Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İzmir İli, Karabağlar İlçesi, Bozyaka Mahallesi, 13448 ada 12 parselde kayıtlı 438 m² yüzölçümlü 210/438 hisseli taşınmazın davalılara yapılan satış işleminin iptali ile davacı adına payı oranında tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : "Davanın kabulü ile, Dava konusu Hatay ili, Samandağ ilçesi, Alevışık Mahallesi Bostan Kadir Ağa Mevkii kain 1922 ve 1923 parsel sayılı taşınmazın aynen taksiminin mümkün olmadığı anlaşıldığından, taşınmazlardaki ortaklığın üzerindeki muhdesat ve şerhlerle birlikte satış yoluyla giderilmesine, Satışın İİK.nun 112- 136.maddelerine göre açık artırma (genel açık arttırma) suretiyle yapılmasına, Satış sonunda elde edilecek satış parasının tapu kaydındaki ve veraset ilamındaki payları oranında paydaşlara dağıtılmasına," karar verildiği anlaşılmıştır. DAVALI T1 VE T8 VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davanın Samandağ Sulh Hukuk Mahkemesi’nden tefrik edildiğini, gelen mahkeme ilamıyla tefrik sonrası taraflarına hiçbir bildirim yapılmadan davaya devam edilerek karar verildiğini, dava konusu taşınmazla ilgili olarak Samandağ 2....

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Paydaşlar arasında ortaklığı devam ettirme yükümlülüğü bulunmadığına göre eldeki davanın açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece taraf teşkili sağlanmış, ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

Somut olayda, her ne kadar mahkemece temliklerin satış olduğu, satışlarda tenkis hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçe yapılarak dava reddedilmiş ise de, mirasbırakanın gerçekte taşınmazları bağışladığı ancak görünürde işlemi satış şeklinde yaptığı saptanır ise tenkis hükümlerinin uygulanacağı kuşkusuzdur. Öte yandan, Bilindiği ve TMK’nın 565/4 maddesinde düzenlendiği üzere mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar tenkise tabidir. Ne var ki, mahkemece bu yönde gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmiştir....

    Türk Medeni Kanunu'nun 698.maddesinde "Hukuki bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir. Paylaşmayı isteme hakkı, hukuki bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, resmi şekle bağlıdır ve tapu kütüğüne şerh verilebilir. Uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamaz." hükmü bulunmaktadır. TMK'nun 699. maddesi "Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir. Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hakim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir....

    Fıkrasında yazılı “20/10/2012 tarihli ortak raporlarındaki ekli oranlar göz önünde bulundurulmak sureti ile muhdesat bedelinin satış bedeline yansıtılmasına” ve 2. bentte ise “ Satış bedelinin tapu kaydındaki payları oranında paydaşlara taksimine” ibarelerinin çıkartılarak hükmün ilk bendinin 2. Fıkrasına “bilirkişi ... ve ...’nın” ibaresinden sonra gelmek üzere “20/10/2012 tarihli ortak raporlarındaki oranlara göre paydaşlar arasında paylaştırılmasına” ibaresi eklenerek, hükmün 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 438.maddesi uyarınca düzeltilmesine ve bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA ve taşınmaz malın satış bedelinden paylarına düşecek paranın %011.38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 21.15.'er TL’nın mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenlerden ayrı ayrı alınmasına, 04.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Uyuşmazlık, Harici Taşınmaz Satış Sözleşmesine dayalı sebebsiz zenginleşmeden doğan alacak istemine ilişkindir . 07.06.1939 tarih ve 1936/31 E.-1939/47 K.sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre "Taşınmaz malın haricen satışına ve satış vaadine ilişkin akit ve işlemler yasaca geçerli değilse de, bir tarafın tapu dairesinde ferağın yapılmasını üstlenmesi koşuluna karşı diğer tarafın taşınmaz malın bedelini verdiğine, bedelin geri verilmesi de üstlenilmiş olduğuna göre; bu gibi davalar 10 yıllık genel zamanaşımına bağlı olurlar.( BK 125, TBK 146.md.) Sürenin başlangıcı da ferağdan cayma ve çekinme tarihidir. Davacı alıcı, taşınmazda halen zilyet ise bu 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğundan söz edilemez. (13 H.D 05.06.2001 tarih, 2001/5231 E.-2001/6114 K.) Ancak, davacıların taşınmazda zilyetliği sürdüğü sürece alacak muaccel olmadığından zamanaşımı süresi işlemeye başlamaz....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.07.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın % 011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 25.20 TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edene yükletilmesine, 16.02.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi....

          Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesindeki savunmalarını tekrarla, davacı ile imzalanan sözleşme hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin tapu pay devrini içerdiğini ve tapu devri ile birlikte sözleşmenin geçerlilik kazandığını, bu durumda sayın mahkeme gayrimenkul satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı hususunda bir inceleme yapmalıdır....

          Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, hisseli gayrimenkul (devremülk) satış sözleşmenin feshi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. ... 1. Tüketici Mahkemesi tarafından; devre mülk sözleşmesinin noterden satış şeklinde olması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından; davacı ile davalı şirket arasında 21/02/2012 tarihinde ... İli ... İlçesi hudutları içerisinde ... ada ... parsel üzerinde yapılmakta olan ... Tatil Köyünden dönerli sistemde kullanılabilecek mesken niteliğindeki hisseli devremülkün devrine ilişkin sözleşme imzalandığı, ödemenin 10/04/2012 tarihinde peşin olarak 7.600,00....

            UYAP Entegrasyonu