Noterliğinin 17074 yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi nedeniyle düzenlenen 23.05.2018 vadeli 110.469 TL bedelli senedin bedelsiz kaldığının tespiti ile borçlu olmadığını tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır. Davacı davalı şirketin satış vaadinde belirttiği taşınmazın vadedilen tarihte tesliminin mümkün olmayacağı gerekçesiyle, satış vaadi sözleşmesinin feshini talep etmiştir. Bu konuda 17.11.2017 tarihli T3 A.Ş. vekili Av.Faruk Çetinkaya tarafından imzalanmış protokol dosyaya ibraz edilmiştir. Protokole göre “dava konusu olan 23.05.2018 vade tarihli 110.469 TL bedelli senedin yüklenici firma tarafından bankadan geri çekileceği ve alıcıya ödenmeyecektir” şeklinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacının dayandığı 17.11.2017 tarihli gayrimenkul satış vaadinin feshine ilişkin protokolü imzalayan Av....
KARAR Davacı, davalı ile 28.05.2011 tarihli hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladığını, toplamda 10.000,00 TL ödeme yaptığını, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi ile taşınmazların 31.12.2012 tarihine kadar teslim edileceğinin vaad edildiğini, ancak taşınmazların bugüne kadar teslim edilmediğini, ... 3.Noterliğinin 31.01.2014 tarih ve 00349 yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmeden caydığını ve ödediği bedelin iadesini talep ettiğini, ihtara rağmen bedel iadesi yapılmadığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ödenen bedel olan 10.000,00 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren faizi ile iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Dava, taraflar arasında akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada Bakırköy 5. Tüketici ve Bursa 6. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir....
İcra Müdürlüğünün 2018/22608 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazların iptaline, takibin devamına, taraflardan T3 ile yapılmış olan dava konu YLVT0913 nolu hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin iptaline, taraflardan Termal Saray T6 A.Ş. ile yapılan YLVT0913A nolu hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin iptaline, taraflardan Termal Saray T6 A.Ş. ile yapılan YLVT0913AA nolu hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin iptaline, asıl alacak üzerinden hesaplanan 4.088,60 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine..." karar verildiği görülmüştür. Davacının dayanak yaptığı ve feshini istediği sözleşmelerin ikinci maddesinde istinaf talebinde bulunan davalı şirketin taşınmazının sözleşmelerin konusu olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından imzalanan sözleşmede taşınmazın malikinin T3 Tur.İnş.Tic.A.Ş olduğu sabittir. Davalının sağlayıcı sıfatının bulunduğu anlaşıldığından husumet yönünden yapılan itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesinin iptaline, 9.666,90 TL'nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Sözleşme gereğince imzalanan 35 adet senetin İPTALİ ile davacıya iadesine, fazlaya ilişkin talebin feragat nedeni ile REDDİNE, karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı 25.05.2012 tarihli devremülk satış sözleşmesinin ve imzaladığı senetlerin iptali ile ödediği bedellerin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasında 25/05/2012 tarihinde devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, 6502 sayılı Yasanın 50. maddesinde öngörülen süre içinde cayma hakkının kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72/6.maddesi uyarınca istirdat davası olarak devam edilir); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku, Ankara, 2017, s. 146)....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, davacının huzurdaki davayı ikame etmesinde hukuki menfaat bulunmadığını, dava konusu sözleşme hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olup davacının cayma hakkı bulunmadığını, dava konusu sözleşmede en az 15 gün tatil hakkının öngörüldüğünü, devre tatil sözleşmesi niteliğine haiz olmadığını, nitekim dava konusu sözleşmenin Kat Mülkiyeti Kanunu'ndan kaynaklanan, resmi şekilde tapuda devir işlemlerinin yapıldığını, genel hükümlere tabi bir Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi olduğunu, ayrıca Kat Mülkiyeti Kanununun gayrimenkul satış sözleşmesinden cayma hakkına ilişkin herhangi bir hüküm barındırmadığını, cayma hakkı devre tatil sözleşmelerine ilişkin olup kapsamının Tüketici Kanunu ile belirlendiğini, nitekim feshi istenen Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi'nde de cayma hakkına yer verilmediğini, dolayısıyla bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda...
Mahkemece, davanın kabulüne, Taraflar arasında akdedilen 27/04/2013 tarihli YLV2352 sözleşme numaralı Yalova Termal Palace Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesinin iptaline,Mahkememizin 29/05/2013 tarihli ara kararı ile haklarında ihtiyati tedbir kararı verilen senetlerin iptali ile davacının bu senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, senetlerin davalıdan alınarak davacıya iadesine, Davacının ödediğini beyan ettiği 3.000,00 TL'yi yargılamanın devamı aşamasında geri almış olduğu anlaşıldığından bu konudaki dava konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş; hükmün davalı ... OTEL İŞLETMELERİ TURİZM İNŞAAT TİC....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; hisseli gayrımenkul satış sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesine yönelik olup ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile,taraflar arasında imzalanan 10/01/2016 tarih ve GA01- 0525 nolu sözleşmenin geçersizliğinin tespitine, davacı tarafından ödenen 10.850,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince davacı adına kayıtlı tapu kaydı bulunmadığı belirtilmiş ise de davalı tarafça sunulan tapu kayıt belgesinde davacının eşi adına tapu kaydının yapıldığı iddia olunmaktadır. Dava konusu edilen taşınmazın Yalova İli sınırları içerisinde olduğu görülmüştür. Yargıtay 13....
Tüketici Mahkemesi'nin 2021/263 esas 2021/1166 karar sayılı ilamı ile; ''1- Davanın Kabulü ile, taraflar arasında akdedilen 02/05/2012 tarihli YLVU129 numaralı hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin iptali ile davacının sözleşme nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, 2- Davacı tarafından ödenen 19.600,00 TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 3- İstanbul 23. İcra Müdürlüğü'nün 2017/24107 dosyası nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine,'' karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda anılan ilam menfi tespit ve istirdata ilişkin olup kesinleşmeden takibe konu edilemez. Mahkemece şikayetin kabul edilmesi gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi doğru değildir....