Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı, Alman rant sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de 5510 sayılı Yasanın 4/1-a madde kapsamında sigorta başlangıcı olarak tespitini ve bu tespite dayalı olarak 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanma isteminin 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında geçerliliği ile bu kapsamda borçlanma ödemesi yapabileceğinin tespitini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı, Alman rant sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de 5510 sayılı Yasanın 4/1-a madde kapsamında sigorta başlangıcı olarak tespitini ve bu tespite dayalı olarak 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanma isteminin 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında geçerliliği ile bu kapsamda borçlanma ödemesi yapabileceğinin tespitini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı, borçlanma istemini reddeden kurum işleminin iptalini,... rant sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak belirlenmesini ve bu tespite dayalı olarak da 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanma isteminin 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında geçerliliğini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

        Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; davalı Kurum tarafından gönderilen 05.11.2014 günlü cevabi yazıya göre, ... sigortasına giriş olan 07.09.1973 tarihinin, 6552 sayılı Yasaya dayalı olarak çıkarılan 2014/27 sayılı Genelge kapsamında Türkiye'de sigorta başlangıcı olarak kabul edilmesi gerekeceğinin bildirilmiş olması karşısında, konusu kalmayan sigorta başlangıcına ilişkin istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmemiş olmasındaki eksikliğin sonuca etkili bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 02.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, alacaklıya ödemelerin, tebligatın çıkarıldığı Danone Hayat Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin fabrika birimince değil, genel merkezce gerçekleştirildiği, temlikin tebliğine dair davetiyenin usulüne uygun yapılmadığı, davetiyeden haberdar olmayan davalı Danone Hayat Gıda San. ve Tic. A.Ş.nin diğer davalı şirkete yaptığı ödemenin yerinde bulunduğu gerekçesiyle davalı Arıcılar Kereste İnşaat Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti. yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalılar ... ve Danone Hayat Gıda San. ve Tic. A.Ş. yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, alacağın temlikinin davalıya bildirilmesine rağmen ödemenin temlik edene yapıldığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir....

            Mahkemece, davacının usulüne uygun yurtdışı borçlanma tutarını ödemesi olup olmadığı araştırılmadan, sigorta başlangıcına ilişkin kabulü eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu gibi; şarta bağlı olarak hüküm kurulması da isabetsizdir. Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü, bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, Alman rant sigortasına girmiş bulunması halinde, rant sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceğini öngörmüştür....

              sigortası nedeniyle, sigorta şirketi tarafından kendilerine 12.000,00 TL ödeme yapılmadığını, sözkonusu hayat sigortası nedeniyle davacıların muhatabının sigorta şirketi olduğunu, davanın müvekkili banka'ya yöneltilmiş olmasının yanlış olduğunu, 4- ) Davacıların murisi Yunus Barlak adına düzenlenmiş olan hayat sigortası poliçesinde davalı bankanın daini mürtehin sıfatını haiz olduğunu ve bu sıfatı gereğince, vefat halinde muris Yunus Barlak’ın bankaya olan borcunun karşılanacağının muris Yunus Barlak’ın imzalamış olduğu Hayat Sigortası Taahhütnamesinde kabul ve taahhüt edildiğini, davacıların murisinin tacir olduğunu, tacir olması nedeniyle hayat sigortasının kendi beyanı esas alınarak yapıldığını, sigorta poliçesi düzenlenmeden önce yapılacak yanlış bir bilgilendirme sonucu hayat sigortası poliçesinin geçersiz olacağını bildiğini, yerel mahkemece muris Yunus Barlak’ın ölüm nedeninin araştırılması gerektiğini fakat bu konuda yeterli araştırma ve incelemenin yapılmadığını ileri sürerek...

              BİLDİRİLEN İSTİNAF NEDENİ: Davacılar vekili; davacı müvekkillerinin murisinin kredi kullandığı tarih itibariyle kredi borcunun teminat altına alınabilmesi için davalı şirket ile hayat sigortası poliçesi düzenlendiğini, bu nedenle hayat sigortasına ilişkin tüm poliçelerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, bu kapsamda ilk yapılan hayat sigortasından itibaren yapılan tüm hayat sigortası poliçelerinin aynı kredi borcunun teminat altına alınması amacıyla yapıldığını ve dosya borcunun tamamını karşıladığını, bu durumda kalan borç ödendikten sonra vefat eden kişinin ödemiş olduğu miktarın da sigorta kapsamında olduğunu ve mirasçılarına ödenmesi gerektiğini, davalı şirketin kendi kusuru ile davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, buna rağmen davacı müvekkillerinin alacağından daha fazla miktarda ilam vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini bildirerek istinaf itirazında bulunmuştur....

              Dolayısıyla kredi sözleşmesi ticari nitelik taşımakla birlikte uymazlığın temelini hayat sigortası oluşturmaktadır. Yargıtay 17. H.D. bu tür uyuşmazlıklarda kredinin türüne göre değil hayat sigortasına göre görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğuna karar vermektedir. (Yargıtay 17. H.D'nin 16.05.2017 tarih 2017/198E - 2017/5526K, 24.09.2018 tarih 2015/18647E -2018/8119K). Dolayısıyla uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiş ..." gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç Başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir....

                Ne var ki incelenen dosya içeriğine göre, davalıdan yapılan tahsilatlar içerisinde, dosya masrafı ve komisyon ödemeleri dışında, sözleşme kapsamında alınan hayat sigortası prim bedelinin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki; her ne kadar mahkemece, kredi sözleşmesi kapsamında yapılan hayat sigortasına ilişkin hükümlerin ve bu kapsamda alınan sigorta priminin davacıdan tahsil edilmesinin tüketici aleyhine haksız şart oluşturduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmakta ise de, bir sözleşme hükmünün haksız şart olarak kabulü için gerekli bulunan açık ve haksız oransızlık unsurunun gerçekleşen somut olayda bulunmadığı anlaşılmaktadır. zira sözleşmenin bir hükmünün, tüketicinin bir menfaatini ihlâl etmekle birlikte, ona önemli avantajlar da sağladığı anlaşılıyor ise artık bu kaydın tüketicinin zararına olduğunu söylemek olanaklı değildir....

                  UYAP Entegrasyonu