Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

almaya talip olan müşterinin teklifine dönüş olmadığını, aynı müşterinin 21/08/2017 tarihinde yeniden bir hafta geçerlilik süresi bulunan teklifte bulunduğunu, davalının avukatı tarafından sürecin kalan kısmıyla kendilerinin ilgileneceğinin bildirildiğini ve satışa onay verilerek, kaparo bedelinin davalı satıcının hesabına ödenmesinin istendiğini, davalı satıcı tarafından verilen satış onayı üzerine, satışa konu taşınmazın 30.000,00 TL tutarında kaparo bedelinin alıcı tarafından müvekkili şirketin hesabına yatırıldığını, sözleşme gereğince kaparo bedelini bu hesapta muhafaza edileceği davalı tarafa bildirilerek satış işlemlerinin 05/09/2017 tarihinden sonra gerçekleştirileceğinin açıklandığını, gelişen süreçte davalının keşide ettiği ihtarname ile müvekkiline sözleşmenin uzatılmayacağını ve 15/09/2017 tarihi itibarıyla sona ereceğini ihtar ettiğini, aracı olan müvekkiline, davalının cezai şart bedelini ödemesi gerektiğini belirterek; 980.000,00 TL olan toplam hizmet oranı %5.5 KDV tutarıyla...

Somut olayda; sanığın, ... gazetesinin ... ilinde yayınlanan nüshasına satılık araç ilanı ve irtibat numarası verdiği, bunu gören katılanın, söz konusu telefon numarasını arayarak kendisini ... olarak tanıtan sanıkla irtibata geçtiği, aralarında yaptıkları görüşme sırasında sanığın, katılana 500 TL kaparo göndermesi halinde aracın satışı hususunda anlaşabileceklerini söylediği bunun üzerine katılanın da sanığın kendisine verdiği hesaba parayı havale ettiği, katılanın daha sonra arabanın alımı için sanığı aradığı ancak sanığın çeşitli bahaneler ile katılanı oyalayarak araç satışı yapmadığı anlaşılmakla; eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabul ve uygulamada bir isabetsizlik görülmemiştir....

    TBK 244 hükmü "Aksine sözleşme olmadıkça, satılan taşınmaz, satış sözleşmesinde yazılı yüzölçümü tutarını kapsamıyorsa satıcı, eksiği için alıcıya tazminat ödemekle yükümlüdür. Bir yapının ayıplı olmasından doğan davalar, mülkiyetin geçmesinden başlayarak beş yılın ve satıcının ağır kusuru varsa yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar." Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen "satış vaadi ve kaparo alma sözleşmesi" başlıklı belge gereğince, 465 m² arsanın tamamı ve içinde 2 adet gecekondu 5 adet dükkanın satışı için taraflar arasında 1.400.000,00 TL'ye anlaşma yapıldığı, 27/09/2016 tarihli resmi senetle 400,00 m'ye denk gelen 20000/23227 m² hissenin davalı Memure tarafından davacıya devir edildiği, davalıların satıcı sıfatıyla imzası bulunan sözleşme gereğince davacıya 465 m² taşınmazın devrini taahhüt ettikleri anlaşılmaktadır....

    Blok No:21 adresinde bulunan dükkan vasıflı taşınmazı, davalının rızası ile malik sıfatıyla kullanmakta olduğunu, davalının kooperatif üyesi olarak edindiği bu taşınmazı, harici olarak kendisine sattığını ve bunun üzerine davalının kooperatife olan tüm borçlarını kendisinin ödediğini; ancak, taşınmazın tapusunu kendisine devretmediğini, bir süre sonra davalının bu taşınmazı üçüncü kişiye sattığını ileri sürerek; şimdilik 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka işletme kredisi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazı davacıya satmadığını, davacının bu taşınmazı kiracı olarak kullandığını, yapılan ödemelerden yalnızca 3.000 TL'lik toplam 6 adet senet ödemesini kabul ettiğini, bunun da kira borcuna mahsuben yapılmış bir ödeme olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; taraflar arasında herhangi bir harici taşınmaz satışı olduğunun tespit edilemediği, tanık beyanlarından...

      Noterliğinde 03/04/2000 tarih ve 05220 yevmiye sayılı Satış Vaadinin Temliki Sözleşmesi imzalandığını, temlik sözleşmesinin imzalandığı tarihte tarafların kendi aralarında harici yazılı bir sözleşme daha yaptıklarını, bu sözleşmeden satış vaadinin temliki sözleşmesinde gerçek amacın taşınmaz satışı olmadığının, borcun teminatı olarak yapıldığının anlaşıldığını ve bu şekilde taraf muvazaasının yazılı belge ile kanıtlandığını, ayrıca taşınmazın satış vaadinin temliki sözleşmesindeki değeri ile gerçek değeri arasında da açık nispetsizlik olduğunu ileri sürerek, satış vaadinin temliki sözleşmesinin zamanaşımı, taraf muvaazası, gerçek amacın taşınmaz satışı olmayıp bir borcun teminatı olarak yapıldığının tespiti ile taşınmazın gerçek değeri ile satış vaadinin temliki sözleşmesindeki değer arasındaki açık nispetsizlik nedenleriyle sözleşmenin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

