Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sunulan 30/10/2021 tarihli heyet raporunda özetle; Davalı banka tarafından ipotek maliki ...'a 30.01.2017 tarihinde ... numaralı 110.000,00-TL bedelli kredi kullandırıldığı ve ipoteğinde bu aşamada alındığı, ancak söz konusu kredinin 09.08.2018 tarihi itibariyle bakiye borç miktarının 61.626,35-TL olarak belirlendiği ve bu miktarın ipotek maliki ... tarafından bankaya erken kapama şeklinde ödendiği, bu hali ile 09.08.2018 tarihi itibariyle ipotek maliki ...'ın yukarıda açıklandığı üzere ipotek akit tablosunda belirtildiği şekilde davalı bankaya doğmuş her hangi bir borcunun bulunmadığının anlaşıldığı, kaldı ki yine banka kayıtlarından ipotek malikinin başkaca bir borcunun olmaması nedeniyle ipoteğin fekki için gerekli giderlerin tahsil edilmiş olduğu, Banka tarafından ipotek maliki ...'...

    Dava ipotek hakkının tescili davasıdır. Alacaklıların, bu kanunî ipotek hakkından önceden feragat etmeleri geçerli değildir. Şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda ise, davacı vekilinin ipotek tesis talebi taraflar arasında yapılan teminat senedine dayalı olup, taraflar arasındaki ilişki kanunda düzenlenmiş kanuni ipotek tescil hallerinde sayılmamıştır. Bu nedenle eldeki dava yerinde olmayıp reddine..." dair karar verilmiştir. Yerel mahkemenin gerekçesinde de değinildiği üzere, somut olayda, davacı vekilinin ipotek tesis talebi taraflar arasında yapılan teminat senedine dayalı olup, taraflar arasındaki ilişki kanunda düzenlenmiş kanuni ipotek tescil hallerinde sayılmamıştır....

    konulduğunu, dosya alacağı içinde haciz ve satışa arz şerhlerinin işlendiğini, daha sonra ipotek alacaklısı vekili Av....

    İpotek resmi senedinin incelemesinde, "kullanmış ve kullanacağım her türlü krediye "istinaden ipotek verildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi kararında açıklandığı gibi; dava konusu taşınmazın üzerinde Ziraat Bankası lehine ipotek verildiği, ipotek resmi senedinde "kullanmış ve kullanacağım her türlü krediye "istinaden ipotek verildiğinin belirlendiği, ipoteğin yalnızca konut kredisine özgülenmediği ve zorunlu ipotek olmadığı, taşınmaz üzerinde iradi ipotek kurulması durumunda meskeniyet iddiasında, bulamayacağı ve davacının meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

    Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, borçlu ile alacaklı banka arasında 10/04/2012 tarihinde borçlunun kullanmış ve kullanacak olduğu her türlü krediye karşılık 205.000,00 TL üzerinden borçluya ait taşınmaz ile ilgili 1.derece ipotek .../... S.2 düzenlendiği, ilerde doğacak ve doğması muhtemel alacaklar için kurulan ipotek üst limit ipoteği olduğu, derece kararının tanzimi sırasında üst sınır ipoteği azami limit miktarının dikkate alınması gerektiği, üst sınır ipotek limitine kadar olan alacak ve ferileri toplamı için ayrı bir takip ve hacze gerek bulunmadığı, şikayetçi dosyalarındaki alacak üst sınır ipotek sınırı içinde kalması koşulu ile 1. derece ipotek teminatı kapsamında bulunduğu ve ilk sırada ödenmesi de mümkün olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı şikayet olunan vekili temyiz etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamlı icra takibinde, şikayetçi ipotek borçlusunun vasi adayı, ipotek borçlusunun kısıtlanması ve kendisinin vasi tayin edilmesi istemi ile açtıkları davanın halen derdest olduğunu ve ipotek borçlusuna gönderilen ihtarnameye ipotek borçlusu adına verdiği cevapta ipotek borçlusunun hukuki ehliyete sahip olmadığını belirttiğini ileri sürerek, ipotek borçlusuna hesap kat ihtarnamesinin usulsüz tebliğ edildiği ve İİK.nun 150/ı maddesindeki şartların oluşmadığından bahisle icra emrinin ve takibin iptalini talep etmiş,...

