Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ücret miktarı 6100 sayılı Yasa'nın geçici 1/2.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Yasa'nın 288. maddesinde belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları gibi delillerle, sigortalının imzasını taşıyan ücret bordroları veya hizmet sözleşmesinde yazılı olan ücretin gerçek olmadığı kanıtlanabilir. Ayrıca, yapılan iş, hizmet süresi ve diğer belirleyici özellikler belirtilmek suretiyle ilgili meslek örgütlerinden sorulmak suretiyle de gerçek ücret miktarı belirlenebilir. Meslek örgütlerince bildirilen ücret miktarları tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olmayıp, diğer bilgi ve belgelerle de desteklenmelidir....

ın işten ayrılış bildirgesinin, 31.12.2016 tarihinde verilmesi gerekirken sehven 17.11.2016 tarihinde verildiği, kuruma bildirilmiş ise de dava dışı bu çalışan adına kuruma eksik bildirilen çalışma süresi için 26 gün içn 1.427,40 TL ek aylık prim hizmet belgesi düzenlenerek kuruma verilmesi gerekirken verilmeyip, aksine 4 gün ve 219,60 TL sigorta primine esas kazanç tutarının iptaline ilişkin iptal aylık prim hizmet belgesi düzenlenerek kuruma verildiği, SGK denetmen raporlarına istinaden yaklaşık 2 yıl sonra 21.09.2018 tarihinde 30 gün ve 1.647,00 TL SPEK tutarlı ek aylık prim hizmet belgesi düzenlenip kuruma verildiği, Sosyal Sigorta İşletmenliği Yönetmeliği 102 nci maddesi gereği aylık prim hizmet belgelerinin ayın 1 ile 30 arasındaki çalışmalar karşılığı ücret alan sigortalılar için en geç belgenin ilişkin olduğu ayı izleyen 23'ünde kuruma verilmesi gerektiği, 103 üncü madde 2 fıkrasında da yapılacak işlemlerin anlatıldığı, dosya kapsamına göre davacı şirketin ek aylık prim ve hizmet...

    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 16/02/2021 NUMARASI : 2018/392 E., 2021/56 K., DAVA KONUSU : (Kurum İşleminin İptali İstemli) KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ İDDİANIN ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Afşin Sosyal Güvenlik Müdürlüğünün müvekkiline gönderdiği yazı ile 5510 sayılı kanunun 85.maddesi uyarınca %15 asgari işçilik oranının %25 eksiği ile 858.260,62TL eksik işçilik bildirmiş tespit edildiği gerekçesiyle, bu SPEK matrahına dayalı 296.099,91TL sigorta prim aslı ile 31/07/2018 tarihi itibari ile 36.473,24TL gecikme cezası olmak üzere toplam 332.573,15TL tutarındaki borcun 1 ay içerisinde ödenmesini istendiğini, ödeme yapılmadığı taktirde 5510 sayılı kanunun 88.maddesine göre kurum denetim ve kontrol görevlilerince incelemenin istenileceğini, müvekkili şirket ile Elektrik Üretim A.Ş arasında yapılan 02/04/2004 tarihli Çöllolar Sahası 17.250,000 ton/yıl kömür üretim kapasiteli açık maden işletmesinin kurulması ve işletilmesi hizmet alım işine ait birim sözleşmesi ve 2015 yılında...

    sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli, bu dönemde davacı ile işveren arasındaki sözleşmenin askıda olduğu ve mevsimlik dönemlerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği gözönünde bulundurulmalı; böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır. 1- Eldeki davada, öncelikle, Mahkemece, hizmet tespiti yönünden verilen hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup çelişkili tanım anlatımlarına göre, hizmet süreleri ve hizmetin başlangıç tarihinin tespit edildiği anlaşılmaktadır....

      Ayrınca, 6100 sayılı HMK'nın 297.maddesinde; " (1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar: a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini, b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini. c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri. ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini. d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını. e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi. (2) Hükmün sonuç...

      Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir. Bunun yanında; 6100 sayılı HMK.nın "senede karşı tanıkla ispat yasağı" başlıklı 201. maddesinde ise; "Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz" hükmü yer almaktadır....

        Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.06.2020 tarih ve 2016/10-376 Esas, 2020/306 Karar, 09.07.2020 tarih ve 2016/21-904 Esas, 2020/554 Karar ve 16.07.2020 tarih ve 2016/10-2141 Esas, 2020/585 Karar sayılı kararları ile kabul edilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun da isabetle vurguladığı gibi "Kamu düzeninden olma koşulu re’sen araştırma ilkesini ve sonuç olarak hâkimin delilleri serbestçe, kendiliğinden toplayarak sonuca gitmesini beraberinde getirir. Sigortalı kavramı, kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sosyal güvence sistemine adına prim ödenmesi gereken yahut kendi adına prim ödemesi gereken kişiyi ifade eder. Görüldüğü gibi sigortalı olmak çalışma ve prim ödeme ilkesine bağlı olduğundan, “hizmet tespitive “prime esas kazancın tespiti” davaları sosyal güvenlik hakkının özünü oluşturmaktadır. Bu nedenle prime esas kazancın tespiti davaları kamu düzeninden olmaları nedeniyle özel bir titizlik ve duyarlılıkla yürütülmelidir"(Y....

          Böylece davacının işe başladığı tarihte taraflar arasında imzalanan, imzalı iş sözleşmesinde belirlenen aylık ücret miktarı olan net 350 TL ücret ile yürürlükteki asgari ücret arasında orantı (1.16 katı) kurularak 29/01/2004- 04/11/2012 tarihleri arasındaki SPEK miktarları ile gerçek ücret üzerinden kuruma bildirilmesi gereken SPEK miktarları arasındaki farkın tespiti yoluna gidilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçeleriyle karar verildiği görülmüştür....

          Devamlı mahiyetteki işyeri sigortalıları ile yapılan ihale konusu işlerde çalışan sigortalılara ilişkin kimlik bilgileri ile çalışan kişi gün ve sayısının bilinmemesi halinde; ihale konusu işin yapıldığı dönemde devamlı mahiyetteki işyerine ait defter, kayıt ve belgeler ile bulunacak KDV hariç toplam hasılat tutarı ile ihale konusu işe ait malzeme fiyat farkı/akreditif bedeli dahil toplam KDV hariç istihkak tutarı oranı, Kuruma bildirilen sigorta primine esas kazanca (SPEK) uygulanarak SPEK'in ihale konusu işe ait olan ve teşvikten yararlanamayacak kısmı bulunur ve bu kısım hariç tutularak, işverenin yararlanma hakkı olan sigorta primine esas kazanç hesaplanır....

            Asgari işçilik uygulamasına dair uyuşmazlıkların sağlıklı çözümü için kayıt ve defterler üzerinde inceleme yapılması, faturaların doğruluğunun ve niteliğinin belirlenmesi, incelemeye konu işin (sektörün) özelliklerine göre işçilik miktarının ve asgari işçilik oranının tespiti gerekir. Bu hususların incelenmesi ise özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; HMK'nın 266.maddesine göre asgari işçiliği teknik usullerle saptamasını bilen bir hukukçu, serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi (veya yeminli mali müşavir) ve asgari işçilik incelemesine konu iş (sektör) konusunda bilgi sahibi (inşaat mühendisi, elektrik mühendisi, otel yöneticisi vb.) bir bilirkişi olmak üzere üç kişilik bilirkişi kurulundan açıklayıcı ve denetime elverişli rapor alınmalıdır....

              UYAP Entegrasyonu