Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme gerekçeli kararının ve davacılar vekilince sunulan istinaf dilekçesinin davalı T11'ye usulüne uygun tebligat yapılarak ve davacı T1 yönünden husumete izin kararı dosya içerisine alınarak gerekli usulü işlemler tamamlandıktan sonra istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmek üzere dava dosyasının HMK'nun 352. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerektiğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalı T11'ye mahkeme gerekçeli kararının ve davacılar vekilince sunulan istinaf dilekçesinin usulüne uygun tebliği ile davacı T1 yönünden husumete izin kararının ikmaline yönelik olarak HMK'nun 352. maddesi uyarınca dava dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, Dair, HMK' nun 352/1 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 31/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, soyadı değişikliğine izin verilmesi istemine ilişkindir....
Diğer taraftan davanın hukuki ehliyeti haiz gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılması, gerçek kişilerin hukuki ehliyetten yoksun bulunması halinde ise; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 462/8. maddesi hükmü uyarınca dava için husumete izin kararı alan vasi aracılığıyla açılması gerektiği de kuşkusuzdur. Öyle ise; ehliyetsiz olduğu saptanan ve vesayet altına alınan Ö.. T..'ın, davada yasal temsilcisi olan vasisi tarafından temsil edilmesi, vasinin 4721 sayılı, TMK'nin 462/8. maddesi gereğince husumete izin kararı alarak bizzat veya tayin ettiği vekil aracılığıyla yargılamayı yürütmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Öte yandan; davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usûl ve yasaya aykırı bir yön yoktur....
.-... sayılı ilâmıyla kısıtlandığı ve vasi olarak oğlu ...’nun atandığı anlaşıldığından; öncelikle adı geçen kısıtlama ve vasi karar örneğinin, sonra vasi ... tarafından vesayet makamından kısıtlıyı mahkemelerde ve resmî kurumlarda temsil etmek üzere husumete izin kararı alınmış ise, izin kararının onaylı örneğinin, alınmamış ise buna dair cevabî yazının, dosya içine konulması, İade kararı bizzat mahkeme hâkimi tarafından titizlikle incelenerek dava ekonomisine aykırı düşecek şekilde yeniden yazışma ve yargılama giderlerine meydan verilmeksizin eksikliklerin bütünü ile yerine getirilmesi, Ayrıca, dava dosyasının, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 433/3. ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddeleri uyarınca tarih ve işlem sırasına göre düzenlenip, dizi listesine bağlandıktan sonra gönderilmesi gerekmektedir....
nın kısıtlanmasına ilişkin kararın ve kısıtlılık halinin devam edip etmediğinin ve kısıtlılık sona ermiş ise kısıtlılığın sona ermesine ilişkin kararın ve varsa iş bu davanın açılmasına vesayet makamı tarafından izin verildiğini gösteren husumete izin kararının ilgili yerlerden temin edilerek dosya arasına alınması, 2-Davacılardan ..., ..., ..., .. ..., ..., ..., ..., ..., ...'...
Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/1068 esas, 2007/56 karar sayılı dosyasında yerleşim yeri değişikliğine izin kararı olup olmadığı araştırılıp dosya getirtildikten sonra yargı yeri belirlemesi yapılmak üzere dosyanın ekleriyle birlikte Dairemize gönderilmesi için mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 09/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava; Limited şirkete kayyım atanması talebi olarak değerlendirilmiş ancak ön inceleme duruşmasında davacı şirket müdürünün zararlandırıcı işlem ve eylemleri nedeni ile zarar görmemek için şirketten ayrılmak istediğini, davadaki talebinin bu olduğunu ve husumeti de davalı şirket müdürüne yönelttiğini beyan etmiştir. Dava limited şirket ortaklığından haklı nedenle ayrılmaya izin niteliğinde olup, söz konusu davanın şirket tüzel kişiliğine karşı açılması gerektiği, dava dilekçesinde ise husumetin davalı şirket müdürü olan ...'na yönlendirilmiş olduğu anlaşılmakla, pasif husumete ilişkin dava şartı noksanlığı nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın pasif husumet yokluğuna ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle USULDEN REDDİNE, 2-Alınması gerekli 35,90.-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50....
Davacı borçlu Ramazan Bağcı'nın Ereğli Sulh Hukuk Mahkemesinin 13/05/2020 tarih, 2019/908 Esas, 2020/405 Karar sayılı kararı ile kısıtlandığı, davanın davacının vasisi T2 tarafından davacıya vesayeten açıldığı, dosya içerisinde husumete izin kararı bulunmadığı görülmektedir. Mahkemece dava ve taraf ehliyetinin kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek TMK'nun 462/8. maddesi gereğince vesayet makamından dava ve husumete izin alması için davacı vasisi vekiline süre verilmesi gerekmektedir. Ayrıca Tebligat Kanunu'nun 11. Maddesi gereğince vekil ile temsil edilen işlerde vekile tebligatın yapılması zorunlu olup, gerek takip dayanağı ilamda, gerekse takip talebinde davalı T4 (Bağcı) vekili olarak Av. Erkan Özkubat'ın ismi yazılı olup, dosyada herhangi bir azil ve istinafa dilekçesi de bulunmadığına göre, şikayet dilekçesinin bir suretinin davalı vekiline tebliğ edilerek cevap ve delillerini sunması için hukuki dinlenme hakkı verilmesi gerekmektedir....
ya dava açmaya izin verildiğine ilişkin husumete izin kararı bulunmadığı, 6100 sayılı HMK'nın 54. maddesi uyarınca davacı tarafa husumete izin kararını sunmak üzere süre verilip, usuli eksikliğin giderilmesinden sonra işin esasına girilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Davacı vekili, 25.09.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile bir kısım taleplerini ıslah etmiştir....
tarafta olup, davalı tarafça ispat yükümlülüğü yerine getirilmediğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazandığı, davacı taraf 26/08/2009 tarihli ıslah dilekçesinde kıdem ve ihbara ilişkin alacaklarını ıslah ettiği görülmekle, diğer alacak kalemleri bakımından davacı vekilinin ıslah etmediği, fazla mesai, genel tatil alacakları bakımından ıspat yükü davacı tarafda olup, davacı tarafça tanık deliline dayandığı, söz konusu alacak kalemleri bakımından ıslah söz konusu olmadığından taleple bağlı kalınarak karar vermek gerektiği, yıllık izin ücreti talebi bakımından ise davalı tarafça imzalı izin defteri veya eş değer belge dosyaya ibraz edilmediğinden davacının talebini aşmamak kaydıyla davacının yıllık izin ücreti almaya hak kazandığı kanaatine varıldığı, dosyada bozma sonrasında bozma ilamına uygun olmak üzere taraf teşkili sağlandığı, ... ve ... dışındaki davalıların mirasçılık sıfatları nedeniyle davacının işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu...