Dava kısmi dava olarak açılıp kısmi dava olarak sonuçlandırıldığından davalı Dedaş vekilinin davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerektiği yönündeki istinaf talebi yerinde değildir. Hüküm altına alınan alacaklar dava tarihi ve ıslah tarihi itibariyle zamanaşımına uğramadığından davalılar vekillerinin alacakların zamanaşımına uğradığı yönündeki istinaf talebi yerinde değildir. Mahkeme tarafından hükme esas alınan 18/06/2018 tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğundan ve yapılan ödemelerde mahsup edildiğinden bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Davacı, davalı Dedaşın alt işverenleri bünyesinde arıza bakım narım işçisi olarak çalıştığından asıl işveren olarak Dedaş tüm işçilik alacaklarından diğer davalı ile birlikte sorumlu olduğu(İK'nun 2/6 maddesine göre), davalı Dedaş’ın husumete yönelik istinaf talebi yerinde değildir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece " ...Vasi T3 "Kısıtlı davacı tarafından açılan davaya onay verip vermediğiniz, onay verdiğiniz takdirde vesayet makamı olan Çerkezköy Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2006/236 E. sayılı vesayet dosyasından husumete izin kararı almak üzere başvuru yapmak ve başvuruya ilişkin belgeyi mahkememize sunmak üzere tarafınıza meşruhatlı davetiyenin tebliği tarihinden 2 haftalık kesin süre verilmiş olup verilen kesin sürede vesayet dosyasından husumete izin kararı almak üzere başvuru yapıldığına dair belgenin mahkememize sunulmaması halinde davanın usulden reddine karar verileceği İHTAR olunur" şerhini içerir tebligat çıkarıldığı, ancak mahkememize bu hususa ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine " şeklinde karar verilmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Vakıf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: Dosya kapsamı incelendiğinde, her ne kadar davacı için husumete izin belgesi alınmış ise de, davacı vasisi yönünden vasilik süresinin uzatılmasına dair güncel kararın bulunmadığı en son 2017 yılı için verildiği anlaşılmakla, söz konusu eksikliğin giderilmesi gerekmektedir. Bu itibarla sözü geçen eksiklik giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye gönderilmesi gerekir. KARAR Açıklanan sebeplerle; Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinde ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı olarak açılan 2006/249 esas sayılı tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonucunda, mahkemece iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulü yönünde hüküm kurulduğunu ve kararın derecattan geçerek kesinleştiğini, oysa davanın kısıtlıya vesayeten ... tarafından husumete izin kararı alınmadan açıldığını, temyiz aşamasında kısıtlı ...’ün öldüğünü, mirasçılarına tebligat çıkartılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra inceleme yapılması gerekirken bu eksiklik yerine getirilmeden temyiz aşamasının sonlandırıldığını ileri sürerek, yargılamanın yenilenmesini ve davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, yargılamanın yenilenmesi koşullarının oluşmadığını bildirip, davanın reddini savunmuşltur.Mahkemece, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir....
izin kararı bulunup bulunmadığı, araştırılarak alınmış ise kararın onaylı suretinin, alınmamışsa durumu bildirir yazı cevabının dosya içerisine alınması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nin ölü bulunduğunun anlaşılması karşısında, mağdurenin zorunlu vekilinin şikâyeti belirtir bir beyanının bulunmaması da nazara alınarak, annesi müştekinin velayet hakkını kullanmaya ehil bulunmadığının anlaşılması halinde, mağdurenin vesayet altına alınması gerekebileceği cihetle mahkemece bu hususlar vesayet merciine bildirilerek, mağdure vesayet altına alındığı takdirde vasisine husumete izin kararı da aldırılıp, gerekçeli kararın vasiye tebliği ile tebellüğ belgesinin ve verildiği takdirde temyiz dilekçesinin içerisine konulmasından sonra iade edilmek üzere dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.03.2012 günü oybirliğiyle karar verildi....
in vasi olarak atandığı görülmekle, açılan bu davada vasiye verilecek husumete izin kararı ile yönteme uygun vekaletnamenin düzenlenip eklendikten sonra gönderilmesi için, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26/02/2013 günü oybirliği ile karar verildi....
İhtisas Kurulunun 09.03.2005 tarihli raporuna göre kendisinde rezidüel şizofreni olarak adlandırılan akıl hastalığı saptanan ve nüfus kaydına göre suç tarihi itibarıyla 27 yaşında bulunan mağdurenin; Türk Medeni Kanununun 405. maddesi uyarınca vesayet makamına bu durumu bildirilerek gerekiyorsa kendisine vasi tayin ettirilip, aynı Kanunun 462/8. maddesine göre husumete izin kararı alınması ve ayrıca CMK.nın 234/2. maddesi uyarınca mağdureye istemi aranmaksızın bir vekil atanması zorunlu olduğundan, vekil atanması da sağlanarak gerekçeli kararın vasiye ve vekile tebliğinden sonra, alındı belgelerinin ve verildiği takdirde temyiz dilekçelerinin eklenmesinden ve bu halde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca da ek tebliğname düzenlenmesinden sonra iade edilmek üzere incelenmeyen dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İhtisas Kurulunun vermiş olduğu raporda, orta ile hafif derece sınırında zekâ geriliğinin olduğu, kendisinde saptanmış olan ve hayatının ilk yıllarından başlayıp ömrü boyunca sürecek olan bu zekâ geriliğinin mağduresi bulunduğu olaydan kaynaklanmadığı, bu zekâ geriliği nedeniyle olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayacağı ve bu zekâ geriliğinin fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olmasına mani olacak mahiyet ve derecede olduğu belirtilen ve nüfus kaydına göre de, suç tarihi itibarıyla 18 yaşından büyük olan mağdurenin vesayet altına alınıp alınmadığının araştırılması, varsa vâsilik kararı ile husumete izin kararlarının asıl ya da örneklerinin temin edilerek dosyaya eklenmesi, vâsi kararı alınmamışsa 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 405. maddesi uyarınca vâsi tayin ettirilmesi ve aynı Kanunun 462/8. maddesine göre vesayet makamından husumet izni kararı aldırılmasından sonra, gerekçeli hükmün vâsiye tebliği ile alındı belgesinin ve verildiği takdirde temyiz dilekçesi de eklenerek...
Dosya kapsamından davacının %52 oranında özürlü olduğunun anlaşılması karşısında davacıya vasi atanıp atanmadığı, atanmış ise kararın onaylı suretinin dosya içerisine alınması ve vasinin husumete izin alıp almadığı hususlarının araştırılarak temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....