DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/10/2018 KARAR TARİHİ : 07/05/2020 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/05/2020 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Bursa 12. İcra Müdürlüğünün 2017/... A....
nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine (istirdadına) dair verilen karara karşı davalı tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi gereğince, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6). İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir. Menfi tesbit ve istirdat davasında kural olarak davalının alacaklı olduğunu yasal delillerle kanıtlaması gerekir. Alacaklının senede dayanması halinde ise borçlu olmadığının ispat yükü davacıdadır....
Tapu Müdürlüğü'nün ... yevmiye numaralı işlemi ile ipotek verdiğini dava menfi tespit davası olduğunu, dava konusu alacak senede dayandığını, senet miktarları 2.500,00 TL'yi aştığı için 6100 sayılı HMK Md. 200 gereğince aksinin senetle ispatı gerektiğini, DAvacı delilleri arasında tanık deliline dayanmış ise de tanık deliline muvafakatlerinin olmadığını, 1581 Sayılı tarım kredi kooperatifleri ve birlikleri kanunu madde 12 ile buna paralel olarak tanzim edilen ... Kooperatifleri Ana Sözleşmesi'nin 54....
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukukî ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukukî bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukukî ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. İİK'nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur....
Menfi tespit davasının ise 29.04.2010 tarihinde açıldığı görülmekle, İİK’nun 72 maddesindeki “Borçlu, menfi tesbit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir” hükmüne göre davanın kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Bunun için borçlunun ayrıca bir talepte bulunması gerekmediği gibi, borcun ödendiğini öğrenen mahkemenin kendiliğinden (re’sen) davaya istirdat davası olarak devam etmesi kanunun -başka bir seçenek bırakmayan- amir hükmü gereğidir. Ödemeye rağmen davacı, uyuşmazlığın menfi tespit hükümlerine göre sonuçlandırılmasını talep etmesi halinde ise; mahkemenin kanunun amir hükmü gereğince davaya istirdat davası olarak bakmaya devam edeceğini taraflara açıklaması, buna rağmen davacının talebinde ısrar etmesi halinde, menfi tespit talebinin “hukuki yarar” yokluğu nedeniyle reddi yoluna gitmesi kanunun amaç ve ruhuna daha da uygun düşecektir....
Harç kamu düzenine ilişkin olup, mahkememizce evvela yatırılan harcın eksik olup olmadığı incelenmiş, davacının iki ayrı davayı tek dava dilekçesi ile ikame ettiği, istirdat ve menfi tespit davaları yönünden ayrı ayrı peşin harç alınması gerektiği, istirdat davası için dava değerine göre yatırılması gereken harcın 554,84 TL, menfi tespit davası için dava değerine göre yatırılması gereken harcın ise 4.547,50 TL olduğu bu durumda yatırması gereken peşin harç miktarının toplam 5.102,34 TL olduğu, davacı vekilince de 5.102,34 TL peşin harç yatırıldığı anlaşıldığından harç eksikliği bulunmamaktadır. GEREKÇE: Dava, istirdat ve menfi tespit davasıdır. İstirdat davası, para alacağının tahsili istemine havi olması sebebiyle zorunlu arabuluculuk kapsamında olan dava türü olup. Menfi tespit davası yönünden ise dava tarihi itibariyle zorunlu arabuluculuk dava şartı bulunmamaktadır. Menfi tespit istemli dava yönünden mahkememizce tefrik kararı verilmiş, ayrı esas üzerinden kaydı yapılmıştır....
Menfi tespit ve istirdat davası İcra İflas Kanunu (İİK) 72. maddede düzenlenmiştir. Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. (72/1. madde) Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. (İİK 72/6. madde) Bu hükümlere göre borç ödenmemiş ise menfi tespit, ödenmiş ise istirdat talebinde bulunulabilecektir. Ayrıca dava tarihinden sonra ödeme var ise menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmesi gerekir. Hükümde yer alması gereken hususların neler olduğu Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 297. madde de düzenlenmiş olup maddenin 2. fıkrasına göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir....
Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 101 ada 647, 828 ve 113 ada 96 parsel sayılı 5.207.39; 21.349.16 ve 8.543,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 101 ada 647 ve 113 ada 96 parseller irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniye ... adına tespit ve tescil edildikten sonra 2010 yılında kayden satılarak davalılardan ... adına tescil edilmiş; 101 ada 828 parsel sayılı taşınmaz ise hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle... adına tespit ve tescil edildikten sonra 21.08. 2013 tarihinde pay satışı nedeniyle neticeten 1/3 paylarla, ....r’ler adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı ...; çekişmeli taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır....
Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur....
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; açılan menfi tespit davasının mesnetsiz olduğunu, Doğubayazıt İcra Dairesinin 2011/447 esas sayılı dosyası incelendiğinde kambiyo senedine dayalı olduğunu ve miktarının davacıların halen borçlu olduklarını açıkça ortaya çıkardığını, davanın reddine karar verilmesini, icra takibinin halen devam ettiğini, davaya bakma yetkisinin Doğubayazıt mahkemelerine ait olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını savunmuştur. YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece, "... Tüm dosya kapsamı ve taraf beyanları bütün halinde değerlendirilmekle; davacının yaptığı ödemeleri dosyaya konu senede ilişkin olarak yapıldığını ispat edememiş olup açılan davanın reddine karar verilmiş ve mahkememizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle "Açılan davanın REDDİNE," şeklinde karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....