Davacı 20.06.2013 tarihinde Noterden yapmış olduğu hisse devrinin şirket tarafından kabulü ile ortaklıktan ayrıldığının tespitini talep etmiştir. Bilindiği gibi TTK 595 kapsamında ortaklar genel kurulunun limited şirketteki hisse devrinin geçerli olabilmesi için onayı şart koşulmuştur. Söz konusu ortaklar kurulu kararı dosyada bulunmamaktadır. Buna mukabil davacının hissesini devrettiği şirket yukarıda da tespit edildiği üzere iki ortaktan müteşekkildir. Davacının da hissesi devrini yaptığı, T2 şirketin diğer ortağıdır. Dolayısıyla ortaklar arasında gerçekleşen bir hisse devri söz konusudur. Yargıtay bir kararında ortaklar arasındaki hisse devri sebebiyle hisse devrinin ortaklar kurulu tarafından kabul edildiği sonucuna varılarak TTK 595 kapsamında hisse devrinin geçerli bir hisse devri olduğunu kabul etmiştir....
YN'lu cevabi ihtarnamesi ile, hisse devrine ilişkin dayanak bildirilmediği, geçerli nedenle yapılmadığı, yönetim kuruluna bilgi verilmediği, hisseleri devralan ...'in şirket aleyhine açtığı davalar bulunduğu, hisse devir işleminin iyi niyetle bağdaşmadığı, esas sözleşmenin 14. maddesinde pay devrinin şirket yönetim kurulunun muvafakatına tabi olduğu, şirket yönetim kurulunun pay devrine muvafakat etmediği, bu nedenlerle karar ve ortak pay defterine hisse devrinin işlenmediği ihtaren bildirilmiştir. Davacı/birleşen dosya davacısı tarafından ...'...
'ya devrettiğini, devir bedelinin nakden devredene ödendiğini, bazı ortakların şirket bünyesinde yapılan ortaklar kurulu toplantısına katılmadıklarını, bu nedenle hisse devrine ilişkin işlemin pay defterine kaydedilemediğini, dolayısıyla hisse devrinin hüküm ifade etmediğini, yapılan bütün görüşmelere rağmen hisse satışının pay defterine işlenmesine yönelik işlemin gerçekleştirilemediğini belirterek, ... tarafından ... Noterliği'nin 29/08/2008 tarih ve 2977 yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile müvekkili ... 'ya 217 hissenin devredilmiş olması nedeniyle ortaklığın tespitine ve hisse devrinin pay defterine hükmen işlenmesine, ... Ticaret Sicil Memurluğu'nca tescili ile ilan ettirilmesine, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/5 Değişik iş sayılı dosyası üzerinden verilen tedbir kararının devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., ......
e, müvekkiline ait olmayan, ancak müvekkilinden sadır olduğu iddia edilen imzalı vekaletnameye istinaden hisse devir sözleşmesi ile devredildiğinin tespit edildiğini, vekalet ilişkisinin kötüye kullanılarak ve sahte belge ile hisse devri yapıldığını ileri sürerek hisse devrinin iptali ile müvekkili adına ticaret siciline tesciline; vekaletnamenin sahte olmadığının tespiti halinde ise, devir işleminin müvekkilinin iradesine aykırı olması sebebiyle, hisselerinin gerçek bedelinin tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu ile .... Noterliği'nin 26.07.2010 tarihli 15494 yevmiye sayılı vekaletname aslındaki ve davalı şirkete ait .... Noterliği'nce 19.07.2010 tarihinde 15116 yevmiye sayı ile onaylanmış karar defterindeki, 20.07.2012 tarihli 2012/5 sayılı karar aslındaki imzaların davacı ...'...
Uyuşmazlık, devir keyfiyetinin şirket pay defterine kayıt edilip edilmediği, bu hususun limited şirket hisse devrinin zorunlu unsurlarından bulunup bulunmadığına ilişkindir. Yerel Mahkemece, şirket pay defterine kayıt olgusunun, hisse devrinin zorunlu unsurlarından bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalılar ... ve ... tarafından temyizi üzerine sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda, bu hususun hisse devrinin zorunlu unsurlarından olduğu, mahkemece araştırılması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Davacı vekilince açılan kooperatif hisse devrinin iptali ve ortaklığın tespiti davası sonucunda mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce yerel mahkeme kararının değişik gerekçe ile onanmasına karar verilmiştir. Bu kez Dairemiz kararına karşı davacı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. HMK'nın 203. maddesi ile aynı yasanın 200, ve 201. maddelerinde getirilen senetle ispat zorunluluğu ve senede karşı tanıkla ispat yasağına istisnalar getirilmiş olup, altsoy ve üstsoy arasındaki işlemler de bu kapsama alınmış ve bu işlemlerin hukuki dayanağının tespiti bakımından tanık dinlenebileceği hüküm altına alınmıştır....
‘e 150.000,00 TL karşılığı devrettiğini, ancak tescil ve ilan işlerinin yapılmadığını ileri sürerek hisse devrinin tespiti ile tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı cevap vermemiştir. 22.4.2015 tarihli noter tanzimli Limited Şirket pay devri sözleşmesi ile davacının ...ndeki 150 payını 150.000,00 TL ye davalıya sattığı sabittir. Celp edilen kayıtlardan şirketin 150 paylı olup, davacının şirketin tek ortağı olduğu, Şirket Ana sözleşmesinde devir ile ilgili özel bir hükmün bulunmadığı, genel hükümlere tabi olduğu görülmüştür. Eldeki davada TTK 595 maddesi uyarınca pay devrinin yazılı olarak yapılma şartı gerçekleşmiş, sözleşme noter tarafından tanzim edilmiştir. Ancak TTK 595 / 1 maddesi uyarınca esas sermaye payının devri için ortaklar Genel kurulunun onayı şarttır....
ve bono teslimi ile ilgili belgelerin geçersiz olduğunun tespitini; şirket hisse devrinin geçerli olduğunun kabulü halinde ise dava dışı ......
e devrederek ortaklıktan ayrıldığını, ancak hisse devrinin İstanbul Ticaret Odasına tescil ettirilmediğinden mağduriyet yaşadığını, hisse devrinin tespiti ile devrin ticaret sicile tescil ve ilanının yapılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, limited şirket hissesinin devrinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir. HMK 114/1-ç m. uyarınca yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması dava şartı olup, taraflarca ileri sürülmese de mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerekir. HMK 14/2 m. uyarınca ise özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir....
Bölge Adliye Mahkemesi'nce; TTK'nın 133/2. ve İİK'nın 94. maddeleri uyarınca hisse paylarının menkul hükmünde olduğu, mülkiyet hakkı zamanaşımı ile ortadan kaldırılamayacağından 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı, dava konusu hisse senetlerinin hamiline yazılı hisse senetleri olması nedeniyle, devri için TTK'nın 489. maddesi uyarınca zilyetliğin devrinin (teslim) yeterli olduğu, hisse devrinin geçerliliği için yönetim kurulu kararı gerekmediğinden 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı gerekçesinin yerinde olmadığı, davacının 1996 yılında davalı şirketin ortağı olmadığını taraflar arasındaki başka bir davada beyan ettiği, davacının hisse paylarının devrinin hukuka aykırı olduğu iddiasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca esastan kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, hükmün gerekçe yönünden düzeltilerek davanın reddine karar verilmiştir....