İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; davacılar ve davalıların üzerinde olan taşınmaza hisseli olarak birlikte malik bulundukları, taşınmazların yüzölçümü, cinsi, pay ve paydaş sayısı itibariyle aynen taksiminin mümkün olmadığı gerekçesiyle Afyonkarahisar ili Merkez Ali İhsan Paşa Mah. 4810 ada 18 parsel sayılı taşınmaz ile aynı mahalle 4575 ada 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların umuma açık satış yolu ile ortaklığının giderilmesine karar verilmiştir....
Somut olayda davaya konu Denizli ili Çivril İlçesi Çatlar Mah. 881 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde davacı ve davalılar adına iştirak halinde ve müşterek mülkiyetle kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 699. maddesinde “Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir. Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hâkim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi hâlinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir. Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır.” hükmü yer almaktadır....
Onun için mirasdan iskat sadece mahfuz hisseli mirasçılar hakkında hüküm ifade eder. İskat haksız ise iskat edilen mirasçı davacı: İskata itiraz edebilir ve iskatın iptalini veya tenkisini isteyebilir (MK. madde 512/2). Mirasçılık ve mirasın geçişi miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Miras bırakan 01.01.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 01.01.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir. Saklı payları zedeleyen vasiyetnameler, kayıtsız koşulsuz tenkise tabidir (TMK md. 519). Tenkis davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası karşılıksız kazandırmaların yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşaî) davalardandır....
İlk derece mahkemesince " .....taraflar arasında resmi olmayan şekilde yapılan sözleşme gereğince davacının ödeme edimlerini yerine getirdiği halde davalının taşınmazın teslimine ilişkin edimini yerine getirmediği, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi başlıklı davaya konu sözleşmenin taşınmaz hissesi devri vaadini de içeren ve yılın bir döneminde konaklama imkanı sağlayan devre tatil sözleşmesi mahiyetinde olduğu, devre tatil sözleşmesinin yükümlülüklerinden kaçınılmak için bu şekilde hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi şeklinde tanzim edildiği, bu şekli ile esasen sözleşmenin batıl olduğu ve her zaman bunun ileri sürülerek ödenen edimin geri istenebileceği, sözleşme geçerli kabul edilse davacı tüketicinin edimini ödeme edimini yerine getirmiş olsa bile uzun süreli yaralanma detaylarının belirsiz olduğu ve bu hususların bir haksız şart mahiyetinde de olduğu, Satıcının herhangi bir şekilde sözleşmeyi yerine getirdiği ispat edilmediğinden celp edilen tapu kaydına göre de davacı adına...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu icra emrine dayanak olan ilamın hisseli gayrimenkul satış sözleşmelerinin feshi talepli ilam oduğunu, işbu hususa davaya konu yerel mahkeme kararında da "dava, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi ve sözleşme uyarınca davalı tarafa ödenen bedelin iadesi..." şeklinde yer verildiğini ve dolayısıyla bahse konu davanın temelinin mülkiyet hakkı olmayıp, mülkiyete ilişkin herhangi bir uyuşmazlıkta ya da tartışmanın da söz konusu olmadığının dikkate alınmadığını, takibe dayanak kararı vermiş olan Yalova 3....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, hisseli gayrimenkul (devremülk) satış sözleşmenin feshi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. ... 1. Tüketici Mahkemesi tarafından; devre mülk sözleşmesinin noterden satış şeklinde olması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından; davacı ile davalı şirket arasında 21/02/2012 tarihinde ... İli ... İlçesi hudutları içerisinde ... ada ... parsel üzerinde yapılmakta olan ... Tatil Köyünden dönerli sistemde kullanılabilecek mesken niteliğindeki hisseli devremülkün devrine ilişkin sözleşme imzalandığı, ödemenin 10/04/2012 tarihinde peşin olarak 7.600,00....
Hukuk Dairesi Davacı, davalı şirketten 90.000,00-TL bedelle 1/36 hisseli taşınmazlardan toplamda 12 adet taşınmaz satın aldığını, söz konusu taşınmaz bedelini de 61.000,00-TL değerinde bir araç ve kalanını da elden nakit ödeyerek yaptığını, 12 adet taşınmazın satış sözleşmesinin 634 Sayılı KMK'nın 57 ila 65. maddeleri ile 4721 Sayılı TMK'nın 780 ve 781 maddelerine uygun olarak resmi şekilde düzenlenmediklerinden dolayı geçersiz olduğunu, aynı sözleşmelerde vaat edilen özellikleriyle ve sözleşmelerde yazan şartlarıyla teslim edilme tarihinin 31/12/2012 olarak belirtilmesine rağmen bu zamana kadar sözleşmeye uygun bir teslimin söz konusu olmadığını, bu nedenlerle taraflar arasında imzalanan 12 adet taşınmazın satış sözleşmesinin iptali ile bu sözleşmeler gereğince davalıya ödenen 90.000,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacı adına tapuda hisse devri yapılmış olanların davalı adına geri tesciline, karar verilmesini talep etmiştir...
KARAR Davacı, davalı ile 28.05.2011 tarihli hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladığını, toplamda 10.000,00 TL ödeme yaptığını, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi ile taşınmazların 31.12.2012 tarihine kadar teslim edileceğinin vaad edildiğini, ancak taşınmazların bugüne kadar teslim edilmediğini, ... 3.Noterliğinin 31.01.2014 tarih ve 00349 yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmeden caydığını ve ödediği bedelin iadesini talep ettiğini, ihtara rağmen bedel iadesi yapılmadığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ödenen bedel olan 10.000,00 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren faizi ile iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemelerine engel teşkil etmez. Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gereklidir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz. Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır....
Bent olarak “Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 825,00 TL maktu vekalet ücretinin paydaşlardan payları oranında alınarak davalıya verilmesine” ibaresi eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmiş bu şekli ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK 438.maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %09.9 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 18.40.-TL’nın mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenden alınmasına, 12.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....