Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/183 Esas KARAR NO : 2023/48 DAVA : Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/11/2021 KARAR TARİHİ : 09/03/2023 Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, İDDİA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacının yazmış olduğu-----:------" adlı eserinin yayınlanması adına 20.01.2016 tarihinde davalı ile bir araya gelerek bir (1) yıl süreyle geçerli olacak şekilde "YAYINCI - YAZAR SÖZLEŞMESİ" imzalandığını, sözleşmeye göre davacının yazıp, düzenleyip ya da çevirmiş olduğu eserin dağıtım, satış ve tanıtım haklarını davalıya verdiğini, Sözleşmenin 3.3....

    FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/183 Esas KARAR NO : 2023/48 DAVA : Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/11/2021 KARAR TARİHİ : 09/03/2023 Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, İDDİA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacının yazmış olduğu-----:------" adlı eserinin yayınlanması adına 20.01.2016 tarihinde davalı ile bir araya gelerek bir (1) yıl süreyle geçerli olacak şekilde "YAYINCI - YAZAR SÖZLEŞMESİ" imzalandığını, sözleşmeye göre davacının yazıp, düzenleyip ya da çevirmiş olduğu eserin dağıtım, satış ve tanıtım haklarını davalıya verdiğini, Sözleşmenin 3.3....

      TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2019/120 ESAS, 2020/380 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : KARAR TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı T10 Ltd. Şti arasında 01/05/2017 tarihinde İstanbul ili Esenyurt ilçesi 1455 ada 17 parsel A blok 4.kat 33 numaralı dairenin satışı için ve 31/03/2019 tarihinde teslimi için sözleşme yapıldığını, sözleşme neticesinde müvekkilinin davalı T10 Ltd. Şti'ne toplamda 160.975,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin sözleşmeden doğan bedelin büyük bir bölümünü zamanında ödemiş olmasına rağmen davalı T10 Ltd. Şti'ni sözleşmeden doğan borcunu ifa etmediğini, davalı T10 Ltd. Şti ile diğer davalı arsa sahibi T8 arasında İstanbul ili Esenyurt ilçesi 1455 ada 12 ve 17 parsel, 1454 ada 2 parsel nolu taşınmaz ile ilgili Büyükçekmece 6....

      Davalı sözleşme ile taşınmaz satış şartlarının kararlaştırıldığını ve geçerli olduğunu savunmuşsa da, taşınmaz satışına ilişkin ön anlaşmalarda asıl anlaşmanın bağlı olduğu resmi şekil şartına tabi olacağından bu savunması yerinde görülmemiştir. Açıklanan düzenlemeler gereğince Gayrimenkul Satış Şartlarının Belirlenmesine İlişkin Protokol" başlıklı sözleşmenin, davalının savunduğu şekliyle harici satış sözleşmesinin geçerli olduğu kabul edilemez. Sözleşmenin "satış kaporası" olarak ödendiği kabul edilen bedelin satış bedelinden mahsup edileceği belirtilmekle birlikte asıl sözleşme geçersiz olduğundan satış avansı yani 6098 Sayılı TBK'nun 177. maddesi gereğince bağlanma parasının iade edilmesi gerekir. 178. maddesinin uygulama yeri bulunmadığı gibi kararlaştırılan cayma koşulu da geçersizdir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2020 NUMARASI : 2019/711 ESAS, 2020/549 KARAR DAVA KONUSU : Satış Vaadi Sözleşmesinden (Yüklenicinin Temlikinden) Kaynaklanan Tapu İptali Ve Tescil KARAR : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İ D D İ A: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların İstanbul ili, Başakşehir İlçesi, Başakşehir Mahallesinde kain, 1416 ada 1 parsel olarak tescilli ana taşınmaz üzerinde inşa edilecek "Vadiyaka Başakşehir Cadde Dükkanları" projesinde yer alan 10 adet bağımsız bölümün satışıyla ilgili toplam 5.956.779,00 TL + % 18 KDV bedeli üzerinden satışı hususunda anlaşmış olduklarını, davalı şirketin müşterilerine uyguladığı satış prosedürüne istinaden resmi ve adi yazılı olarak iki farklı tipte satış sözleşmeleri tanzim ettiğini, davalı tarafın zorunlu prosedürü gereğince öncelikle satışı taahhüt edilen her bir taşınmaz için ayrı olarak 26.02.2016 tarihinde adi yazılı şekilde...