        İpotek, halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla birlikte doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak için kurulabilir (TMK.m.881). Mevcut alacakları teminat altına almak için kurulan ipotek, anapara ipoteğidir. İlerde doğacak veya doğması muhtemel alacaklar için kurulacak ipotek ise üst sınır (azami meblağ) ipoteğidir. Eğer mevcut bir alacak için ipotek kurulmuşsa, alacağın geçerli olması gerekir. Zira, ipotekle alacak arasında çok sıkı bir birliktelik vardır. Alacak varsa ipotek kabul edilir. Ancak alacak doğmamışsa, hukuki nedeni dolayısıyla batılsa (BK.m.19/2, 20/1), ipotek tescil edilse bile hüküm ifade etmez ve rehinli alacaklıya icra takibi yoluyla alacağını elde etme yetkisi vermez. Vurgulanması gereken diğer bir husus, ipoteğin tescilinin tarafları bağlayacağıdır. Fakat söylendiği üzere ipotek, rehnin temin ettiği alacağın varlığı yönünden bir karine ya da delil oluşturmaz....

          Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, muvakkat rehin açığı belgesi ve rehin açığı belgesinin İİK'nun 150 f ve 152. maddelerinde düzenlendiği, bu maddelere göre alacaklının bu belgeye dayanarak borçlunun diğer mallarının haczini icra memurluğundan takip edebileceği, bu belgeye dayanarak ancak borçlu aleyhine takip yapabileceği, ipotek veren 3.şahsın kalan borçtan sorumlu olduğuna dair bir düzenlemenin olmadığı, ipotek veren taşınmaz malikinin sorumluluğunun ipotek edilen taşınmazla sınırlı olduğu ve davacının ipotek verdiği taşınmazının satılması sonucunda ipotek malikinin sorumluluğunun biteceği, başka bir ifade ile dava dışı asıl borçlu ... lehine ipotek veren davacının sadece ipotekli taşınmaz ile sorumlu olduğundan ve ipotekli taşınmazın davalı tarafından icra kanalıyla satılması neticesinde davacının davalı şirkete başkaca herhangi bir borcunun kalmayacağı, davacı lehine kötü niyet tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne İstanbul 11....

            ye sattığı, adı geçen ipotek borçlusunun İİK'nun 153. maddesi uyarınca ipoteğin fekki talebiyle icra müdürlüğüne başvurması üzerine ipotek bedelinin belirlenmesi için hesap bilirkişine rapor düzenlettirildiği, söz konusu raporda ipotek borcunun faizi ile birlikte 2.086,21 TL olarak tespit edildiği, ipotek borçlusunun sorumlu olduğu bu meblağı 27.05.2014 tarihinde icra dosyasına yatırdığı, akabinde, 16.02.2013 tarihinde vefat eden ipotek alacaklısı ...'ın veraset ilamı doğrultusunda mirasçıları adına İİK'nun 153. maddesi kapsamında onbeş gün içerisinde icra dairesine gelerek alacaklarını almaları ve ipoteği çözmeleri, belirtilen süre içinde geçerli bir mazeret bildirmeksizin parayı almaktan ve ipoteği fek etmekten kaçınmaları halinde icra mahkemesince ipoteğin terkinine karar verileceğine dair muhtıra gönderildiği, sözü edilen muhtıraların ipotek alacaklısının mirasçılarının tümüne ayrı ayrı tebliğ edildiği, mirasçılardan ...'...

              Somut olayda; davacı, davalı lehine 32 parsel sayılı taşınmazda 1/55 arsa paylı zemin kat 4 numaralı meskeni için 5.2.2002 tarihinde 20 milyar bedelli ipotek tesis etmiş, ne var ki, davalı ile yapılması düşünülen ticari ilişkiden vazgeçildiğini, ipoteğin sebepsiz kalması sebebiyle terkini istemiştir. Mahkemece, istem hüküm altına alınmış, kararı davalı temyiz etmiştir. Az yukarıda sözü edildiği üzere ipotek tesisinden amaç, bir alacağın teminat altına alınması, bunun ipotek konusu taşınmaz değerinden sağlanmasıdır. İpotek kişisel bir borç için veya üçüncü bir kişinin borcunu taahhüt için kurulabileceği gibi, bu borcun ipoteğin tesisi arasında mevcut olması da gerekmez. Olayda; taraflar arasında tesis edilen 5.2.2002 tarihli ipotek işlemi geçerlidir. Her ne kadar ipotek senedinde ipoteğin davalı şirketten alınan veya alınacak malların teminatı olacağı yazılmış ise de; davacı içeriğini ve imzasını inkar etmediği 6.2.2002 tarihli taahhütnamesinde ipoteğin oğlu olan ...'...

                UYAP Entegrasyonu