Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

'in vasi tayin edildiği ve davanın vasi tarafından sürdürüldüğü, ancak husumete izin kararının bulunmadığı, her ne kadar Adli Tıp 4. İhtisas Kurulu ve Adli Tıp Genel Kurulundan raporlar alınmışsa da, raporların davacının satış vaadi sözleşmesi düzenlediği 11.01.2007 tarihinde ehliyetli olduğuna ilişkin olduğu, vekaletname ve akit tarihinde ehliyetli olup olmadığının saptanmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, öncelikle vasi için husumete izin kararının dosya arasına alınması, bu eksiklik giderildikten sonra davacının vekeletname tarihi olan 9-10-2007 tarihi ile akit tarihi olan 10-10-2007 tarihinde fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp 4. İhtisas Kurulundan rapor alınması, ehliyetsiz olduğu saptanırsa davanın kabul edilmesi, ehliyetli olduğu saptanırsa vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedeni üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir....

    un tayin edilmiş olduğu ve anılan davalı adına vasisi ...’a gerekçeli kararın, dava dilekçesinin ise bir önceki vasisi ...’a tebliğ edildiği, ne var ki vasiye verilmiş husumete izin kararının evrak arasında bulunmadığı görülmekle; vesayet makamı tarafından verilmiş husumete izin kararın temin edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. 3-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekili ile davalı ... Sigorta A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı ... Sigorta A.Ş vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalı ... Sigorta A.Ş'ne geri verilmesine 08/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....

      Davacı vekili tarafından kısıtlanmasına karar verilen davacının vesayet makamından alınan husumete izin kararı ile vasiden alınan vekaletnamenin dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili 22/09/2021 tarihinde UYAP üzerinden gönderdiği dilekçe ile yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmaksızın davadan feragat ettiklerini bildirmiş, dosyada mevcut vekaletnameye göre davacı vekilinin davadan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmış, davalı vekili 25/09/2021 tarihli dilekçesi ile yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekilinin HMK'nin 309/4. maddesine uygun feragat beyanı doğrultusunda davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; TMK 407 maddesi gereği kısıtlama kararı bulunan dosyada, husumete izin talebidir. Mahkemece; kısıtlının tahliye olduğu gerekçesi ile vesayetin son bulduğuna yönelik 08/02/2023 tarihli ek karar verilmiştir. 4721 Sayılı TMK' nun 407/1 maddesi gereği; "1 yıl veya daha uzun süreli bir cezaya mahkum olan her ergin kısıtlanır" . Somut olayda, mahkemece; kısıtlının tahliye edildiği gerekçesi ile karar verilmiş ise de, mevcut müddetnamede tahliye tarihinin en erken 2029 yılı olarak belirtildiği anlaşılmıştır....

        in Hatice'nin vasisi olduğu ve husumete izin kararının bulunduğu, davacı ...'in temsilen açtığı diğer davalılarında taşınmazda 3/20'şer pay sahibi oldukları, yargılama devam ederken davacı Hatice'nin öldüğü, Hatice mirasçıları olarak da ...ve ...' in davacı sıfatıyla davaya dahil edilerek yargılamaya devam edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, toplam 14.097,66 TL'nin 7.500,00 TL'sinin dava tarihinden kalan 6.597,66 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Davacılardan ... taşınmazda paydaştır ayrıca paydaşlardan temsilen adına dava açtığı ...'in vasisidir. Diğer müşterek malikler ... ve ... adına ...'in dava açma yetkisi yoktur. Bu nedenle davalılar ...ve ...'in payları yönünden de mahkemece kabul kararı verilmesi doğru değildir....