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, söz konusu sözleşmenin düzenlenmesinden bu yana on yılı aşkın zaman geçtiğini, bu nedenle davanın zaman aşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, taşınmazın tapusunun devredilmemesine davacı tarafın sebebiyet verdiğini, taraflar arasında düzenlenen gayrimenkul satış sözleşmesine dayalı olarak davacının tazminat veya cezai şart bedeli adı altında alacak talep etme hakkının bulunmadığını belirterek; açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Ne var ki, harici satış Türk Medeni Kanunu‘nun 994. maddesi hükmü uyarınca harici satış bedelinden kaynaklanan hapis hakkı niteliğinde kişisel hak bahşeder. YİBBGK 10.07.1940 tarih 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca haricen taşınmazı temlik eden kişi aldığı satış bedelini karşı tarafa ödemedikçe haricen satın alan kişinin taşınmazı terk etmesini isteyemez. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2015/1117 Esas, 2017/4163 Karar sayılı ilamı: "Tapulu taşınmazın satışı, sözleşme resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olsa da taşınmaz maliki satış parası adı altında bir bedel alıp kullanmış, karşılığında alıcı da iade anına kadar taşınmazdan yararlanmıştır. Ancak karşılıklı olarak verilenlerin iade edileceği gün, taşınmaz maliki taşınmazını değer kaybı olmaksızın geri alabilse de, bedel ödeyen aradan geçen uzun süre gözetildiğinde ödediği bedeli aynı alım gücünde alamayacaktır....

      Dava, taraflar arasındaki harici gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi nedeniyle ödediği bedelin iadesi ve sözleşmedeki belirtilen sürede teslim edilmediğinden dolayı kira alacağına ilişkindir. Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan bütün sözleşmelerin geçerliliği resmi şekilde yapılmasına bağlıdır (MK md. 706). Resmi şekilde yapılmayan gayrimenkul satış sözleşmeleri geçersiz olup, taraflar arasında hiçbir bağlayıcılıkları yoktur. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi de ileride taşınmaz mülkiyetinin tapuda devrini yapmayı taahhüt eden bir ön sözleşmedir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri de resmi senet şeklinde düzenlenmesi ve noter huzurunda iki tarafça imzalanması suretiyle geçerlilik kazanır ( BK md. 29, Noterlik K. md. 60/3, md.89). Sözleşmenin şekil şartı kamu düzeni ile ilgili olup, noter tarafından düzenleme şeklinde yapılması zorunludur....

      KARAR Davacı, davalı şirketle taşınmaz ön satış sözleşmesi yaptıklarını bu yüzden senet düzenlediklerini daha sonra bunu feshedip yenisini yaptıklarını ancak davalının eski senetleri geri vermediğini, taşınmaz sözleşmesini resmi şekilde yapmayı reddettiğini, konutu zamanında teslim etmediğini, senetlerin geçersiz olduğunu, sözleşmede taraflardan biri anlaşmayı kusurlu olarak bozarsa %10 tazminat ödeyeceğine dair hüküm bulunduğunu, davalının bu yüzden tazminat ödemesi gerektiğini, davalıya ödediği 13.500 TL nin iadesini, sözleşmeden haklı olarak döndüğünün tespitini, borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı, davacı ile imzalamış oldukları sözleşmeye göre yetkili mahkemey...mahkemeleri olarak kararlaştırdıklarını savunmuştur. Mahkemece, sözleşmedeki yetki şartı nedeniyle yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4077 sayılı TKHK m 23 uyarınca genel yetkili mahkeme olan tüketici olan davacının ikametgahı mahkemesinde açılmıştır....

        Ne varki, harici satış Türk Medeni Kanununun 994. maddesi hükmü uyarınca harici satış bedelinden kaynaklanan hapis hakkı niteliğinde kişisel hak bahşeder. Şu da ifade edilmelidir ki 1940 tarih 2 / 77 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca haricen taşınmazı temlik eden kişi aldığı satış bedelini karşı tarafa ödemedikçe haricen satın alan kişinin taşınmazı terk etmesini isteyemez. Bu belirlemelere göre, karşı davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen karşı davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine . Ancak, taraflar arasında 18.01.2007 tarihinde düzenlenen “ “gayrimenkul satış sözleşmesi” ” başlığını taşıyan belge uyarınca davacının satış bedelinden kaynaklanan varsa bir borcu bunun saptanması suretiyle belirlenecek değer üzerinden davalı yararına hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine ve karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir....

          UYAP Entegrasyonu