Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/1068 esas, 2007/56 karar sayılı dosyasında yerleşim yeri değişikliğine izin kararı olup olmadığı araştırılıp dosya getirtildikten sonra yargı yeri belirlemesi yapılmak üzere dosyanın ekleriyle birlikte Dairemize gönderilmesi için mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 09/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    nın kısıtlanmasına ilişkin kararın ve kısıtlılık halinin devam edip etmediğinin ve kısıtlılık sona ermiş ise kısıtlılığın sona ermesine ilişkin kararın ve varsa iş bu davanın açılmasına vesayet makamı tarafından izin verildiğini gösteren husumete izin kararının ilgili yerlerden temin edilerek dosya arasına alınması, 2-Davacılardan ..., ..., ..., .. ..., ..., ..., ..., ..., ...'...

      .-... sayılı ilâmıyla kısıtlandığı ve vasi olarak oğlu ...’nun atandığı anlaşıldığından; öncelikle adı geçen kısıtlama ve vasi karar örneğinin, sonra vasi ... tarafından vesayet makamından kısıtlıyı mahkemelerde ve resmî kurumlarda temsil etmek üzere husumete izin kararı alınmış ise, izin kararının onaylı örneğinin, alınmamış ise buna dair cevabî yazının, dosya içine konulması, İade kararı bizzat mahkeme hâkimi tarafından titizlikle incelenerek dava ekonomisine aykırı düşecek şekilde yeniden yazışma ve yargılama giderlerine meydan verilmeksizin eksikliklerin bütünü ile yerine getirilmesi, Ayrıca, dava dosyasının, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 433/3. ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddeleri uyarınca tarih ve işlem sırasına göre düzenlenip, dizi listesine bağlandıktan sonra gönderilmesi gerekmektedir....

        DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava; Limited şirkete kayyım atanması talebi olarak değerlendirilmiş ancak ön inceleme duruşmasında davacı şirket müdürünün zararlandırıcı işlem ve eylemleri nedeni ile zarar görmemek için şirketten ayrılmak istediğini, davadaki talebinin bu olduğunu ve husumeti de davalı şirket müdürüne yönelttiğini beyan etmiştir. Dava limited şirket ortaklığından haklı nedenle ayrılmaya izin niteliğinde olup, söz konusu davanın şirket tüzel kişiliğine karşı açılması gerektiği, dava dilekçesinde ise husumetin davalı şirket müdürü olan ...'na yönlendirilmiş olduğu anlaşılmakla, pasif husumete ilişkin dava şartı noksanlığı nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın pasif husumet yokluğuna ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle USULDEN REDDİNE, 2-Alınması gerekli 35,90.-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50....

          Davacı borçlu Ramazan Bağcı'nın Ereğli Sulh Hukuk Mahkemesinin 13/05/2020 tarih, 2019/908 Esas, 2020/405 Karar sayılı kararı ile kısıtlandığı, davanın davacının vasisi T2 tarafından davacıya vesayeten açıldığı, dosya içerisinde husumete izin kararı bulunmadığı görülmektedir. Mahkemece dava ve taraf ehliyetinin kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek TMK'nun 462/8. maddesi gereğince vesayet makamından dava ve husumete izin alması için davacı vasisi vekiline süre verilmesi gerekmektedir. Ayrıca Tebligat Kanunu'nun 11. Maddesi gereğince vekil ile temsil edilen işlerde vekile tebligatın yapılması zorunlu olup, gerek takip dayanağı ilamda, gerekse takip talebinde davalı T4 (Bağcı) vekili olarak Av. Erkan Özkubat'ın ismi yazılı olup, dosyada herhangi bir azil ve istinafa dilekçesi de bulunmadığına göre, şikayet dilekçesinin bir suretinin davalı vekiline tebliğ edilerek cevap ve delillerini sunması için hukuki dinlenme hakkı verilmesi gerekmektedir....

          ya dava açmaya izin verildiğine ilişkin husumete izin kararı bulunmadığı, 6100 sayılı HMK'nın 54. maddesi uyarınca davacı tarafa husumete izin kararını sunmak üzere süre verilip, usuli eksikliğin giderilmesinden sonra işin esasına girilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Davacı vekili, 25.09.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile bir kısım taleplerini ıslah etmiştir....

            Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı SGK Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1- Davacı ...’a vasi olarak kardeşi ...’ın tayin edildiği; ancak vasinin kısıtlıyı vekille temsil ettirmekle beraber dosya kapsamında husumete izin aldığına dair kararın bulunmadığı anlaşılmakla, söz konusu eksikliğin ikmal edilerek gönderilmesi, 2- Her ne kadar davacıya ölüm geliri bağlanmış ise, hangi tarihten itibaren bağlandığı davalı Kurumdan sorularak buna ilişkin evrakların gönderilmesi için ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 08.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Sarıkülah'a tebliği ve temyiz süresi beklendikten sonra dosyanın gönderilmesi, 2-Yalvaç Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/330 esas, 2010/27 karar sayılı dosyasının ve vasi tarafından husumete izin kararı alınmış ise bu kararın eklenerek birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oyçokluğuyla karar verildi. 11.06.2012 (Pzt.) Davacı, davadan önce kısıtlanmış olup; davacının tam ehliyetsiz olarak, fiil ehliyeti kapsamındaki dava ehliyeti bulunmamaktadır. Tam ehliyetsizin açtığı dava icazetle sağlıklı hale getirilemez. Dava ehliyeti, dava şartıdır. Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmelidir. Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir. Dosyanın iade edilmesine ve iade ile istenilen hususların yerine getirilmesine gerek bulunmamaktadır. Hükmün açıkladığım nedenle bozulması gerektiğini düşünüyorum....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İPTAl-TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 151 ada, 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 payını davalı kızına, ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini ancak bakım borçlusunun yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek temlike konu tapu kaydının iptali ile adına tescil isteğinde bulunmuş, aşamalarda vesayet altına alınması üzerine husumete izin yetkisi alarak yargılamaya katılan vasi ..., davacı asilin ölümü karşısında da miras payı oranında tescil talebini bildirmiştir. Davalı, bakım akdinin gereğini yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; subut bulan davanın kabulüne, temlike konu payın iptali ile davacının miras payı oranında adına tesciline karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

                  Her ne kadar yargılama aşamasında davacıya (kısıtlanmak suretiyle) velisi temsilci olarak atanmış ve temsilci açılan bu davaya olur vermiş ise de, davacının kısıtlı bulunduğu dikkate alınarak, temsilcinin davayı takip edebilmesi için ilgili mahkemesinden husumete izin alması (TMK'md.462) için süre verilerek açılacak davanın bekletici mesele yapılması gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 7.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu