K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı, çalıştığı iş ve işyeri itibariyle 28.03.2007 gününden itibaren itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tesbitine, tespit edilen itibari hizmet sürelerinin sigortalılık süresine eklenmesine ve fark primlerin işverence ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının davasının kabulü ile, davacının çalıştığı iş ve iş yeri itibariyle bulunduğu yerde 28.03.2007 tarihinden itibaren itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiği hususunun tesbitine, tespit edilen itibari hizmet sürelerinin hizmet süresine eklenmesine ve fark primlerinin işverence ödenmesi gerektiğinin tesbitine karar verilmiştir. HUMK.'...
sigortalılık süresine itibari hizmet süresi olarak eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde “Davacının davalı ......
süresine itibari hizmet süresi olarak eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde “…davalı iş yerindeki geçici ve daimi kadro ile çalışılan sigorta primi ödenmiş günlerine X 0,25 formülü ile belirlenecek miktar kadar sürenin "İTİBARİ HİZMET SÜRESİ" olarak eklenmesi gerektiğinin tespit ve kabulüne,” karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Davacı sigorta hizmet cetvelinde, 01.10.1994 tarihinden önceki dönemine ilişkin kayıt bulunmakta ise de hizmet cetvelinde gözüken işverenler hakkında bilgi olmadığı gibi bu işverenliklerin davalı Bakanlık ile aralarında akdedilen bir hizmet alım sözleşmesinin mevcut olup olmadığı da dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Hizmet süresinin tespiti kamu düzeni ile ilgilidir. Davacının hizmet döküm cetvelinde kayıtlı, 01.10.1994 tarihinden önceki dönemde işveren olarak gözüken işyerleri tespit edilmeli ve davalı bakanlık ile aralarında hizmet alım ilişkisinin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Davacının belirtilen dönemde davalı bakanlığa bağlı işyerinde çalışması olup olmadığı belirlenerek hizmet süresi kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı ... Sağlık Hizmetleri Ticaretk A.Ş.'ne iadesine, 23.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 02.08.2007 tarihli yapı denetim hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu kapsamda davalıya hizmet verildiğini, müvekkili şirketin bakanlık tarafından ceza almış olması nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğini, yönetmeliğe uygun olarak sözleşmenin feshedildiği tarih olan 21.07.2011 tarihinde ilgili idare olan ... Belediye Başkanlığı tarafından seviye tespit tutanağı düzenlendiğini ve inşaatın %100 tamamlandığının tespit edildiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereğince üzerine düşen edimi gereği gibi tamamen yerine getirdiğini, ancak davalı tarafından hizmet bedelinin ödenmediğini, bunun üzerine ... 2. ......
Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işveren tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverene yöneltmesi gerekir. İncelenen dosyada; davacının davaya konu çalışmalarının davalının kardeşi ...'...
Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işveren tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverene yöneltmesi gerekir. İncelenen dosyada; mahkemece davalı ... hakkında kurulan hüküm isabetli ise de, davacının davaya konu çalışmalarının davalının kardeşi ...'...
tespit edilip, bu kişilerin bu doğrultuda beyanlarına başvurulmalı, netice olarak da toplanan delilleri hep birlikte değerlendirip takdir edilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir...
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili ve davalı işveren vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, davacının davalı işveren nezdinde geçtiği iddia edilen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, yapılan araştırma neticesinde, davacının davalı işveren yanında 1.4.1998-30.3.2006 tarihleri arasında çalıştığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Zira dosyada mevcut deliller, taraflar arasındaki ilişkinin hizmet akdi olup olmadığı hususunda tam bir kanaat ortaya koymamaktadır....
süresi tespit edilmektedir....