        Bilindiği üzere ve kural olarak; yasal istisnalar haricinde tapulu taşınmazların haricen satışı geçerli değildir (TMK.m.706, BK.213,Tapu Kanunu 26). Kaldı ki, dava konusu yer harici satış tarihi itibariyle elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Bu nedenle, iştirakçilerden birinin haricen satışı hukuki sonuç doğurmaz. Öte yandan, TMK.nun 724. maddesi uyarınca çaplı taşınmazın haricen satışı nedeniyle bina bedelinin arsa bedelinden fazla olması davacı lehine sonuç doğurmayacaktır. Bu durumda, tapulu taşınmazı haricen alan kişinin dava konusu yere yapmış olduğu inşaat nedeniyle gerçek bedel, asgari levazım bedeli ve enkaz bedeli isteme hakkı yoktur. Ne var ki, mahkemece, 6794 TL levazım bedeline hükmedilmesi doğru değilse de temyiz edenin sıfatı nedeniyle bozma sebebi yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4....

          KARAR Davacılar, ... ili ... ilçesi, ....Köyü, ... mevkii 130 parselde kayıtlı 18 nolu bağımsız bölümün 150.000,00 TL bedelle davalıya satışı için ... emlak aracılığıyla satıcı... ile alıcı davalı arasında 11/04/2013 tarihli emlak satış protokolü imzalandığını, sözleşmeye göre anlaşılan bedelin 10.000,00 TL sini satıcının ödemesi gereken tapu giderleri ve komisyon ücretinin karşılığı olduğu ve bu tutarın davalı tarafından ödeneceğini, satıcının tapu işlemlerinin toplamı 2.425,00 TL tutarında olduğunu ve geriye kalan 7.575,00 TL komisyon ücretinin davacılara ödenmesi gerektiğini, davalının bu bedele mahsuben sözleşme tarihinde 2.500,00 TL kaparo ve daha sonra da banka havalesi ile 1.000,00 TL ödediğini, ödenmeyen bakiye 4.075,00 TL komisyon alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdir....

            Davalı ..., davalı şirketin davaya konu taşınmaz yönünden yetkili temsilcisi 2010/19151-2011/7746 olduğunu kanıtlayamamıştır. Davalı şirkette, davalı ...’ ın yetkisiz olarak yaptığı işleme icazet vermemiştir. Davacı ile davalı ... arasında yapılan harici satış sözleşmesine konu taşınmaz tapulu bir taşınmaz olup, TMK.' nun 706. maddesi, BK.' nun 216. maddesi ve Tapu Kanunu' nun 26. maddesi gereğince tapulu taşınmazın satışı resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir. Geçerli olmayan akit nedeniyle akdi yapanlardan birisi tarafından önceden diğerine ödenen miktarın geri verilmesi sebepsiz iktisap hükümleri gereğince istenebilir. Davacı ile davalı ... arasında akdedilen sözleşmeye göre, davaya konu taşınmazın 14.750.00.DM’ a davalı ... tarafından davacıya satıldığı ve karşılığında da davacı tarafından 750.00.DM peşinat ile 10 adet 1.400.00.DM bedelli senetler verildiği ve senet bedellerinin de tahsil edildiği uyuşmazlık konusu değildir....

              Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı şirket ile aralarında 21/10/2011 tarihinde ...,... kat 131 numaralı ve 18. kat 142 numaralı iki adet taşınmaz ile ilgili gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmelerin haricen düzenlendiğini, sözleşmelerin ıı-4 maddesinde satış bedelinin 26.900,00 ve 26.900,00 İngiliz Sterlini (GBP) olarak belirlendiğini, ıı-5 a maddesine göre de her bir taşınmaz için 2.000,00 GBP kaparo ödeneceğinin kararlaştırıldığını, toplam bedelin %35'i ve %65'i için ödeme tarihlerinin sözleşme ile belirlendiğini, sözleşmeye uygun olarak davalıya 4.000,00GBP kaparo ve 16.178,00GBP ödeme yapıldığını, ancak teslim tarihi olan 30/12/2012 de taşınmazların teslim edilmediğini bu nedenle geçersiz sözleşme nedeni ile verilen toplam 20.178,00 GBP (66.026,45.TL)'nin ödeme gününden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                in davacılar ile olan harici sözleşmeden doğan borçlar üstlenilmediği gibi borcun naklide söz konusu değildir. Davacılar ile harici taşınmaz satış sözleşmesi ile bu sözleşme kapsamında alıcı -davacılar tarafından yapılan ödemeyi teslim alıp tahsil eden yüklenici firma temsilcisi de olan davalı ... olup harici taşınmaz satış sözleşmesinin geçersizliği sebebiyle davacılardan alınan satış bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacılara iadesinden de bu davalı sorumlu tutulmalıdır. Arsa maliki olan diğer davalıların ise kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamına göre yüklenici firmaya bırakıldığı anlaşılan bağımsız bölümün yüklenici firmanın temsilcisi tarafından şahsen kendi ad ve hesabına haricen satışı ile tahsil edilen bedelden alıcılara karşı sorumlu tutulması mümkün değildir....

                  UYAP Entegrasyonu