Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili; taraflar arasında intifa hakkı tesisi vaadini içeren protokol(ön sözleşme)imzalandığını, ancak davalılardan maliklerin 09.10.2008 tarihinde başka bir akaryakıt dağıtım şirketi lehine intifa hakkı tesis ettiklerini ve bayilik lisansının EPDK tarafından verilmiş olan bayilik lisansının ortadan kalkmış olması nedeniyle ön anlaşmanın hükümlerinin yerine getirilemeyeceğinin bildirildiğini, inkişaf bedelinin ipotek borçlulara tarafından iade edileceğinin belirtilmesine rağmen ipoteğin kaldırılmadığını daha sonra Kartal 3.İcra Müdürlüğüne bedelin ödenmesi suretiyle Kartal 3.İcra Hukuk Mahkemesinde ipoteğin terkinine karar verildiğini, söz konusu protokolün ön sözleşme niteliğinde olduğunu, yapılan intifa hakkı tesisi vaadi sözleşmesinin BK nun 22/2 maddesi gereğince ön sözleşmenin geçerliliğinin esas sözleşmenin geçerlilik şartına uygun olarak yapılmasına bağlı tutulduğunu, bu nedenle ön sözleşmenin de resmi şekilde yapılması gerektiğini, resmi şekilde yapılmadığından ön sözleşmenin...

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde 05.06.2004 günlü kat malikleri kurulu toplantısının ve bu toplantıda alınan kararların iptali istenmiş olup, davacı 7 nolu bağımsız bölümde intifa hakkı sahibidir. Kural olarak, kat malikleri kurulu kararlarının iptali ancak kat malikleri tarafından dava edilebilir. İstisnai hallerde, intifa hakkı sahipleri bu hakka konu olan bağımsız bölümü yasa, yönetim planı ve sözleşme hükümleri uyarınca kullanmalarına ve ondan yararlanmalarına engel olan veya bunu kısıtlayan kurul kararlarının iptalini isteyebilirler. İptali istenen 05.06.2004 günlü kat malikleri kurulu kararı, davacının üzerinde intifa hakkı sahibi bulunduğu 7 nolu bağımsız bölümün kullanımını, kendisinin buradan yararlanmasını ya da bu yararlanma ile ilgili ortak yerlerin kullanımına engel bir hükmü içermemektedir....

      Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 1-İntifa hakkının yazılması ya da terkini davalarında hakkın çekişmeli olması durumunda husumetin bu haktan etkilenecek kişiye yöneltilmesi gerektiği, bu nedenle de Tapu Sicil Müdürlüğünün davada pasif husumet ehliyetinin bulunmaması karşısında Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın reddinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. 2-Dava, yasal intifa hakkının tapuya yazılması isteğine ilişkindir. Bilindiği gibi intifa hakkı Türk Medeni Kanununun 794.maddesindeki tanıma göre, taşınır ve taşınmazlar, haklar ve bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı sağlayan bir irtifak türüdür....

        Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre taraflar arasında düzenlenen intifa hakkı tesisi vaadi ve yatırım hakkında protokol ile davalı lehine 954,948 TL bedelli 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği Rekabet Kurumu kararları uyarınca intifa sözleşmesinin 08/04/2013 tarihi itibariyle sonlandırılıp, tapudan intifa hakkının terkin edildiği, sözleşme ilişkisinin sona ermesi nedeniyle bakiye süreye isabet eden intifa bedeli tutarı 650.159,18 TL'nin davacıya iadesinin gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

          Dava intifa hakkı şerhinin terkini isteminden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir....

          Davalılar ortaklığın giderilmesi davası sonucunda taşınmazın satışına karar verildiğini, intifa hakkı tesis edildikten 9 yıl sonra açılan terkin davasının iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, ortaklığın giderilmesi davası sırasında davacılara taşınmazdaki projeye aykırılıkların giderilmesi ve aynen taksime olanak sağlayacak şekilde tadilat yapılması için süre verilmesine ilişkin ara kararının gereğinin yerine getirilmediği, davanın intifa hakkının tesisinden 8 yıl sonra açıldığı, davacıların annelerinin de tapuda yasal intifa hakkı bulunduğu, bu intifa hakkının da diğer intifa hakkı ile aynı sonuçları doğuracağı belirtildikten sonra davalıların davacılara zarar vermek kastı ile intifa hakkı tesis ettiklerinin de kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacılar temyiz etmişlerdir. Dava, intifa hakkının terkini isteğine ilişkindir....

            Şirketi lehine 5 yıllığına intifa hakkı kurulmuştur. İntifa hakkı sahibi olan ...Şirketi ise davalı ile dava konusu taşınmaza ilişkin olarak 29.08.2013 tarihinde 5 yıllığına bayilik sözleşmesi imzalamıştır. Davalı davanın açıldığı tarih olan 27.01.2014 tarihi itibariyle geçerli bir anlaşma olan intifa hakkı sahibiyle yapmış olduğu sözleşme gereği taşınmazı kullanmaktadır. Her ne kadar davacı intifa hakkının tesisi için 23.01.2009 yılında vermiş olduğu vekaletten dava dışı ...’ı 28.10.2013 tarihinde azletmişse de dava dışı ... vekaletin geçerli olduğu tarih içerisinde intifa hakkını ...Şirketi lehine tesis etmiş olup ...Şirketi ise intifa hakkına dayanarak taşınmazı davalıya bayilik sözleşmesiyle kullandırmıştır. Başka bir deyişle vekaletten azletme intifa hakkı sahibi ile davalı arasındaki sözleşmeyi geçersiz kılmayacağından davalı haklı bir sebebe dayalı olarak dava konusu taşınmazı kullanmıştır....

              Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceğini kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının süresinden önce sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Her ne kadar intifa hakkının sona erme sebeplerini sayan Türk Medeni Kanununun 796 vd. maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin (TMK.m.785) bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanununun 785. maddesinin kıyasen uygulanması gerekir....

                Mahkemece, davacı 11.12.2006 tarihli sözleşmeyle çekişme konusu 7100 ada 2 parsel üzerindeki yapının 9 nolu bağımsız bölümdeki intifa hakkı olmadığını kabul ettiğinden bahisle dava reddedilmiştir. Hükmü, taraflar temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 794.maddesindeki tanıma göre intifa hakkı, taşınır ve taşınmazlar hatta haklar ve bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı, hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulur....

                  Dosyada toplanan bilgi ve belgeler, özellikle tapu kayıtları incelendiğinde; kat irtifaklı anataşınmazda davalının 2 no.lu bağımsız bölümün maliki, davacının ise 1 no.lu bağımsız bölümde intifa hakkı sahibi olduğu anlaşılmaktadır. İntifa hakkı sahibi, bu hakkın konusunu oluşturan bağımsız bölümden ve dolayısıyla anataşınmazın ortak yerlerinden yararlanma hakkına sahip olup, ancak bu yerlerden yararlanmasının engellenmesi ya da kısıtlanması durumunda hakimin müdahalesini isteyebilir. Bir kat malikinin kendi bağımsız bölümünde veya ortak yerlerde yaptığı değişiklikler, başka bir kat malikinin bağımsız bölümü üzerinde intifa hakkı sahibi olan kişinin, bu hakka dayanarak yararlandığı bağımsız bölüme veya ortak yerlerden yararlanma hakkına müdahale oluşturmadıkça, intifa hakkı sahibinin bu değişikliğin eski hale getirilmesi için dava açma hakkı yoktur....

                    UYAP Entegrasyonu