Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tapusuz taşınmazın satışı resmi şekle bağlı olmadığından adi yazılı senetle satışı mümkündür....

Kabule göre de, tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı TMK'nin 706, 6098 sayılı TBK'nin 237, 818 sayılı BK'nin 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK'nin 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu husus 6098 sayılı TBK'nin 237. maddesinde “Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.” şeklinde açıklanmıştır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz....

    Davacı ile davalı arasında öncelikle harici taşınmaz alımına ilişkin sözleşme yapıldığı ancak bu sözleşmenin içeriğinde taşınmaza ilişkin ayrıntılı bir bilginin bulunmadığı, sadece kaparo bedeli ve taşınmazın bedelinin yazılı olduğu, davacının tapuda yapılan işlemde hazır olduğu görülmüştür. Dolayısıyla resmi şekilde yapılan sözleşmeye konu taşınmazın gerçekte satın almak istediği taşınmaz olmadığı yönündeki iddiası soyut iddiadan öteye gidememiştir. İlk derece yargılaması sırasında toplanan deliller ile de iradesinin sakatlandığı, davalının hata ve hilesine yönelik herhangi bir delil de bulunmadığından mahkemece kurulan hüküm yerindedir....

    Olayımıza gelince; Dava konusu ortaklığın giderilmesi istenen 2314 parsel sayılı taşınmaz tapuda  tarla niteliğinde kayıtlı olup,  mahkemece yerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen fenni bilirkişi raporunda ise, taşınmazın aynen bölünmesinin mümkün olmadığı, ortaklığın ancak satışı suretiyle giderilebileceğinin bildirdiği görülmüştür. Keşif sırasında taşınmazın taraflar arasında fiilen taksim edilerek kullanıldığı belirlenmişse de, paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda harici taksim geçersiz olduğundan, fiili kullanım durumuna hukuken geçerlilik tanınamaz. Mahkemece, taşınmazın satışı suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verilmesi gerekirken, taraflar arasında fiili taksim bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine  karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.05.2010 gün ve 409/316 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı, dava konusu 143 ada 339 parsel numaralı taşınmazı 1.1.2000 tarihinde harici senetle satın aldığını açıklayarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, tapulu taşınmazın harici satışının geçersiz olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu 143 ada 339 numaralı parsel kadastro tutanağı 31.08.1999 tarihinde düzenlenmiş, tutanak 17.5.2001 tarihinde itirazsız olarak kesinleşmiş ve tapu siciline işlenmiştir. Davaya konu edilen harici satış ise, 01.01.2000 tarihli olup, tespit tarihinden sonra tutanağın kesinleşmesinden öncedir. Dolayısıyla satış tarihi itibariyle taşınmaz tapusuzdur. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen bilirkişi ve şahitler bu satışı doğrulamışlardır....

        Mahkemece, tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı Türk Medeni Kanunu'nun 706.maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 213.m, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri) gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmacağı ve satın alana herhangi bir hak bahşetmeceği, Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartı olduğu, bu husus 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesinde “Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır” şeklinde açıklandığı ve bu nedenle davacı tarafın resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemeceği ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Dosya kapsamından; 30.01.2012 tarihli harici satış sözleşmesi ile dava konusu taşınmazın davalı tarafından davacıya satıldığı, yapılan sözleşme uyarınca davacının 2.000 TL'yi kapora olarak davalıya verdiği, yine aralarındaki harici satış sözleşmesi uyarınca davalının dava dışı S.. C..'a olan borcuna karşılık 77.000 TL'yi de dava dışı S.. C..'a ödediği, bu haliyle davacı tarafından davalıya toplam 79.000 TL'lik ödeme yapıldığı, ancak davaya konu taşınmazın davacıya devrinin yapılmadığı ve davalı tarafından dava dışı 3.bir şahsa tapuda devredildiği anlaşılmaktadır. Ancak, tapuda kayıtlı bir taşınmazın harici sözleşme ile satılması TMK.nun 705, BK.nun 213 (TBK.nun 237), Tapu Kanunu 26 ve Noterlik Kanununun 60.maddesi ile HGK.nun 15.11.2000 tarih, 2000/13-1612 E.-2000/1704 K.sayılı ilamı ile taşınmaz satış devri resmi olmadıkça geçerli değildir....

            ödenmediği anlaşıldığından davacı tarafın 21.492,28 TL bakiye kaparo bedelinin ödenmesi talebinin de reddi gerektiği gerekçesi ile; "Davanın reddine" karar vermiştir....

            Somut olayda, davacı taraf gönderilen paraların, taşınmaz satışı için olduğunu iddia ettiğine göre, öncelikle bu iddiasını ispat etmekle yükümlü olacaktır. Dosyada mevcut ve davalı tarafa ait hesap ekstrelerinde; davacı tarafından gönderilen ödemelerin "kira ödemesine ilişkin olduğu" açıklamasının bulunması karşısında, ödemelerin, taşınmaz satışı için yapıldığı hususunun kabulü mümkün değildir. Davacı taraf, bu nedenle öncelikle ödemelerin, taşınmaz satışına ilişkin olduğunu ispat edecektir. Davacı tarafın, dilekçesinde "yemin" deliline dayandığının anlaşılması karşısında, davacıya, iddiasını ispat için, karşı tarafa yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

              e 16.04.2012 tarihinde satış suretiyle temlik edildiği, ...ile davalı arasında düzenlenen 20.08.2009 tarihli harici satış belgesinde iki katlı evin davalıya satışı konusunda anlaştıkları görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki; tapulu taşınmazların TMK md.706, BK. md. 213 ve 2644 sayılı Tapu Kanunu 26. md. gereğince resmi olarak yapılmayan satışlarına hukuken değer verilemez.Bir başka ifadeyle geçersizdir. Ancak harici satın alma, satın alan lehine harici satış bedeli üzerinden kişisel hak sağlar. Ne var ki, davalı yararına kişisel hak sağlayan satış bedeli üzerinden hapis hakkı tanınmak suretiyle çapa değer verilerek bir karar verileceği tartışmasızdır. Öncelikle mahkemece harici satış senedinin keşfen uygulanarak kapsamı tayin edilmelidir. Başka bir ifadeyle, çekişmeli yerin satışa konu edilip edilmediği saptanmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu