İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, geçersiz adi yazılı(harici) taşınmaz satış sözleşmesi gereğince (tapuda resmi satış işleminin gerçekleşmediğinden bahisle) ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesini içeren icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, talep ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin istinaf başvurusuna yöneliktir. 2004 sayılı İİK'nun 257. maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. 2004 sayılı İİK'nun 258. maddesi gereğince ihtiyati haciz isteyen alacağı ve gerekirse ihtiyati haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller sunmaya mecburdur....
Harici satışlarda Türk Medeni Kanununun 994. maddesi hükmü uyarınca harici satış bedelinden kaynaklanan hapis hakkı niteliğinde kişisel hak bahşeder. Şu da ifade edilmelidir ki, 10.7.1940 tarih 2/77 Sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında "Haricen yapılan taşınmaz mal satışından dönüldüğünde verdiği bedel kendisine geri verilmeyen taraf, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü değildir." Harici satış sözleşmesinin hukuken geçersiz olması nedeniyle, 10.07.1940 tarihli 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve haksız iktisap kurallarına göre herkesin aldığını iade ile yükümlü bulunduğu ve tarafların aldıklarını iade edeceği yolundaki genel ilke ve kabul karşısında, öncelikle; taşınmazı haricen satın alana ödenmesi gereken miktarın ne olacağı ve iade kapsamının belirlenmesi gerekir. İadesi gereken bedel; harici satış sözleşmesinde gösterilen bedel mi? taşınmazın dava tarihindeki güncellenmiş (rayiç) bedeli mi?...
. - DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/12/2018 KARAR TARİHİ : 21/04/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 27/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA VE SAVUNMA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Bursa 20....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/82 esas, 2021/120 karar sayılı kararında: Davacı tanıklarından Mehmet Doğanay'ın beyanları ile davacı ile davalıların babası T4 arasında sözlü harici satış sözleşmesinin gerçekleştiğinin ispatlandığı fakat TMK 706 (MK 634), TBK 237 (BK 213.md.), TK 26 ve Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince davaya konu taşınmazların harici satışı geçersiz olduğundan ve resmi şekilde satış sözleşmesi düzenlenmediğinden tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmiştir....
Bu durumda, mirasbırakan tarafından temlikin mal kaçırma amaçlı yapılmadığı, kadastro tespiti öncesinde taşınmazın 11.03.1982 tarihli harici satış senedi ile mirasbırakanın dava dışı oğlu ...’e satıldığı ancak kadastro tespiti sırasında taşınmazın mirasbırakan adına tespit edildiği, mirasbırakanın taşınmazı kadastro tespitinden sonra oğlu ...’e devretmek istediği ancak ...’in isteği üzerine taşınmazın kızı olan davalıya devredildiği, harici senedin satışın belgesi olduğu ve temlikin harici satışın resmiyete dökülmesi amacıyla yapıldığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca temlikin mal kaçırma amaçlı yapılmadığı anlaşıldığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir.'' gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda feragat eden davacılar ... ve ... ile diğer davacılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...Dava, harici satım sözleşmesi kapsamında davalıya ödenen daire bedelinin harici satış sözleşmesinin feshi nedeniyle iadesi için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça davalı aleyhine Ereğli İcra Dairesi'nin 2018/926 E. Sayılı dosyası ile "07/12/2016 ev almak için verilen paranın tapunun devredilmemesi nedeniyle geri iadesi" sebebine dayalı olarak takip başlatılmış olup borca itiraz üzerine takip durdurulmuştur. Taraflar arasında düzenlendiği konusunda ihtilaf bulunmayan 30/11/2016 tarihli adi yazılı daire satış sözleşmesi ile davalının Orhangazi Mahallesi, 8 ada, 8 parsel sayılı taşınmazda yapacağı binadan bir adet bağımsız bölümü davacıya satmayı vaat ettiği, satış bedelinin 165.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı sabittir. Davalı taraf, Ereğli 3....
Dava, harici satışa dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının resmi şekilde yapılmayan sözleşmeye istinaden yaptığı tapu iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmesi yerinde olmuş ise de, bedel isteğinin reddine dair karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Harici satış bedelinin ödendiği yönündeki iddianın HUMK'un 288. maddesi (6100 sayılı HMK'nin 200/1. maddesi) hükmü gereğince; yazılı belge ile ispat edilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Dosya kapsamı incelendiğinde 02.02.1990 tarihli harici satış sözleşmesindeki imzanın dahili davalıların murisi ...'in eli ürünü olduğu adli tıp kurumu raporu ile sabittir. İlgili sözleşmede satış bedeli 30.000.000 TL olduğu ve bu paranın bir kısmı nakit bir kısmı ise çek olarak ödendiği belirtilmiştir. Diğer bir ifadeyle taşınmaz satışı için bedel ödendiği, bedelin (miktarları belli olmasa bile) çek ve nakit para olarak taşınmazını satan ...'e verildiği sabittir....
Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin taraflar arasında düzenlenen 04.03.2013 tarihli harici satış sözleşmesi nedeniyle davalıya 1.905.059.60 TL ödediğini, bu ödeme karşılığında davalının, davacıya bono verdiğini, taşınmazı devretmekten cayması nedeniyle senedin takibe konulduğunu ve borcun ödendiğini ancak davalının satıştan vazgeçmesi nedeniyle sözleşmenin IV.maddesi uyarınca ve daha sonra sözleşmeden ayrı 09.10.2013 tarihli belge ile kabul ettiği cezai şartı ödemediğini, cezai şart ve damga vergisinin davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali, inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; itirazın iptali (harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan) davasıdır. Davacı, davalıya ait taşınmaz hissesine karşılık vermiş olduğu 5.000,00 TL'nin, hisse devri yapılmamış olması nedeniyle tahsili amacıyla icra takibi yapmış, davalının takibe itirazı üzerine icra takibi durmuştur. Bunun üzerine davacı vekili 5.000,00 TL değer üzerinde iş bu itirazın iptali davasını açmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 341/2 maddesi, "Miktar veya değeri 3.000,00 TL'yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir." şeklindedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu istinaf kanun yoluna başvuru yönünden kesinlik sınırını düzenleyen bu maddelerdeki miktarların her yıl yeniden değerleme oranında artırılması sonucunda yerel mahkemenin kararını verdiği 2021 yılı itibariyle istinaf kanun yoluna ilişkin yerel mahkemenin kesinlik sınırı 5.880,00 TL'dir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının adına kayıtlı aracına Çankaya ...benzin istasyonundan benzin alarak müvekkilinin hesabına yazdırdığını, benzin bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, aracın harici satış sözleşmesi ile ... Grup Ltd. Şti. ile davacı şirket arasında kurulan adi ortaklığa satıldığını ve adi ortaklığın yüklendiği yapım işinde kullanıldığını, adi ortaklığın talimatı ile araca benzin alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir....