Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, çalışma süresi noktasındadır. Dosya içeriğinden, davacının, davalılara karşı, 07/08/2017 tarihinde açtığı hizmet tespiti davasının İzmir 14. İş Mahkemesi’nin 2017/343 esas sayılı dosyasında derdest olduğu, söz konusu davada davacının 26/07/2005-29/09/2012 tarihleri arası için hizmet tespiti talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Hizmet tespiti davası, her ne kadar eldeki davanın karar tarihinden sonra açılmış ise de, hizmet tespiti davasında, iş bu alacak davasından farklı olarak re’sen araştırma ilkesi uygulanmaktadır. Dolayısıyla, hizmet tespiti davasında verilecek kararın kesinleşmesinin beklenilmesi zorunluluğu doğmuştur....

    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak iş akdinin işveren tarafından haksız olarak fesh edildiği, davacı vekiline verilen kesin mehil içerisinde ... kayıtlarında gözükmeyen ancak davacı tanıklarının beyanlarında belirttiği davacı çalışmasının tespiti yönünden hizmet tespiti davası açılmadığı ve bu nedenle resmi kayıtlarda görünen hizmet süresinin dikkate alındığı, buna göre davacının ihbar tazminatına hak kazandığı, hizmet süresine göre kıdem tazminatına ve yıllık izin ücretine hak kazanmadığı, fazla çalışma ile hafta tatili ücretine de hak kazanmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı taraf temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Davacı vekili temyiz dilekçesinde resmi kayıtlarda görülmeyen hizmet süresi için hizmet tespiti davası açtıklarını beyan etmiş olup, Dairemizce yapılan geri çevirme sonrası bahsedilen hizmet tespiti davasının derdest olduğu anlaşılmıştır....

      Yani davalının cevap dilekçesi içeriği ve ibraz edilen devamsızlık tutanakları, SGK kayıtları ve davacıya ait hizmet döküm cetveli dikkate alındığında davacının iş sözleşmesinin 27.05.2008 tarihinde sona ermediği anlaşılmaktadır. Bu hâli ile hizmet tespiti davasında dava konusu edilmeyen, hakkında hüküm kurulmayan 27.05.2008 tarihinin iş sözleşmesinin fesih tarihi olarak kabulü mümkün değildir. 21....

        Somut olayda, davacı 01/04/2009 tarihinde işe başladığı halde işe girişinin 24/09/2009 tarihinde yapıldığı, bu tarihler arasında maaşının ödenmediğini ileri sürmüş, dava dilekçesinde ayrıca Batman İş Mahkemesinde 2013/781 Esas sayılı dosyası ile hizmet tespiti davası açtığını beyan etmiştir. Mahkemece önce hizmet tespiti davası bekletici mesele yapılmış, sonra kişinin hizmet tespiti davası açmaya zorlanamayacağı gerekçesi ile bekletici mesele yapılmasından vazgeçilerek dosya kapsamına göre hüküm kurulmuştur. Davacı tarafından açılan hizmet tespiti davasında 16/04/2015 tarihinde verilen kararın temyiz edilmesi nedeniyle Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2018/720 esasına kaydedildiği, henüz temyiz incelemesinin yapılmadığı, tespit davasında verilen kararın kesinleşmediği anlaşılmışmıştır. Kural olarak kişi hizmet tespiti davası açmaya zorlanamaz....

          Bir ay içinde çeşitli işverenlerin işinde çalışan sigortalının bu kanun gereğince alınacak primlerine esas tutulacak aylık ve günlük kazancının tesbitinde her işverenden elde ettiği aylık ve günlük kazanç tutarı ayrı ayrı nazara alınır ve primler buna göre hesaplanır." hükmü düzenlenmiştir. Mahkemece, dosyada alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuş ise de bilirkişi raporunda yapılan inceleme ve tespitler hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir....

            a) Prime esas kazançların hesabında; 1) Hak edilen ücretlerin, 2) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların, 3) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamı esas alınır. b) Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik...

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, Dairemizin 03/07/2018 tarihli 2018/193 esas 2018/1416 karar sayılı kaldırma kararımız sonrası; "...- 41 kod ve PEK bildirimlerin uzun vadeli çalışa bildirimi olmaması, yaşlılık malullük primi ödenmemesi, SGK ca 41 kodlu bildirimlerin yaşlılık aylığı ve süresi yönünden dikkate alınmadığı tespit edilerek, 41 kodlu kayıtlar dikkate alınmadan prim ve hizmet süresi tespit edilmiş, Bu tespitlere göre davacının hizmet tespiti gereken süresi ve tavan tutar da dikkate alınarak tespiti gereken sürelere ilişkin aylık PEK tutarları raporda sunulmuş, Davacının 20.07.2007- 31.03.2010 arası kesintisiz çalışması gerektiği tespitine göre 1 kodlu davalı fabrikaca yapılan bildirimler dışında 646 gün eksik bildirime dayalı hizmetinin tespitinin gerektiği, Davalı idarece 15.11.2008- 14.12.2008 arası hesapladığı PEK ile SGK ya yapılan bildirimin farklı olduğu, SGK bildirimi fazla olmakla sonuca etkisi olmayacağı, Kararda PEK tutarlarının ay bazında...

              Yar. ve Day.Vakfı yönünden husumetten reddine, davalılar SGK Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı yönünden ise kısmen kabulüne karar verildiği ve bu kararın da Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarihli ve 2016/8805 E., 2016/10682 K. sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği, daha sonra eldeki davada da kesinleşen hizmet tespiti davasındaki çalışma süresi ve ücret esas alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar Mahkemece kesinleşen hizmet tespiti davasındaki çalışma süresi ve ücret esas alınarak işçilik hak ve alacakları belirlenmiş ise de, sözkonusu hizmet tespiti davasında İçişleri Bakanlığı ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilip tespiti yapılan süre yönünden SGK ve Milli Eğitim Bakanlığı aleyhine davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                in davacının çalışma dönemine ilişkin değil sadece çıraklık konusunda beyanda bulunduklarını, bu 2 tanığında hizmet çalışmalarının 1981 dönemine ait olduğundan tanıkların doğruyu söylemediklerini, davacının yaşı ve fiziki gücü itibariyle çırak olarak çalıştığını, üretime katılmasının olanaksız olduğunu, çalışmalarının Kuruma bildirildiğini belirterek, Davalı ... ve ... vekili; murislerinin işveren olmadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuşlardır. V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME: 1-Davanın Yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanun’un geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı Kanun’un 79 ve 108’inci maddeleri olup, tespiti istenen dönemde 05.07.1977 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2089 sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık Kanunu yürürlükte olduğundan uyuşmazlığın bu Kanun hükümleri ile 506 sayılı Kanunun 2 ve 3’üncü maddelerine göre çözümlenmesi gerekmektedir....

                  “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesinde; “ Bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işvereninde sorumlu olacağı ” bildirilmiştir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesi ile; asıl işveren ile alt işveren arasındaki ekonomik ve mali yönden sorumluluk hukukunun sınırlarının belirlendiği, maddede geçen “ Bu kanunun işverene yüklediği ödevler ” tanımlamasının asıl işverene, alt işverenin taraf olduğu hizmet sözleşmeleri nedeniyle açılacak hizmet tespiti davalarında pasif husumet ehliyetini amaçlamadığı anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde ifadesini bulan hizmet tespiti davaları kural olarak bu ödevi yerine getirmeyen işverene karşı açılmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu