Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

iddia ettiği tarihin 31.10.1999 olduğu dikkate alındığında, hizmet tespiti davasını en geç 31.10.2004 tarihinde açılmış olması gerekmekte iken bu tarihte açılmamış olan davanın zamanaşımına uğradıktan sonra açılmış olması nedeniyle reddi gerektiği belirtilmiştir....

    Asıl işverenle aracı arasındaki ilişki taşıma, eser ve benzeri sözleşmelere dayanabilir ise de, hiç bir şekilde hizmet akdi unsurları bulunmamalıdır. Burada önemli olan yön, asıl işverene ait işin bir bölümünün aracı tarafından görülmesidir. Aracı kavramının belirleyici özelliği, asıl işverene ait işten bir bölüm iş alınması ve bu işte kendi adına sigortalı çalıştırılmasıdır. 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde ise, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin alt işverenler tarafından düzenlenmiş olması durumunda, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir....

      İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2020 NUMARASI : 2016/615- 2020/41 DAVA KONUSU : SPEK Tespiti KARAR : Taraflar arasındaki SPEK tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece verilen karara karşı davacı vekili, davalı Kurum vekili ve davalı T5 vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü....

      Maddesi gereği re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde; Tüm dosya kapsamı, kesinleşmiş işe iade kararı, iş yeri şahsi dosyası, bilirkişi raporu, davacı tarafça emsal işçi olarak gösterilen S.Y ye ait bordro kayıtları ve hizmet cetvelindeki SPEK miktarı, istinaf dilekçesi, ilk derece mahkemesi kararı birlikte değerlendirildiğinde; kesinleşmiş işe iade kararı sonrasında başvuru üzerine kısmen kıdem ihbar tazminatı ve tamamen işe iade kararına bağlı alacakların ödenmesiyle iş akdinin işverence sonlandırıldığı çekişmesizdir. Bakiye kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesi yerindedir. Emsal işçinin hizmet cetvelindeki fesih tarihi olan 2021 Şubat ayındaki SPEK miktarı ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; işçilik alacaklarının hesaplanmasında temel alınan fesih tarihindeki ücret miktarı oluşa ve dosya kapsamına uygun görülmüştür. Aksi yöndeki davalı istinafının reddi gerekmiştir....

      Belediye Başkanlığı nezdinde 12.01.1987 ile 2009 tarihleri arasındaki çalışmalarındaki ücretinin eksik bildirildiğini beyanla, ödenen ikramiyelerin prime esas ücret kapsamında ele alınmasını gerektiğinin tespiti ile yaşlılık aylığına yansıtılarak yaşlılık aylığı farklarının tahsilini talep etmiş olup, İlk Derece Mahkemesince; Davanın kabulü ile, Davacının 01/1987 ile 06/2009 taihleri arasında 16.04.2018 tarihli bilirkişi 2.ek raporunda belirlenen dönem ve ek SPEK ile çalıştığının tespitine, eksik yatırılan prime esas kazanç tutarlarının yaşlılık aylığına yansıtılması gerektiğinin tespiti şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar gereğince hükümde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, infaza elverişli olarak gösterilmesi zorunlu olup, mahkemece bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

        III-MAHKEME KARARI: A-İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, davacıya ait 1154046 sicilli işyeri çalışanları bakımından 01.12.2006-31.12.2007 dönemi yapılan yemek yardımlarının SPEK içerisine dahil edilmemesi gerektiğinin tespiti ile bu kalem alacakla ilgili isteklerin reddine, aynı işyeri için aynı dönem işçilere yapılan yol yardımlarının SPEK içerisine dahil edilmemesi gerektiğinin tespitine, alacakla ilgili talebin ise alacak miktarını hesaplamaya olanak sağlayan belge sunulmadığından ve alacak hesabı yapılamadığından reddine karar verilmiştir. B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ: Davalı vekili, kararın bozulmasını talep etmiştir....

          Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır....

            Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2015/389 Esas, 2017/455 Karar sayılı dosyasında görüldüğünü, son aylık ücretinin 1.219,13 TL olarak tespit edildiğini ve işçilik alacakları ile tazminatlarını bu rakam üzerinden aldığını, müvekkilinin sigortaya bildirilen primlerin gerçek ücret üzerinden yatırılmadığını ve bu nedenle maddi zarara uğradığını, düşük gelir bağlandığını belirterek müvekkilinin davalı şirket bünyesindeki hizmet süresine ilişkin SGK primlerine esas kazanç ve eksik ödenen Sosyal Sigorta primlerinin miktarlarının tespiti ile 01/12/2011 tarihinden itibaren bağlanan sürekli iş göremezlik gelirinin aldığı gerçek ve yüksek ücrete göre yeniden hesap edilerek 01/12/2011 tarihinden itibaren farkları ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Maddesi gereği re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde; Dava, prime esas kazançla ilgili eksik bildirimlerinin tespiti istemine ilişkindir. 6100 Sayılı Kanunu’nun 114/2. fıkrasında, “diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde düzenlenme gözetildiğinde, 6100 Sayılı Kanun dışındaki kanunlar ile de dava şartı düzenlenebileceği anlaşılmaktadır. 11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 Sayılı Kanun'un 64. maddesi ile 5521 Sayılı Kanun'un 7'inci maddesinin üçüncü fıkra olarak “31.5.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce T5 müracaat edilmesi zorunludur....

            Maddesinende alt üst sınırlar açıkça düzenlendiğini, 2011/6 için bildirilmiş SPEK tavan tutarı 5.300,18 TL olup davacının 2011/6 için prime esas kazancı üst sınır üzerinden müvekkil Kuruma SPEK bildirimi yapıldığını, Yargı kararı ile hak kazanılan kazançların ödemenin yapıldığı ayın prime esas kazanç matrahına dahil edilmesi gerektiğine, hizmet akdi daha önceki bir tarihte sona erdiği takdirde ise yapılan ödemeler çalışmaların geçtiği son ayın prime esas kazancında gözetilmesi gerektiğine,. prim kayıt belgelerinin bildirilmesi yükümlülüğünün işverene ait olduğunu, bildirilmeyen kayıtlardan müvekkil kurumun sorumlu tutulamayacağına ve davaya sebebiyet vermediğinden dolayı müvekkil kurum aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti ödemesi kararı da verilmemesi gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir. Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; uygulanması gereken hükmün 506 sayılı Yasanın 77....

            UYAP Entegrasyonu