin söz konusu takibe onay verdiğine yönelik bir belirleme bulunmamaktadır. Dava ve taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerekir. Bu durumda, vasi taraf gösterilmeksizin, onayı alınmaksızın davalı kısıtlıdan alınan vekaletname ile kısıtlı davalı adına doğrudan takip başlatılması kamu düzenine aykırıdır....

Asıl ve birleşen dosyalarda şikayet olunan Vergi Dairesi ve .... vekilleri ayrı ayrı, şikayetin reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, asıl ve birleşen dosyalarda şikayetçilerin iddialarının sıra cetvelinde şikayet olunanların hem alacaklarının esasına hem de sıralarına yönelik itiraz olduğu ve şikayetlerin genel mahkeme olan .... Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilerek, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen dosyalardaki şikayetçiler vekilleri temyiz etmişlerdir. 1-Asıl ve birleşen dosyalarda şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir. Limited şirket ortak ve yöneticilerinin kamu borçlarından sorumluluğu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 35 ve mükerrer 35. maddesi ile VUK'nın 10. maddesinde düzenlenmiştir. 6183 sayılı Kanun'un 35/1. maddesi “(04.06.2008 tarih 5766 sayılı K.'la değ.)...

    Davacılar T2 ve T1 tarafından açılan davanın incelenmesinde: Davacı borçlular vekili açmış olduğu dava da takibe konu bononun kambiyo vasfını yitirdiğini, bononun teminat amacıyla verildiğini,bonoya konu alacağın ipotek ile temin edildiğini ve İİK'nun 45.maddesine aykırı olarak takip başlatıldığım,takibe konu bononun arkasında davalı bankaya ait bir ciro bulunmadığı, müvekkillerine ödememe protestosu gönderilmediğini belirtilerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık; icra takibinin iptali istemine yönelik şikayetle birlikte teminat iddiasıyla borca itiraz niteliğindedir. Takip dosyasının incelenmesinde; davacı borçlular hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile 12.12.2019 tarihinde icra takibi yapıldığı, borçlulara ödeme emrinin 02.01.2020 ve 11.02.2020 tarihlerinde tebliğ edildiği, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 571.972,56- TL alacak için borçlu Yeter Karabulak hakkında İstanbul Anadolu 16....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itirazın süresinde yapılmadığını, müvekkilinin meşru hamil ve iyi niyetli 3.kişi olduğunu, müvekkilinin bonolardaki imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığını belirterek borçlunun şikayet ve itirazlarının reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Somut olayda, kambiyo senetlerine özgü takip yolunda imzaya itiraz isteminden doğan uyuşmazlıkta, çekişme takibe konu edilen kambiyo senedindeki imzanın itiraz eden borçluya ait olup olmadığı ve varılacak sonuca göre de itirazın kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmakta olup, tarafların aşamalardaki anlatımlarının, dayandığı hukuksal neden ve kanıtların yapılan aleni yargılamada tartışılıp değerlendirilmesi sonucunda; İstanbul 26....

    Vesayet altına alınma kararından sonra başlatılan takipte, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve kısıtlı adına itiraz ve şikayet haklarını vasi kullanacağından, doğrudan kısıtlı borçlu hakkında takip yapılamayacağı hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece de re'sen gözetilmesi gerekir. Açıklamalar kapsamında davanın kabulü ile kısıtlı hakkında başlatılan takiplerin iptaline karar verilmesi gerekirken istemin reddi isabetsiz olmakla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davacı kısıtlı hakkında başlatılan icra takiplerinin iptaline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

    CEVAP Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; şikayetçi borçluların aynı takip dosyasında aynı nedenlere dayalı şikayet, imzaya ve borca itirazlarını ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/677 E. sayılı dosyasında da ileri sürdüklerini, bu nedenle davanın derdestlik nedeniyle usulden reddi gerektiğini, şikayetçi borçlular tarafından itiraz dilekçesinde ileri sürülen hususların dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesinin mümkün olmadığını, şikayetçi borçlularla arasındaki ticari ilişkinin şirket hissesi alım satımından doğduğunu, takibe konu senetlerdeki imzalarının şikayetçi borçlu gerçek kişinin eli ürünü olduğunu savunarak itiraz ve şikayetin usulden ve esastan reddini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı alacaklı tarafından şikayetçi borçlular aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, ... 2....

      Davacı tarafça dava açılırken imzaya, borca ve faize itirazın yanında yetkiye itirazda ve kambiyo şikayetinde de bulunulmuş, mahkemece 26/09/2019 tarihinde yetki itirazı ve kambiyo şikayeti taleplerinin tefrikine, diğer talepler yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, 11/10/2019 tarihli karar ile de imzaya, borca ve faize itiraz yönünden açılan davanın HMK'nın 320/4 maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İİK.nun 170/a-2 maddesi gereğince hakim, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verir. Ancak bunun için, icra mahkemesine yapılan itiraz veya şikayetin beş günlük sürede olması gerekir....

      UYAP Entegrasyonu