sürenin sonunda. c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda. d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir" düzenlemesi gereğince alacaklı tarafından herhangi bir ihtar çekilmese bile borçlu, sözleşmede belirtilen ödeme tarihinde, ödeme tarihi belli değilse faturanın veya faturada belirtilen mal veya hizmetin alındığı tarihten itibaren 30...
vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 08/05/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalılardan ... yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, davalılardan ... yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, 6831 sayılı Orman Kanunu'ndan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın davalılardan ... yönünden husumet nedeni ile reddine, davalılardan ... yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Şti olduğu, ana sözleşmenin tescil tarihinin 03/07/2007 olduğundan bahisle karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalının tüketici adına fatura veya sözleşmeyi başka bir şirket üzerinden düzenlemesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, HMK Madde. 124/3 "Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir." hükmünün uygulama imkanı varken pasif husumet yokluğu gerekçe gösterilerek davanın usulden reddedilmesi açıkça hukuka aykırı olduğunu, maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, mahkemece müvekkilin maddi tazminat kalemlerini tam olarak hesaplanmadan eksik inceleme ile bu karar verildiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; alacağın dayanağı olarak sunulan faturanın davalının ticari defterinde kayda alındığı, davalı şirketin davacıya 41.102,50 USD karşılığı 114.674,98 TL borçlu olduğunun saptandığı, bu saptamaya göre fatura içeriğindeki mal ve hizmetin davalıya verildiği, davalının fatura ve içeriğini benimseyerek ticari kayıtlarına işlediği ve yasal sürede itiraz etmediği, davalı yanca faturaya konu hizmetin gereği gibi verilmediği, faturanın sözleşmeye uygun kesilmediği savunmasının dayanağı olan bir delilin sunulmadığı, verilen hizmetin ayıplı yada eksik ifa edildiği olgusunun da bunu öne süren davalı tarafından kanıtlanamadığı gerekçesiyle itirazın asıl alacak üzerinden iptaline, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
Davacının Edirne İcra Müdürlüğünde araç tamir bedelinden kaynaklanan alacağının tahsili istemiyle yaptığı takibe davalı tarafından, icra dairesinin yetkili olmadığı gibi borçları da bulunmadığı belirtilerek itiraz edilmiştir. Mahkemece davalının Edirne Şubesiyle sözleşme yapıldığına ilişkin belge bulunmadığı gibi hizmetin Edirne’de verildiğinin incelenmesine gerek olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş ise de davada, taraflar arasında bakım hizmeti konusunda sözleşme bulunduğu iddia olunduğuna göre öncelikle davacıya sözleşmenin varlığını usulen kanıtlamak olanağı tanınmalı, kanıtları incelenerek, gerektiğinde yemin teklif hakkı da hatırlatılarak, sözleşme bulunduğu kanıtlandığında, hizmetin Edirne ilinde verilip verilmediği de incelenmeli, işin yapım yerinin Edirne olduğu anlaşılırsa HUMK’nın 10. maddesi gereğince yetki itirazı reddedilerek esası incelenmeli, aksi takdirde şimdiki gibi davanın yetki yönünden reddine karar verilmelidir....
İdare Mahkemesince manevi tazminat isteminin kabulüne ve manevi tazminata faiz yürütülmemesine ilişkin olarak verilen ...tarih ve E:..., K:... sayılı kararın taraflarca temyizen incelenip bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti : Davalı idarece, yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davacılar tarafından savunma verilmemiştir. D.Tetkik Hakimi : … Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmüştür. Danıştay Savcısı : … Düşüncesi : Manevi tazminat olarak bir meblağa hükmedilmesi halinde bu meblağın davacı eline geçinceye kadar gerekli olan süre için faiz yürütülmesi ekonomik hayatın bir gereği olup özellikle enflasyon oranının hergün arttığı ülkemizde manevi tazminat olarak hükmedilen meblağa faiz yürütülmesi hem ekonomi ve hemde hukuk açısından gereklidir....
Hizmet kusuru kavramı (işbu davaya konu olay tam anlamıyla hizmetin kusuru vasfındadır) idare hukukuna ait bir kavram oluşu ve esasen müteselsil sorumlulukta borcun tamamını ödeyen kişinin iç ilişkide kusur oranına göre diğer sorumluya dava açtığı takdirde diğer sorumlunun dış ilişkide hangi hukuki sorumluluğa göre sorumluluğu varsa, iç ilişkide de aynı sorumluluğunun var olması gerekir. Keza TBK 168/1.fıkraya göre ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olduğundan, burada hem maddi hukuk hem de yargılama hukuku bakımından alacaklının haklarına aynen halef olur. Keza Mustafa Reşit Karahasan TAZMİNAT HUKUKU- Tazminat Davaları ve Yargılama Usulü (Beta-Basım - Yayım Dağıtım A.Ş., Genişletişmiş Temmuz 2003, İstanbul, Sf. 328- 329) adli eserinin, Dönme Davasında görev ve yetki başlıklı bölümünde aynen şu tespitleri yapılmıştır....
Davalı vekili, davacı yanca hizmet faturasına konu bir hizmetin müvekkiline verilmediği gibi sözkonusu faturanın tebliğ de edilmediğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacı yanca kanıtlanan davanın kabulüyle davacının davalıya 3.645.83.-TL borçlu bulunmadığının tespitine ve bu tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, koşulları oluşmadığından davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı yanca davalı adına düzenlenen 2.932.-TL tutarlı hizmet bedeli faturasından kaynaklanmaktadır. Sözkonusu faturadaki hizmetin verildiğini ispat yükü davacı taraftadır. Davalı ise faturaya konu hizmetin verilmediği gibi faturanın da kendisine tebliğ edilmediğini savunmuştur. Dosya içeriğindeki mevcut delil durumuna bakıldığında davacı yanın hizmet sunduğunu kanıtlayamadığı görülmektedir....
Davalının kötü niyeti ispat edilemediğinden davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
başkaca hiçbir delil ile ispatlanamadığı, faturanın ve muhteviyatı mal ve hizmetin davacı tarafa teslimine yönelik olarak taraflarca incelemeye esas alınacak herhangi bir belgenin sunulmadığı, söz konusu hizmetin yerine getirildiğine ilişkin dosyada herhangi bir delilin bulunmadığı ve yine dosya kapsamında söz konusu faturanın karşılığı olan edimin yerine getirildiğine dair davalı tarafından herhangi bir belge sunulmadığı bu haliyle söz konusu hizmetin davalı tarafından yerine getirildiğinin yargılama sırasında ispatlanamadığı, bu haliyle davacı tarafın takip konusu faturalardan dolayı davalıdan alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla, düzenlenen uzman bilirkişi raporunun da mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle davacı tarafın davalıdan takip konusu faturalardan dolayı takip konusu alacak miktarı kadar alacağının bulunduğu tespit edilmiş davanın kabulüne karar verilerek asıl alacak likit olduğundan hükmolunan asıl alacağın %20'si oranında icra...