          nın tasfiye memurundan aldığı vekaleti varsa dosyaya ibrazının sağlanması; tasfiye memurundan aldığı vekaleti bulunmamakta ise İlk Derece Mahkemesi Kararı, Bölge Adliye Mahkemesi Kararının iş bu davalı şirketin tasfiye memuruna usulüne uygun olarak tebliğ edilerek tebligat parçasının dosyaya eklenmesi, 2- Nüfus kayıt örneğindeki kayda göre davacı çocuklardan ...’nun kısıtlı olduğu ve annesinin velayeti altında bulunduğu anlaşılmakla kısıtlılık durumunun devam edip etmediği mahkemesinden araştırılmak, sona ermiş ise sona erme tarihine göre kararın tebliği itibariyle asile tebliğ gerekiyorsa asile kararın tebliğini temin etmek, vesayetin devamı halinde ise; iş bu davacı için 4721 sayılı TMK’nun 462/8.maddesi kapsamında vasiye husumete izin verilip verilmediği hususunu araştırarak, davacı vekilinin bu yönde husumete izine ilişkin kararı ibraz etmesinin temini, 3- UYAP kayıtlarına göre davacı ...’nun hükümlü olduğu anlaşılmakla 4721 sayılı TMK’nun 407.maddesi kapsamında özgürlüğü bağlayıcı...

            Davalı işverenin asıl işveren sıfatı ile alacak kalemlerinden sorumlu olduğundan husumete ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Taraflar arasında davacının yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur. Dosya içeriğinde davacının 18.10.2017 tarihli imzalı dilekçesinde 30.09.2017 tarihinde emekliye ayrıldığı, 2009 yılından itibaren 30.09.2017 tarihine kadar tüm izinlerini kullandığını, hiçbir izin hakkı bulunmadığını belirttiği görülmüştür. Davacı tarafça yargılama aşamasında bu dilekçeye herhangi bir itiraz sunmadığı, dilekçenin işten ayrılış tarihinden sonra verildiği hususları değerlendirildiğinde dilekçeye itibar edilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır....

            Bozma Kararı Dairenin 22/05/2019 tarihli ve 2016/9704 E., 2019/3243 K. sayılı kararıyla; "...somut olayda vasi, vesayet dosyasından aldığı yetki belgesiyle eldeki davayı açıp takip etmiş ise de TMK'nın 462/8. maddesi uyarınca vesayet makamından husumete izin kararı alıp dosyaya sunmamıştır...Hal böyle olunca, öncelikle vasi tarafından eldeki davada kısıtlıyı temsil etmek üzere vesayet makamından alınacak husumete izin kararının temin edilmesi, bu noksanlık giderildikten sonra HMK'nın 184. maddesi hükmü gereğince, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için taraflara söz verilip tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra, taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bırakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka bir gün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanun'un 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda bulunma hakkı verilmesi, ondan sonra bir...

              Veraset ilamında kimin varis olacağı tespit edilecek olup bu husus hangi mirasçının bu davada husumete ehil olacağını da ortaya koyacaktır. Nitekim, eldeki dosya kapsamında da mirasçılık durumu ihtilaflıdır. Yerel Mahkemece veraset ilamının iptaline ilişkin yargılamaların bitmesi beklenip kimin husumete ehil olduğu tespit edilmeden işin esasına girilerek sonuca gidilmesi hatalıdır. Mahkeme tarfından yapılacak iş, hangi mirasçının bu davada husumete ehil olacağına etki edecek tüm dava dosyalarını, taraflardan da sormak sureti ile tereddüte yer bırakmayacak netlikte tespit edip, bu dosyaların sonucu bekleyip, bu dava dosyaları veya onaylı suretleri dosya kapsamına alarak ve gerekirse taraf teşkiline ilişkin işlemleri tamamlayarak sonuca gitmektir....

                İş Mahkemesi'nin 2019/234 Esas sayılı dosyasında işe iade talepli dava açtığı, mahkemenin iş akdi haksız nedenle feshedildiğinden dolayı işe iade kararı verdiği, davalı Dicle Üniversitesi vekilinin kararı istinaf etmesi üzerine istinaf isteminin kesin olarak esastan reddine karar verildiği, bu şekilde kararın kesinleştiği, davacının süresi içerisinde işe başlama talebi olmasına rağmen davalı tarafın bu talebi yerine getirmediği, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiği ispatlanamadığından kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davalı tarafın davacının yıllık izinlerini kullandığını izin defteri ya da eşdeğer bir belge ile ispat edemediği, davacının yıllık izin ücretine hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu