bank çeki, 40.000TL ........ bankası çeki, 45.000TL ....... bankası çeki, 31.05.2017 tarihinde 20.000TL eft, 21.12.2017 tarihinde 10.000TL eft olmak üzere toplam 155.000TL ödeme yaptığı, 2017 yılı Kurumlar Vergi Beyannamesinde davacının %16,67 oranında, davalının ise %83,33 oranında hissesinin bulunduğu, 11.12.2018 tarihli hisse devir protokolünde davacının hisseler üzerinde hiçbir hak ve alacağının kalmadığını, davalının ise hisseleri tüm hak ve vecibeleri ile aldığını beyan ettiği, hisse senetlerinin devrinin TTK 489 vd maddelerinde düzenlendiği, devredilen şirketin anonim şirket olduğu bu şirketlerde hisse senetlerinin devrinin tescile tabi olmadığı, hisse devir protokolde hisse devir bedeline ilişkin bir düzenlemenin olmadığı, davalı tarafında daha önce ödenen bedelin bu protokolle birlikte iade edildiğine ilişkin savunmasının olmadığı, söz konusu protokolün hisse bedeli yönünden davalının ibra edildiğine ilişkin ibraname olarak değerlendirilemeyeceği, dava dışı şirketin ticari...
Mahkememizin..... tarihli celsesinde verilen ara kararı gereğince; söz konusu uyuşmazlık konusunda rapor hazırlanması için dosyanın ..... bilirkişisine tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından hazırlanan ........tarihli bilirkişi raporunda özetle; davanın davalı adına ........Şubesinden..... tarihinde yapmış olduğu EFT gönderisinde, bu gönderinin .....i” ifadesinin yer aldığını, davacının hisse devrinin dava dışı ..... adına yapılması konusunda, yazılı belge olmadığından, rızasının olup olmadığının anlaşılamadığını, davacının, kendi adına hisse devrinin gerçekleşmemesi nedeniyle, davalıdan ..... TL asıl alacağının var olduğu bildirilmiştir. Dosya içine alınan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere davaya konu olan hisse devrinin yapılacağı ........ Pazarlama ve Ticaret Aş'nin hissedarlarının ........İnş. Sah. Ve Tic. Ltd....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı ...'a ait hisseyi devralan müvekkilinin kooperatif üyeliğinin mahkemece tespit edildiğini, davalı kooperatifin bireysel mülkiyete geçtiğini ileri sürerek, davalı kooperatif adına kayıtlı 6 numaralı bağımsız bölümün davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının hisse devraldığı ...'ın parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğinden ihraç edildiğini, hisse devrinin de muvazaalı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, hisse devrinin, dairenin devrini de gerektirmediği, davacının hisseyi devraldığı ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesince, İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında genel yetki kuralının uygulanacağı, İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ise borçlunun , icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde ya da alacaklının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde menfi tespit davası açabileceği nazara alındığında davacı borçlunun İcra takibinden sonra açmış olduğu menfi tespit davasında ... Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olacağıdır. Kaldı ki İİK'nın 72/son maddesinde " Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. " şeklinde yetki düzenlemesi yapılmış olup, bu düzenlemede yer alan yetki kurallarına göre anılan yetki kuralı kesin yetki niteliğinde değildir. Davalı Şirket vekili cevap süresi içinde yetki itirazında bulunmuş olduğu ve yetki itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 1....
Takibe konu ilamın konusunun menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasından kaynaklanmadığı, menfi tespit talebinin reddine karar verildiği ve istirdat talebine ilişkin hüküm kurulduğu, istirdat kararının icrası için kesinleşmesi gerekmediğinden dosya kapsamı, delil durumu, gerekçe değerlendirildiğinde mahkeme kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı görülmekle istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davası devam ederken, icra takibi konusu borcun bir kısmı ödenirse, menfi tespit davası ödenen borç kesimi için (kısmi) istirdata dönüşür. Ödenmeyen borç kesimi için ise menfi tespit davası olarak kalmakta devam eder....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/68 Esas KARAR NO : 2022/1193 DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 20/01/2022 KARAR TARİHİ : 05/12/2022 K. YAZIM TARİHİ : 22/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket aleyhine davalı tarafından Bakırköy .... İcra Müdürlüğü'nün .... E....
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu büfenin devir bedelinin ödenip ödenmediği, senetlerin büfenin devrine ilişkin verilip verilmediği, davacı tarafından yapıldığı iddia edilen 56.663,00 TL'lik ödemenin yapılış sebebinin ne olduğu, davacının davaya konu büfeyi iade edip etmediği, etmiş ise iade sebebinin ne olduğu, davacının senetlerden dolayı borçlu olup olmadığı ve ödediğini iddia ettiği 56.663,00 TL'nin iadesini isteyip isteyemeyeceği olup olmadığı noktasındadır.Davanın Hukuki Niteliği: Dava, senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)'nun 72/1. Maddesindeki " Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." şeklindeki düzenlemedir. DELİLLER : ------- hisse devirlerini de gösterir şekilde tüm tescil bilgileri celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır....
nin lehdarı bulunduğu 30.09.2014 keşide tarihli ... seri nolu 40.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve menfi tespit davasına konu olan diğer iki çek ile ilgili bedelin tahsil edilmesinden dolayı istirdat davasına dönüştüğünden 80.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava; taraflar arasında akdedilen araç satış sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir. Dosya içeriğinden; davanın açılmasından sonra davalı şirketin iflasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK.'nun 194. maddesinde "Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir" hükmü yer almaktadır. Dava, davalı şirketin yargılama aşamasındaki iflası nedeniyle kayıt kabul davasına dönüşmüştür....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, istirdat davası açılması hususunda verilen kesin süreye ilişkin ara kararına karşı dosya içerisinde de bulunan 16.11.2023 tarihli beyan dilekçesinin sunulduğunu, bu dilekçede dava konusu çekin ... isimli kişi tarafından bankaya ibraz edildiğini ve akabinde müvekkili şirket tarafından Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, çekin arka yüzünde müvekkilinin cirosu olmadığından çek sadece 3.kişi tarafından ibraz edildiğinden çeke ilişkin icra takibi başlatılmadığından ancak keşideci tarafından menfi tespit davası açılabileceğini, icra dosyası açılmadığını, dosyaya ödeme yapılmadığından istirdat davası açılamayacağı hususunun bildirildiğini, bu beyana rağmen mahkemece verilen süre içinde istirdat davası açmadıklarından davanın reddine karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, çeki ibraz eden şüpheli tarafından icra takibi başlatılmış olsaydı ancak keşideci tarafından menfi tespit davası açılabileceğini, bu durumda yasal olarak...