Davacı, davalıdan satın aldığı aracın aynı şirket tarafından 21.4.2006 tarihinde yapılan onarım ve bakım ile parça değişikliklerinden sonra meydana gelen kaza sonrası yapılan tespitle alınan bilirkişisi raporu ile verilen hizmetin ayıplı olduğunun saptandığını ileri sürerek, ödediği tamir bedeli ile diğer masrafları talep etmiş, davalı ise, verilen hizmetin ayıplı olmadığını ve tespit bilirkişisi raporuna itiraz ettiklerini savunmuştur. Mahkemece, tespit bilirkişisi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. HÜkme esas alınan 28.8.2006 tarihli tespit bilirkişisi raporunda, aracın davalının servisinde kaza nedeni ile sol ön kısmındaki mekanik arızanın onarımı esnasında şanzıman yağının kaçırıldığı ve daha sonra ikmalinin unutulduğunu ve kazada verilen ayıplı hizmet nedeniyle davalı şirketin 2008/12653-2807 kusurlu olduğu açıklanmıştır. Bu raporda aracın 38.439 km'sinde olduğu anlaşılmaktadır....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, söz konusu tıbbi malzemelerin niteliği gereği kullanıma uygun olmadığı, ayıplı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı ve davalı arasındaki sözleşmenin feshine, davacı tarafın Finansbank Erzurum şubesine ait 09/11/2015 vade, 0488095 nolu 9.023,00 TL meblağlı çek nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2.203,20 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 5.000,00 TL manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satım sözleşmesine konu üründeki ayıp nedeniyle sözleşmenin feshi ile uğranılan maddi manevi zararın tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığından satıma konu tıbbi malzemelerin nitelikleri anlaşılamamaktadır....
Her iki dosyanın davacısının ve davalısının aynı olması yanında her iki davanın aynı sözleşmeden ve sözleşmenin haksız feshedilmesi iddialarından kaynaklandığı, İzmir ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl davada sözleşmenin feshi, karşı davada alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davada davacılar ..., ... ve ... yönünden davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili, asıl davada davalılar-karşı davada davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan, cayma hakkı ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup, bu süre içinde sözleşme askıdadır. Davacının sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre, bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup, davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. O halde, mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 11.6.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı taraf eksik ve ayıplı ifa savunmasında bulunmuş ise de bilirkişi kök ve ek raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, davalı tarafça ayıplı/eksik ifa hususunda mahkeme veya noter kanalı ile yaptırılan bir tespit sunulmamıştır. Diğer taraftan davalı tarafça sunulan mütalaada da belirtildiği üzere; davacı taraf, her ne kadar davalı ... Mobilya'ya göndermiş olduğu ihtarnamede hizmetin eksiksiz ve kusursuz olduğunu ifade etmiş olsa da stand kurulum işini yüklenmiş olan yani fiilen standı kurmuş olan dava dışı ...'na göndermiş olduğu ihtarnamede ise verilmiş olan hizmetin eksik ve kusurlu olduğunu ifade ettiği, yani davacı tarafın, dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde çelişkili beyanlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkememizce davacının verdiği hizmetin ayıplı veya eksik olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır. Fakat eksik veya ayıplı işlerin niteliği ve miktarı davalı tarafça ispatlanamamıştır....
nin tahribatsız Muayene Sözleşmesi kapsamında yaptığı hizmetin ayıplı olması sebebiyle dava konusu olayda kusurlu olduğu kanaatiyle rapor düzenlendiği, söz konusu kök ve ek raporun dosya kapsamına uygun, denetime elverişli, yeterli ve gerekçeli olması nedeniyle mahkemece hükme esas alındığı ve itibar edildiği, her ne kadar mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış ise de usul ekonomisi gereği ek rapor alınmasının gerekmediğinin anlaşıldığı, makine mühendisi bilirkişi heyetinin raporlarından da anlaşılacağı üzere tanklara ait radyografik film çekiminin davacı Pal Metal A.Ş. tarafından %99'nun tamamlandığı, kalan %1'lik kısmının ise eksik yapıldığında ilgili tankların kullanıma hazır olacak biçimde değerlendirilerek kabullerinin yapılmadığı hususu dikkate alındığında söz konusu hizmetin tamamlanmadığı ve davacının yaptığı hizmetin ayıplı olması nedeniyle dava konusu olayda davacı şirketin kusurlu olduğu gerekçesi ile sübut bulmayan davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Yüklenici davalılar tarafından imal edilen 25 adet bank, 20.11.2004 tarihinde iş sahibi davacıya teslim edilmiş olmasına karşın; davacı, 25.11.2004 tarihli ve yüklenicilere tebliğ olan ihtarnamesi ile sözleşmenin feshi bildiriminde bulunarak, iş bedeline mahsuben peşin olarak ödediğini iddaa ettiği 2000,00 YTL’nin iadesini istemiştir. Başka bir anlatımla, davacı iş sahibi, bankların kabul edilemeyecek derecede ayıplı olması sebebiyle yanlar arasında sözlü olarak yapılan eser sözleşmesinin feshini yüklenicilere bildirmiştir. Dosya kapsamındaki 13.07.2006 günlü bilirkişi raporu incelendiğinde; sözleşme konusu bankların imalatında kullanılan ahşabın teknik şartnameye uygun olmadığının, yer yer çatlaklar ve budaklar olduğunun ve imalatın kusurlu ve ayıplı malzemeden yapılmış olduğunun açıklandığı anlaşılmaktadır....
Satışa konu araç üzerinde yaptırılan hükme esas alınan bilirkişi raporu ile dava konusu otomobilin sol ön kapısının boyanmış olması nedeniyle dava konusu araçta 1.250,00.-TL değer kaybı oluştuğu mütalaa edilmiştir. Mahkemece, bu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de; yalnızca lokal bir bölgede yer alan boyama işleminin sözleşmenin feshi ile araç için ödenmiş olan bedelin iadesini gerektirip gerekmediği husunda yanılgıya düşülmüştür. 6502 sayılı yasanın 11. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Açıklandığı şekilde tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir....
Mahkemece iddia,savunma,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;davalı şirketin davacı şirkete yapmış olduğu fesih ihtarnamesinin davacı şirkete tebliğ edilemediği,dolayısıyla sözleşmenin yenilendiği,ayrıca davalının beyanında hizmetin fesihten sonra da devam ettiğine ilişki ikrarı,davalının davacının hizmet vermesini engellememek suretiyle sözleşmeyi fiilen uzattığı, davalının davacıya bir bildirimde bulunmadan hastane binasının tadilat inşaatını başlatmış olması da sözleşmenin 15.5....