Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkillerinin araç satışı konusunda anlaştıkları dava dışı Ali ...'a anlaşma gereği 11.000-TL'lik senet verdiklerini, ancak A. ...'ın anlaşmaya konu aracı müvekkillerine devretmediğini ve haksız kazanç elde etmek için dava konusu senedi, birlikte hareket ettiği davalıya verdiğini, davalının da bu senede dayalı olarak müvekkilleri aleyhine icra takibi başlattığını belirterek, müvekkillerinin senet nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Tapu Müdürlüğü'nün ... yevmiye numaralı işlemi ile ipotek verdiğini dava menfi tespit davası olduğunu, dava konusu alacak senede dayandığını, senet miktarları 2.500,00 TL'yi aştığı için 6100 sayılı HMK Md. 200 gereğince aksinin senetle ispatı gerektiğini, DAvacı delilleri arasında tanık deliline dayanmış ise de tanık deliline muvafakatlerinin olmadığını, 1581 Sayılı tarım kredi kooperatifleri ve birlikleri kanunu madde 12 ile buna paralel olarak tanzim edilen ... Kooperatifleri Ana Sözleşmesi'nin 54....

      Davacı vekili tarafından, menfi tespit davasına konu edilen üç adet çekin taraflarınca ödendiğine dair banka dekontlarını dosyaya sunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; başlangıçta kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davası olarak açılan davaya konu çeklerin dava sırasında, davacı tarafından ödenmesi nedeniyle, menfi tespit olarak ikame edilen davanın, istirdat davası olarak görülmesine ilişkindir....

        CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; açılan menfi tespit davasının mesnetsiz olduğunu, Doğubayazıt İcra Dairesinin 2011/447 esas sayılı dosyası incelendiğinde kambiyo senedine dayalı olduğunu ve miktarının davacıların halen borçlu olduklarını açıkça ortaya çıkardığını, davanın reddine karar verilmesini, icra takibinin halen devam ettiğini, davaya bakma yetkisinin Doğubayazıt mahkemelerine ait olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını savunmuştur. YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece, "... Tüm dosya kapsamı ve taraf beyanları bütün halinde değerlendirilmekle; davacının yaptığı ödemeleri dosyaya konu senede ilişkin olarak yapıldığını ispat edememiş olup açılan davanın reddine karar verilmiş ve mahkememizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle "Açılan davanın REDDİNE," şeklinde karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

        Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur....

          Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur....

            Davacı her ne kadar mahkemece istirdada da karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; davanın menfi tespit davası olarak açıldığı, yargılama sırasında davacı tarafından ödeme yapıldığı hususunun ispatlanamadığı, davadan önce yapılmış ödemeler için ise açılmış bulunan menfi tespit davasının kendiliğinden istirdat davasına dönüşme olanağının bulunmadığı, sonuç olarak harcı ödenerek usulüne uygun istirdat talebi bulunmadığından mahkemece davacının istirdat talebi konusunda karar verilmemesi yerindedir....

              Davacı her ne kadar mahkemece istirdada da karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; davanın menfi tespit davası olarak açıldığı, yargılama sırasında davacı tarafından ödeme yapıldığı hususunun ispatlanamadığı, davadan önce yapılmış ödemeler için ise açılmış bulunan menfi tespit davasının kendiliğinden istirdat davasına dönüşme olanağının bulunmadığı, sonuç olarak harcı ödenerek usulüne uygun istirdat talebi bulunmadığından mahkemece davacının istirdat talebi konusunda karar verilmemesi yerindedir....

              Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 101 ada 647, 828 ve 113 ada 96 parsel sayılı 5.207.39; 21.349.16 ve 8.543,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 101 ada 647 ve 113 ada 96 parseller irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniye ... adına tespit ve tescil edildikten sonra 2010 yılında kayden satılarak davalılardan ... adına tescil edilmiş; 101 ada 828 parsel sayılı taşınmaz ise hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle... adına tespit ve tescil edildikten sonra 21.08. 2013 tarihinde pay satışı nedeniyle neticeten 1/3 paylarla, ....r’ler adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı ...; çekişmeli taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır....

                Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemesince davacının icra takibinden sonra davalıya borçlu olmadığının tespiti talebi ile menfi tespit davası açtığı, icra takibinin İstanbul İcra Dairelerinde yapıldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesince ise dava konusu uyuşmazlıkta genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesi olup, davalının ve davacının yerleşim yerinin Kahramankazan/Ankara adresi olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 72/son maddesine göre menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Bu madde hükmüne göre menfi tespit ve istirdat davaları ile ilgili yetki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin değildir. Davacı menfi tespit talebi ile Kahramankazan'da dava açmış bu suretle... mahkemelerinin yetkisini benimsemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu