Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde, dava ehliyeti olmayan kısıtlı davacı tarafından açılan davada dava şartı eksikliğin tamamlanması mümkün olduğundan, vasisine tebligat yapılarak davada yer almasının sağlanması, vasi tarafından husumete izin kararı sunulduğu takdirde yargılamaya devamla sonucuna göre karar verilmesi, vasinin husumete izin kararını sunmadığı takdirde, mahkemece hükümlü-davacının taraf ehliyeti bulunmadığından 6100 sayılı HMK'nın 114/1- d ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usûlden reddine karar verilmesi gerekirken, usulü eksikliğin giderilmesi yönünde işlem yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1).a.4 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Bu sebeple davanın vasiye ihbar edilmesi, vasinin vesayet makamından eldeki dava yönünden husumet izni kararı almasına imkan verilmesi, husumete izin kararının alınmasından sonra vasi tarafından kısıtlının vekiline vekaletname verilip verilmediğinin vekilden veya vasiden sorulması, vekaletname verilmiş ise anılan vekaletnamenin onaylı örneğinin bu dosyaya konulması, vekile vekaletname verilmemiş ise mahkeme kararının açıklamalı davetiye ile vasiye tebliğ edilmesi, tebligata “vasinin kararı ayrıca temyiz edebileceği, yasal süre içinde temyiz hakkını kullanmadığı taktirde, yetkisiz vekil tarafından yapılmış temyize muvafakat vermiş sayılacağı, temyize onay vermiyorsa bunu açıkça bildirmesi gerektiği” şerhinin yazılması ve dosya içine konulması, Ayrıca, dava dosyasının, 6100 sayılı Kanunun 302/4. maddesi ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca...

    HMK’nın 352. md.si gereği kamu düzeninden yapılan istinaf incelemesinde incelemede; Davanın T3 Şenol tarafından açıldığı, ancak eldeki dava bakımından vasiye verilmiş bir husumete izin kararının dosyada bulunmadığı anlaşılmakla, TMK'nın 462/8. maddesi uyarınca vasiye vesayet makamınca bu dava için husumete izin verilip verilmediği tespit edilerek, var ise husumete izin kararının evrakına eklenmesi, aksi halde dava bakımından husumete izin konusunda gereğinin yapılması ve sonucunda alınacak olumlu veya olumsuz kararın eklenerek karar verilmesi gerekmektedir. Öte yandan, husumete izin kararın olumlu sonuçlanması durumunda 6100 S. HMK’nın 33. maddesi uyarınca, hâkimin bir davaya uygulanacak hukuku re’sen tespit görevi bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla, maddi vakıaları dile getirmek tarafa, hukuki vasıflandırma ise hâkime ait bir görevdir....

    e vekâlet verildiği ve adı geçen avukatın hükmü temyiz etmiş bulunduğu, ancak vasi tayini ve husumete izin kararlarının dosyada bulunmadığı anlaşıldığından, varsa mağdureye ait vâsi tayini ve husumete izin kararlarının asıl ya da örneklerinin temin edilerek dosyaya eklenmesi, alınmamışsa bunların usulü dairesinde alınmaları sağlanarak dosyaya konulmasından sonra incelenmek üzere gönderilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemesi'nin 24.07.2013 tarih 2013/90 sayılı vesayete ilişkin şerh bulunmasına rağmen dosya içerisinde bahsedilen ilama rastlanılamamıştır. 1-Davacıya ait kesinleşmiş vesayet kararı örneğinin var ise ilgilisinden temin edilerek dosya arasına alınması, 2-4721 sayılı TMK.nun 462/8 uyarınca vasinin eldeki davayı açabilmesi için vesayet makamından husumete izin alması gerekli olup dosya arasında böyle bir belgeye rastlanmadığından husumete izin belgesinin ilgilisinden temini ile evraka eklenmesi, 3- Davacının vasisinin tespiti ile gerekçeli kararın ilgili vasiye tebliğinin sağlanması, belirtilen eksiklikler giderildikten sonra gönderilmesi için dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Husumete İzin KARAR Kısıtlı adayı ...’e temyiz dilekçesi ile davacı ve kısıtlı adayına denetim makamı olan ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/32 Değişik İş sayılı kararının tebliğine ilişkin belge dosyada bulunmamaktadır. Temyiz dilekçesi ve değişik iş kararı tebliğ edilmiş ise, belgelerinin dosyaya konulması; edilmemiş ise 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yöntemine uygun bir biçimde tebliği ile geri çevirme kararı gereğinin yerine getirilip getirilmediğinin mahkeme hakimi nezaretinde denetlenmesi ve ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı hakkında vesayet kararı olup olmadığının araştırılması, varsa kısıtlılık dosyası ve husumete izin kararının mahkemesinden temini ile eklenmesi ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan şekilde işlem yapıldıktan sonra iadesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Öte yandan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 448. maddesinde, vasinin, vesayet altındaki kişiye bütün hukuki işlemlerini temsil edeceği; 462 . maddesinin 8. bendinde de, vasinin, vesayet makamından izin almak koşuluyla kısıtlı adına dava açabileceği; 465. maddesinde ise, vesayet makamının iznine tabi olan işlem, izin alınmaksızın yapılırsa, vasinin yaptığı bu muamele vesayet altındaki kişiyi bağlamayacağı hususları düzenlenmiştir. Hal böyle olunca, vesayet ile ilgili dosyanın dosya içerisine getirtilmesi, vasiye kısıtlının açtığı davada onu temsil etmek üzere açıklamalı davetiye kağıdı tebliğ edilerek, davaya yasal temsilciliği aracılığıyla bakılması, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 462/8. maddesi uyarınca husumete izin kararı alınması için vasiye süre verilerek, husumete izin kararı verilmesi halinde işin incelenmesi gerekirken, dava şartı noksanlığı giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

            Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 19.07.2013 gün ve 2013/1156-1258 sayılı kararı ile davacı ......’e vasi olarak atanan ...’in vasilik görevinin uzatılmasına dair kararı getirtildikten, 2)Vesayet altındaki kişi adına dava açılabilmesi için, vesayet makamınca vasiye izin verilmesi zorunlu olduğundan (TMK.md.462/8), davacı ......’in vasisi ...’in, kısıtlı adına bu davayı açabilmesi için husumete izin kararının ilgili vesayet makamından temin edildikten; 3) Davacı vasi ...’in kısıtlı ......’i temsilen vekiline verdiği vekaletnameye dosya arasında rastlanmadığından varsa eklendikten, Sonra, birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 07/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              TMK 462.maddesinde vesayet makamından izin alınması gereken haller sayılmış olup, 8. Bendinde "Acele hallerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması," düzenlenmiştir. Dosya kapsamında ... adına dava açabilmek için ... tarafından dava açmaya izin alındığına dair herhangi bir karar olmadığı görülmüştür. HMK 114 ve 115.maddelerine göre dava ve taraf ehliyeti dava şartlarından olup kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle husumete izin kararının dosyaya ibrazı gereklidir. Somut olayda dosya kapsamına göre vasinin vesayet makamından izin almadan bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece dava ve usul ekonomisi ilkesi gözetilerek vasinin izin alması için yeterli süre verilerek kararın dosyaya kazandırılması gerekmektedir....

                UYAP Entegrasyonu