"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Edimin ifasına fesat karıştırma HÜKÜM : Mahkumiyet EK TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Onama Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Edimin ifasına fesat karıştırma suçunun ihaleye fesat karıştırma suçundan bağımsız bir suç tipi olarak 5237 sayılı TCK’nin 236. maddesinde düzenlendiği, hile olmaksızın mal veya hizmetin ayıplı veya eksik ifasının söz konusu olduğu durumlarda, mal veya hizmetin salt ayıplı veya eksik ifa edilmiş olmasının edimin ifasına fesat karıştırma suçunu oluşturmayacağı, suçun oluşabilmesi için ayıplı veya eksik ifanın ayrıca hileli hareketlerle gizlenmeye çalışılmış olması, sözleşmenin tarafı olup da mal veya hizmetin alıcısı konumundaki tarafın da zarar görmesinin de gerektiği, maddedeki suç tanımında zarar unsur olarak açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte, 6459 sayılı Yasa'ya ilişkin değişiklik önergesinin gerekçesinde...
Dosya kapsamından; taraflar arasındaki sözleşmenin bir yıllık olduğu, sözleşmenin kurulmasından dört ay sonra davalı karşı davacı tarafından hizmetin eksik veya gereği gibi yapılmadığı yönünde herhangi bir ihbarda bulunulmaksızın sözleşmenin 11. Maddesine göre feshin tebliğden itibaren 1 ay sonra hüküm ifade edeceği belirtilerek feshedildiği, feshin tebliğ tarihine göre 06/11/2015 tarihinde hüküm ifade edeceği, fesih öncesinde eksikliğe ilişkin bir ihbarın yapılmadığı, hizmetin eksik olduğuna dair somut bir delil sunulmadığı sabittir. TMK'nun 2. maddesi gereğince, hak ve borçların kullanımı ve ifasında dürüstlük kurallarına uyulması gerekmekte olup, bu ilkeye somut dosyada olduğu gibi taraflarca imzalanmış sözleşmenin yürütümü ve feshi sürecinde de uyulması gerekmektedir. Her ne kadar sözleşme ile davalı karşı davacıya sebep göstermeksizin feshi hakkı tanınmış ise de, Yargıtay 11....
kaşe ve imzasını taşıyan proforma fatura ile davacı tarafından ithal edildiği, motordaki arızanın imalat hatasından kaynaklandığı, gizli ayıplı olan malın tamirinin uygun bulunmadığı, yenisi ile değiştirilmesi gerektiği gerekçeleriyle davacının sözleşmenin feshi talebinin kabulü ile sözleşmenin feshine, malın sözleşmedeki değeri olan 79.500 Euro’nun dava tarihindeki karşılığı olan 146.081.10 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, sözleşme konusu ayıplı malın davalıya iadesine, edimlerin birlikte ifa edilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacının temyizine gelince: Davacı yabancı para (Euro) ile satın aldığı mal bedelinin yine yabancı para (Euro) ile iadesini...
İstinaf başvurusuna konu davada ; "...Dava, tüketici kanunundan kaynaklı malın ayıplı olması nedenine dayalı sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin faizi ile birlikte iadesi talebine ilişkindi Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı dava dilekçesinde tapuda davalılardan T4 adına kayıtlı Aydın, Kuşadası, Türkmen Mah, 2322 ada, 1 parsel de kayıtlı taşınmazın satımı konusunda projenin müteahhidi diğer davalı T6- Şelale İnş Mob Ltd Şti ile anlaşmaya vardıklarını, müvekkillerinin satış bedelinin tamamını ödediğini, bahse konu taşınmazın mülkiyetini 01.07.2011 tarihinde devraldıklarını, taşınmazın gerçekte 202.54m2 bir alana sahip olduğu halde mimari projesinde 62.59 m2 olduğunu öğrendiklerini ayıp nedeniyle sözleşmenin feshini ve davalılara ödenen 135.740 Euronun davalılaran tahsili talebinde bulunmuştur..."...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, ayıplı ifa nedeniyle sözleşmenin feshi, ödenen iş bedelinin iadesi ile ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi istemine ilişkindir....
Yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi'nce konut alanının tel örgü ile çevrilmesinde davalının kusuru olmadığı, satış tarihinde ifrazların tamamlanmış ve ifrazın gerçekleşmiş olması, tapu kaydından bu durumun kolayca anlaşılabilmesi dikkate alınarak davanın ve istinaf başvurusunun reddine karar verilmişse de; taşınmazların tapu kayıtlarının incelenmesinde; davanın açıldığı tarih itibariyle her iki dükkanın da davalı ... adına kayıtlı olduğu, sözleşme bedelinin davalı tarafa ödendiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, ancak tapunun devredilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi talebi, tek taraflı bir irade beyanı niteliğinde olup, karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Bu durumda, mahkemece davacının sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesine yönelik talebinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eskik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Buna göre, yapılan işin kabul edilemeyecek derecede ayıplı olması durumunda yanlar arasındaki sözleşmenin feshi ile davacının, iş bedeli olarak ödediğini yasal delillerde kanıtladığı iş bedeli tutarının yükleniciden tahsiline ve yapılanın yükleniciye iadesine, sözleşmenin feshi gerekmiyorsa; iş sahibinin kullanabileceği diğer haklarının mahkemece takdiriyle varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Borçlar Kanununun 97. maddesi gözetilmeden yazılı şekilde ayıpların davalı tarafından giderilmesine mahkemece karar verilmesi de kabul şekli bakımından doğru değildir. Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacının temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 17.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıya ait İngilizce kursuna 27.9.2005 günü kayıt yaptırdığını, 12.10.2005 tarihinde tanıtım dersine katılmasından sonra kursun kendisine uygun olmadığına ve hatta kullandığı ilaçlar yüzünden derse konsantre olamaması nedeniyle kurstan ayrılmak istediğini, sözleşmenin feshini talep ettiği halde davalının buna yanaşmadığını, sağlık sorunları sebebiyle kurstan hiç yararlanmadığı halde 4.270,000 YTL kurs ücretini ödemek zorunda kaldığını ... sürerek, sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin istirdadına karar verilmesini istemiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi ise, dava konusu uyuşmazlıkta sözleşmenin iptali de istendiğinden sözleşme değeri olan 12.000,00 TL'ye göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu bildirerek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İstek, davalıdan satın alınan konteynırın ayıplı olduğu iddiasıyla ayıplı malın iadesi, ödenen paranın geri verilmesi ve taraflar arasındaki sözleşmenin iptali istemine ilişkin olup, iptali istenen 26.02.2010 tarihli sözleşmenin 12.000,00 TL bedelli olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda iptali istenen sözleşme değerine göre davanın Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava dilekçesinde, ayıplı araçtan kaynaklı sözleşmenin feshi, bedelin iadesi, verilen senetlerin iptali, ödenen ekspertiz bedelinin iadesi ve ayıptan kaynaklı duyulan manevi üzüntü nedeniyle manevi tazminat talep edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece kurulan hükümde sözleşme sebebiyle kısmen yapılan ödemenin iadesine karar verildiği, fazlaya ilişkin istemin ise reddedildiği belirtilmesine rağmen dava dilekçesinde talep edilen sözleşmenin feshi ve senetlere yönelik herhangi bir hüküm ve gerekçe tesis edilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle de davanın ret ve kabul oranlarının belirlenmesi ve denetlenmesinin mümkün olmadığı görülmüştür. Mahkemece yapılmasına gereken, hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında, dava dilekçesindeki tüm taleplerin davacı tarafa açıkça sorulması ve açıklatılan talepler hakkında dosyadaki tüm delillerin değerlendirilip gerekçelendirilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekmektedir....