Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

şirketine ortak olduğunu, davacının ve oğullarının murisin maddi ve manevi olarak yanında olmadıklarını, şirketin ortağı olan davalı Taner'in 1995 yılından itibaren şirkette sigortalı olarak çalıştığını, 2012 yılındaki devirden önce 2010 yılında babasından devraldığı hisse ile halihazırda şirketin ortağı olduğunu, diğer davalılar Eyüp ve Mehmet Şükrü'nün de hisse devrinden önce şirkette sigortalı olarak çalışmaya başladığı, muris ve babalarıyla birlikte aile şirketinin ayakta kalması için emek verdiklerini, davalıların hisse devrinden önce ve sonra şirkete zarar verecek hiçbir davranışlarının olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/52 Esas KARAR NO : 2022/428 DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) DAVA TARİHİ : 29/07/2021 KARAR TARİHİ : 24/05/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/07/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının ... Medikal Sağlık Kozmetik Ticaret Limited Şirketi'nin ortakları olduğunu, davalının aynı zamanda bu şirketin müdürlüğünü yaptığını, ortak oldukları şirketin daha sonra ... isimli kişiye satıldığını, satış işleminde her ne kadar 2.000.000 TL bedel ile satıldığı belirtilmiş ise de müvekkilinin haricen öğrendiğine göre şirketin gerçekte 1.250.000 USD'ye satıldığını, bu paranın satın alan ...'a ait banka hesabından şirketin devrinden bir gün önce şirket yetkilisi davalı ...'...

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/52 Esas KARAR NO : 2022/428 DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) DAVA TARİHİ : 29/07/2021 KARAR TARİHİ : 24/05/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/07/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının ... Medikal Sağlık Kozmetik Ticaret Limited Şirketi'nin ortakları olduğunu, davalının aynı zamanda bu şirketin müdürlüğünü yaptığını, ortak oldukları şirketin daha sonra ... isimli kişiye satıldığını, satış işleminde her ne kadar 2.000.000 TL bedel ile satıldığı belirtilmiş ise de müvekkilinin haricen öğrendiğine göre şirketin gerçekte 1.250.000 USD'ye satıldığını, bu paranın satın alan ...'a ait banka hesabından şirketin devrinden bir gün önce şirket yetkilisi davalı ...'...

      Davacı, davalının şikayeti sonucu hırsızlık suçundan tutuklandığını, yargılandığını ve beraat ettiğini belirterek haksız şikayet nedeni ile oluşan maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının haksız tutuklama nedeni ile maliyeye yönelik olarak Ağır Ceza Mahkemesi'nde tazminat davası açtığı, bu davada Maliye tarafından ödenen tazminatın davalı ...'a rücu edip etmeme hakkının ... Hazinesine ait olduğu belirtilerek husumet nedeni ile HMK 114. ve 115. maddeleri gereğince davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davacının, davalının haksız şikayeti sonucu tutuklandığını ve beraat ettiğini, davalının eylemi sonucunda maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü belirterek tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Davacının, kendisini haksız olarak şikayet ettiğini düşündüğü kişiye karşı dava açma hakkı bulunmaktadır. Bu durumda, davalının taraf sıfatı bulunmaktadır. Davacı, davalıya husumet yönlendirebilir....

        ödendiği belirtilmiş ise de gerçek devir bedeli olan 120.000,00 TL'nin müvekkiline ödenmediğini, davalı tarafından imzalanan “taahhütname ve ibra” başlıklı belgede davalı tarafından şirket devrinden doğan 120.000,00 TL'lik tutarın 31.10.2012'de başlamak kaydıyla takip eden her ayın son günü 5.000,00 TL'lik taksit halinde 24 eşit taksitle ödenmesini taahhüt ettiğini, anılan belgenin hem davalı hem de eşi dava dışı ... tarafından da imza altına alındığını, müvekkilinin söz konusu taahhütnamedeki edimlerini yerine getirdiğini, hisse devrini gerçekleştirdiğini, şirket unvanının değiştirildiğini ve şirket lehine verdiği ipoteklerin fekkini sağladığını, ancak davalının hisse devir bedelinden kaynaklı borcun vadesi gelen taksitlerini ödemediğini, bunun üzerine ödenmeyen taksit bedellerinden kaynaklı alacağın tahsili için davalı, dava dışı ... ve şirket aleyhine Büyükçekmece 3....

          TTK 520. maddesi hükmü pay devrinden doğan ihtilaflarda uygulanır. Mezkur hükmün, şirket müdür ve ortaklarının üçüncü kişilere karşı sorumluluğu ile ilgili uygulanması mümkün ise de; borçlu şirketin prim borçları yönünden sorumlu olabilmesi için, yetkisinin veya ortaklığının eylemli olarak kullanılması veya devam etmesi gerekir. Dosya kapsamından bu yönde bir delil bulunmadığı anlaşıldığından, hisse devrinden sonra şirket ortağı ve müdürü olmayan davacının prim vs. borçlarından sorumluluğunun kalmadığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca, borçlu şirketin % 50 hissedarı ve müdürü olan davacının ....Ltd. Şti.'ndeki hisselerinin tümünü ... .... Noterliği'nin .../03/2008 tarih ve 6167 yevmiye nolu hisse devir sözleşmesiyle şirket ortakları dışından ...'...

            olmadığı takdirde davacının uğradığı maddi zarardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 YTL'nin zarar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....

              Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve dosya kapsamına göre, davalının hisse devir bedelini davacıya ödediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 260.000 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, hisse devrinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece alacağın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Oysa, 6762 sayılı TTK’nun 4. maddesine göre tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda tanzim edilen hususlardan doğan hukuk davaları ticari davalardandır. Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık mutlak ticari işlerden kaynaklanmaktadır. Davaya konu alacağa 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca avans faizi oranlarının uygulanması mümkün iken davacı avans faizi oranından daha düşük orandaki reeskont faizini istemiştir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 27/08/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız şikayet nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C....

                  ÇİZMECİ vekili mahkememize verdiği 02/11/2020 havale tarihli dilekçesinde özetle; Hiçbir şekilde davacının haksız iddia ve taleplerini kabul anlamına gelmemek ve davacının pay devrinden kaynaklanan bir alacağı olduğu anlamına gelmemek kaydı ile davacı taleplerinin zamanaşımına uğramış olduğu ve haksız davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiği açıktır....

                    UYAP Entegrasyonu