WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı T5 vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında imzalanan sözlemenin gayrimenkul hissesinin devrine ilişkin Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi olduğunu, Genel Mahkemelerin görevli olduğunu, davacıya gidilecek yer ve yapılacak tanıtımlar hakkında bilgi verildiğini, davacının sözleşmeyi kendi rızası ile imzaladığını, davacının okuduğunu ve anlatılanı anlayacak, imzaladığı sözleşmenin kendisine tanıdığı bir takım haklar ve borçlar doğuracağını bilebilecek rüşt ve erginliğe sahip olduğunu, söz konusu sözleşmenin bir devre tatil sözleşmesi olmaması, mülkiyet hakkının devrine ilişkin bir Hisseli Gayrimenkul Sözleşmesi olması nedeniyle Tüketici Hukuku mevzuatına dayanılarak cayma hakkının kullanılmasının söz konusu olmadığını belirterek; usul yönünden görevsizlik itirazının kabulüne, esas yönünden, hukuka aykırı ve haksız davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Geo Turz.İnş....

Maddesi uyarınca ihtar tarihi itibari ile mütemerrit olacağından ödeme tarihinden itibaren faiz kararı verilmesinin usule aykırı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, genel mahkemelerin görevli olduğunu, davacı ile imzalanan sözleşmede yazılı hafta tatilinin nitelik olarak belirtildiğini, hisseli gayrimenkul ve devre tatil satışlarında sadece üyeleri değişim sistemine dahil etmek ve bir hafta tatil kullandırmak üzere olduğunu, tatil haftası hissenin verildiği odaya özgü olmadığını, davacı davasını ispatlamakla yükümlü olduğundan sözleşme nedeniyle müvekkile şirkete ödenen 15.730TL ödemenin dışındaki ödemeleri de davacının ispat etmesi gerektiğini, davacının cayma hakkı olmadığını, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin kat mülkiyetine tabi olup, cayma hakkı bulunmadığını, müvekkilinin sözleşmenin kendisine yüklediği bütün edimleri yerine getirdiğini, müvekkilinin tapu devrini gerçekleştirdiğini, bu hususun tapu sicil müdürlüğünden sorulmadığını...

Satış vaadi sözleşmelerinde, satış vaat eden sözleşmede devir tarihi olarak belirtilen tarihte sözleşme konusu taşınmazı satış vaadedilene devretmekle yükümlüdür. Satış vaat eden devir sırasında taşınmaza malik değilse ve sözleşmeden kaynaklı borcunu ifa edemezse Borçlar Kanununun ifa imkansızlığı ve borca aykırılık hükümleri gereği tazminata mahkum edilir. (Bknz. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2016/14132 Esas, 2019/6133 Karar sayılı ilamı) Satış vaadi sözleşmesinin geçerli olabilmesi için satış vaadine konu gayrimenkulün sözleşmede belirtilmesinde zorunluluk bulunmamaktadır. Taşınmazların belirli veya belirlenebilir olması gerekli ve yeterlidir. Bu nedenle, satışı vaat olunan taşınmazın genel ve kapsamlı bir anlatımla sözleşmede yazılı olması ve arazide belli edilebilir olması durumunda belirlilik şartının gerçekleşmiş bulunduğu kabul edilmelidir. (Bknz. Yargıtay 14....

YANIT : Davalılar avukatı tarafından verilen 22.11.2016 tarihli yanıt dilekçesinde özetle; müddeabihin belirlenmesi için gayrimenkul değerinin bilirkişiler tarafından tespitine ve davacı tarafın belirlenen müddeahih üzerinden harcı tamamlaması gerektiğini, müvekkillerinin mirasçısı Sabahat Tunçay'ın 04.06.2015 tarihinde vefat ettiğini, davacı taraf vekili, müvekkillerinin miras bırakanın ölüm tarihi ve mirasçılarının da müvekkilleri olduğunu bildiğini, dava düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vadinin tapu tesciline ilişkin olduğunu, bu davanın açılabilmesi için öncelikle davacı taraf gayrimenkul satış vaadinde üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini ve müvekkillerinin satışı yapmaktan kaçınmaları halinde bu davayı açabileceğini, davacı taraf gayrimenkul satış vaadinde üstlendiği işlerin hiçbirini yapmadığını, müvekkillerini de tapuya davet etmeden gayrimenkul satış vadinin zaman aşımına uğramasına 15 gün kala zaman aşımını kesmek amacıyla bu davayı açtığını, bu nedenle davanın öncelikle...

Köyü, 303 nolu ada, 1 nolu parsel numaralı arsa üzerine yapılacak olan 1+1 tipinde B2 blok 32 nolu dairenin 27 Ağustos- 6 Eylül dönemini 34/1 hisseli gayrimenkul tapusunu verme taahhüdü ile alıcıya satışı, satış bedelinin ödenmesi, dönemin kullanma ve kullandırma şartları, gayrimenkulün iç ve dış düzenlemelerinin şeklini satıcı ile alıcının karşılıklı taahhütlerini kapsar.” şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasındaki sözleşmenin devremülk satış sözleşmesi olduğu ve bu haliyle sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu, ancak sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri, bu gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

    Diğer yandan devre mülk sözleşmeleri tecrübe ve muayene koşuluna bağlı sözleşmeler olduğundan cayma hakkı mal ve hizmetin tecrübe ve muayene edilmesinden sonra başlayacaktır, yine istikrar kazanmış Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere; resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olan harici gayrimenkul satış sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra sözleşme konusu taşınmazın alıcıya tapuda devredilmesi halinde tarafların sözleşmeye geçerlilik tanıdıklarının kabulü gerekir. Devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup cayma hakkı da teslimden itibaren başlar. Tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman sözleşmeyi feshedebilir. Taraflar arasında devremülk satışına ilişkin sözleşmeler incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşmeler olduğu anlaşılmaktadır....

    Davacı ile davalı İva Gayrimenkul Yapı ve Yatırım AŞ arasında 27/07/2016 tarihinde Düzenleme Şeklinde Ön Ödemeli Konut Satış Vaadi Sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme ile davacıya 240.000,00- TL bedel karşılığında taşınmaz satışı konusunda ve taşınmazın 01/08/2017 tarihinde teslimi hususunda anlaşmaya varıldığı, 23/05/2017 ve 23/10/2017 tarihlerinde ise Düzenleme Şeklinde Tadil Sözleşmeleri yapıldığı ve taşınmazın teslim tarihinin 01/12/2017 olarak değiştirildiği, davacı tarafından davalı İş Bankasından 180.000,00- TL konut kredisi çekildiği, dava tarihi itibariyle taşınmaz satış bedeli olan 240.000,00- TL'nin 180.000,00- TL'si bu krediden olmak üzere tamamının davalı İva Gayrimenkul Yapı ve Yatırım AŞ'ye ödenmiş olduğu, buna rağmen taşınmazın teslim edilmesi gereken tarihte teslim edilmediği ve 3. kişiye satılmış olduğu, taşınmaz üzerinde çok sayıda ipotek ve haciz şerhinin bulunduğu, dolayısıyla tesliminin mümkün görülmediği ve davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceği anlaşılmakla...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.06.2015 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 25.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, babası ... 'in ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesinde kain 13448 ada, 8 parselde kayıtlı bulunan taşınmazdaki zemin katın tamamını İzmir 9....

      satış sözleşmesi yapmak," şeklindedir. 5....

        in 513 nolu parseldeki hisse oranının 1/8 olduğu, 7/8 hissesinin ise tanık Sevim Coşkun'a ait bulunduğu, böylece dolandırıcılık suçunun işlendiğinin iddia edildiği olayda; Sanığın, emlakçılık yapan katılan adına taşınmaz satın almak için katılandan farklı zamanlarda ve değişik miktarlarda para aldığı, bu kapsamda gayrimenkul sahipliği olan tanıklarla görüşüp pazarlık yaptığı, gayrimenkul sahiplerinden satış yetkisi içeren vekaletname aldığı, ancak bahse konu gayrimenkulleri sanığa devretmediği gibi, katılan tarafından kendisine ödenen paraların bir kısmını uhdesinde tutarak iade etmediği anlaşıldığından, sanığın sübut bulan eylemi nedeniyle uzlaştırma kapsamında kalan TCK'nın 157. maddesi uyarınca mahkumiyeti yerine, delillerin takdirinde hataya düşülerek yanlış şekilde beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün...

          UYAP Entegrasyonu