Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu kapsamda hizmet tespitine yönelik davalarda davacı işçinin çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı T5 (Devredilen SSK) davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücret; sigortalının kıdemi, yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre ödenmesi gereken ücrettir. Hizmet akdinin tarafları görünüşte bir ücret belirlemiş olabilirler, ancak bu ücret tarafların aralarında kararlaştırdıkları gerçek ücret olmayabilir. Uygulamada bazen taraflar arasında kararlaştırılmış olan gerçek ücret (örneğin SSK primlerini daha az ödemek amacıyla) bordroya yansıtılmamakta, daha düşük (örneğin asgari ücret) gösterilmektedir. Bu gibi durumlarda yargıç tarafından gerçek ücretin saptanması yoluna gidilmelidir....

İş Yasası ve 5510 sayılı Yasa'da “hizmet akdinin” tanımı yapılmamış olup, Borçlar Kanunu'nda hizmet akdinin tanımı; “hizmet akdi bir mukaveledir ki onunla işçi, muayyen veya gayrimuayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeyi taahhüt eder.” şeklinde yapılmıştır. Bu tanıma göre hizmet akdinin unsurları, ücret, zaman ve bağımlılık koşuludur. Ancak 5510 s. kanun dikkate alındığında, “ücretin” sigortalı sayılmanın koşulu olmadığı, “zaman” ve “bağımlılık” unsurlarının sigortalılık için yeterli olduğu anlaşılmaktadır. Bağımlılık, sigortalının, kendisine verilen işi işverenin emir ve talimatı altında yapmasıdır. Sigortalı, işe başladığı andan itibaren işverenin buyruğu altına girer ve bu nedenle işyerinde konulan tüm kurallara ve önlemlere uymak zorundadır. Hizmet akdi ile istisna, vekalet, hatta taşıma akitleri uygulamada bazen karıştırılabilmektedir....

    Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10- 480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10- 481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10- 482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10- 608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10- 1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir. Diğer taraftan, hizmet sözleşmesi sürekli edimli sözleşmelerden olup tanıkla ispat sınırının belirli süreli hizmet sözleşmelerinde hizmetin süresine göre belirsiz süreli hizmet sözleşmesinde ise, ücretin yıllık miktarına göre belirlenmesi gerektiği, Yüksek Yargıtayın yerleşik uygulaması gereğidir....

    Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği, Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş ictihadı gereğidir. Yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 86/8. ve 506 sayılı Kanunun 79/10. maddeleri olan bu tür davalarda çalışma olgusu hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalıdır....

      Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10- 480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10- 481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10- 482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10- 608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10- 1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir. Diğer taraftan, hizmet sözleşmesi sürekli edimli sözleşmelerden olup tanıkla ispat sınırının belirli süreli hizmet sözleşmelerinde hizmetin süresine göre belirsiz süreli hizmet sözleşmesinde ise, ücretin yıllık miktarına göre belirlenmesi gerektiği, Yüksek Yargıtayın yerleşik uygulaması gereğidir....

      V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME: Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde "Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir", hükmü öngörülmüştür. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgilidir. Tarafların dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur....

        Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işyerinin kanun kapsamında olduğu, davacı adına asgari ücret üzerinden hizmet bildiriminde bulunulduğu ve Bölge Adliye Mahkemesince yargılama yapıldığı, yurtiçi hesap formaları esas alınarak düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda yerel mahkeme kararı kaldırılarak uzun yol şoförünün asgari ücretle çalışamayacağı kanaatine varıldığı anlaşılmıştır. Hizmet veya ücret tespitine yönelik davalarda, davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı ... Başkanlığına, davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Davanın niteliği gereği, çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşılık ücretin ispatında bu denli bir serbestlik söz konusu değildir....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2.Prime esas kazanç tutarı tespitinin 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7 nci maddesi uyarınca yasal dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 77 ve 5510 sayılı Kanunun 80 inci maddesidir. Bu kapsamda davacı işçinin, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı ...’na davalı işveren/işverenler tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücret; sigortalının kıdemi, yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre ödenmesi gereken ücrettir....

            İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 27/05/2019 NUMARASI : 2017/130 2019/231 DAVA KONUSU : Hizmet ve Spek Tespiti KARAR : Taraflar arasındaki hizmet ve spek tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının davalıya ait işyerinde 20/07/2011- 22/05/2013 tarihleri arası kesintisiz genel müdür olarak çalıştığını, davacıyla davalı arasında MN Skala Dekorasyon San. Ve Tic. Ltd. Şti vekili hisselerin devriyle ilgili 04/07/2011 tarihli limited şirket pay devri sözleşmesi imzalanıp, sözleşmenin görev alma ve tazminat başlıklı 3....

            TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davacı şirkette kurum tarafından yapılan denetim sonucunda aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi dışında verilmesi ve prime esas kazançların ücret tediye bordrolarında yer almaması ve 2014 yılı yevmiye defterinin kapanış onayının olmadığı gerekçesiyle idari para cezası kesildiğini ve 2014/10- 2016/3 dönemleri arasında aylık prim ve hizmet belgelerinde fark SPEK tespiti yapıldığını, kurum tarafından denetimin usulüne uygun olmadığını, kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinin doğru olduğunu belirterek kurum işleminin iptali ile davalı kuruma fark primi borcununu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu