WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının harici satış nedeniyle davalı yana bedel ödediğinin kanıtlanması halinde harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir. Bugüne kadarki Yargıtay uygulaması gözetildiğinde, sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren sözleşmede yer alan bedelin TEFE – TÜFE endekslerindeki artışlar ile altın, döviz fiyat ve kurlarındaki artışlar, işçi ve memur aylıklarındaki artışlar dikkate alınıp denkleştirici adalet kuralları uyarınca, dava tarihine kadar uyarlaması yapılarak, dava tarihinde harici satış senedindeki miktarın ulaştığı değerin (miktarın) hüküm altına alınması esası benimsenmiştir. Davalı, 80.000 TL bedelin kendisine ödenmediğini ileri sürmüştür. Ödenen bedelin tahsili davasına yönelik olarak yeterli araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır....

    Mahkemece davacının dava konusu bonoyu geçersiz kılacak muteber bir neden göstermediği, oto satış mukavelesi başlıklı belgede söz konusu bono ile ilgili bir açıklık bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davalıların cevap dilekçelerinde belirttikleri gibi dava konusu bono taraflar arasındaki harici satış sözleşmesi uyarınca araç bedeline karşılık verilmiş olup, bu yön ihtilafsızdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3176 sayılı Kanunla değişik 20/d maddesine göre tescilli araçların her çeşit satış ve devirlerinin noterlerce yapılması zorunludur. Harici satış ve devirler geçersiz olup geçersiz satışlarda herkes verdiğini iade ile mükelleftir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ve birleşen dosya davacıları Nazik Ulusoy ve müşterekleri ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Marmaris 3.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.06.2010 gün ve 368/308 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, asıl ve birleşen davalardaki dava dilekçelerinde, vekil edenlerinin 163 parsel sayılı taşınmazın muhtelif bölümlerini ayrı ayrı tarihlerde düzenlenen harici senetlerle davalıdan satın aldıklarını, bu kısımların zilyetliğinin davacı tarafından müvekkilerine devredildiğini, satış tarihlerinde parsele ilişkin kadastro tespitine itiraz davası devam ettiğinden, davanın sonuçlanmasının beklendiğini açıklayarak bu bölümlerin davalı adına olan tapusunun iptali ile satın alan davacılar adına ayrı ayrı tescilini istemiştir....

        Bu nedenle davacı tarafın resmi memur önünde yapılmayan harici satış senedine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Davacılar vekilinin, tapu iptali ve tescile yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan buna ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA, Ne var ki, davacılar tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde bedelin uyarlanması suretiyle hüküm altına alınması isteğinde bulunmuşlardır. Terditli açılan bu davada tapu iptali ve tescil isteği açıklanan nedenlerle yerinde bulunmadığına göre bedelin uyarlanması yoluyla hüküm altına alınması gerekmektedir. Mahkemenin bu yöndeki ret gerekçesine katılma olanağı bulunmamaktadır....

          HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Kadastro sonucu ... İlçesi, ... Mahallesi ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ..., ... ada ... ve ... ada ... parsel sayılı muhtelif yüzölçümlü taşınmazlar öncesinde ... kızı ... ve ... oğlu ...’ın zilyetliğinde olduğu açıklanmak ve 05.11.1981 tarih 2766 ve 14.12.1981 tarih 3152 sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve harici 25.10.2017 ve 10.04.1987 tarihli harici satış senetleri; ... ada ... parsel sayılı taşınmaz ise öncesinde ... kızı ... ve ... oğlu ... zilyetliğinde olduğu açıklanmak ve 22.05.1995 tarihli harici satış senedi uygulanmak suretiyle paylı olarak ... ve ... ile ... ve ... adlarına tespit edilmiş, tespitlerin 2009 yılında itirazsız kesinleşmesi üzerine tespitteki gibi tapu kayıtları oluşmuştur....

            Davacı, 25.10.1988 tarihli harici satışa dayanarak iptal ve tescil, bunun mümkün bulunmaması halinde de satış bedelinin ödenmesi isteğinde bulunmuştur. Harici satışın yapıldığı tarihte dava konusu 1270 parsel sayılı taşınmaz tapuda davalıların miras bırakanı Mehmet Küçük adına kayıtlı bulunan bir yerdir. Tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmazın haricen satışı TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddesi hükümleri karşısında geçersizdir. Böyle bir satış, taşınmazı haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmez....

              Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşabilmek için, öncelikle çekişmeli taşınmazın tapusuz yerlerden olduğu tartışmasız olup; tapusuz taşınmazların, menkul mal niteliğinde olduğu ve zilyetliğin devredilmesiyle mülkiyetin karşı tarafa geçeceği düşünülmeli, davacının dayandığı 21.04.2002 tarihli ev satış senedi başlıklı harici satış senedinin aslı getirtilerek dosya ikmal edilmeli; bundan sonra davada yararı bulunmayan elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, tüm tespit bilirkişileri, harici satış senedinde imzaları bulunan aza, muhtar ya da diğer kişiler ile fen bilirkişisi hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte; harici satış senedi tarihinden itibaren çekişmeli taşınmaz üzerinde kimin ve hangi sıfatla, ne şekilde zilyet olduğu, satış tarihinden itibaren taşınmazın zilyetliğinin davacı ...'...

                Dava dilekçesinde davanın açıkça alacak davası olarak nitelendirildiği, dava dilekçesi içeriği ve sonuç istem kısmında talebin alacağın tahsili yönünde olduğu, yargılamanın ilerleyen safhalarında davanın ıslah edilerek itirazın iptali davasına dönüştürülmesinin de söz konusu olmadığı birlikte gözetildiğinde eldeki davanın alacak davası olarak nitelendirilmesi gerektiği tartışma dışıdır. Bu yüzden davacı vekilinin yargılamanın değişik safhalarında ve istinaf dilekçesinde itirazın iptaline karar verilmesi yönündeki beyan ve taleplerine itibar edilmemiştir. Davalının, dava konusu yapılan satış ilişkisini inkar etmesi karşısında davacının davasını senetle ispat zorunluluğu kapsamında yazılı/kesin delillerle ispatlaması gerektiği her türlü tartışmadan uzaktır. Davacı vekili; davasını dosyaya sunduğu bir adet 30/09/2017 tarihli fatura ile dava harici firmalar tarafından düzenlenmiş sevk irsaliyelerine dayandırmıştır....

                Davalı tarafından dava konusu yerin haricen satımına ilişkin vakıanın ikrar edilmiş olması az yukarıda açıklanan geçerlilik şartı olan resmi şekil şartını geçerli hale getirmeyeceğinden davacıların harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, resmi şekil şartına uyulmaksızın adi yazılı şekildeki harici satışa değer verilmek suretiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davasını öncelikle haricen satın alma ve zilyetlik hukuksal nedeni ile tapu iptali ve tescil, yerinde görülmemesi halinde TMK 724. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil, bu isteklerinin de yerinde görülmemesi halinde ödenen bedelin iadesi isteminde bulunmuş, Mahkemece, dayanılan hukuki sebeplerden haricen satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuki nedenine değer verilerek davanın kabulü cihetine gidilmiş, diğer hukuki nedenler yönünden değerlendirme yapılmamıştır....

                  Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi nedeni ile sözleşmenin feshi ile alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Taraflar arasında 20/08/2016 tarihinde yapılan harici satış sözleşmesi ile dairenin 225.000,00 TL'ye satıldığı, peşinat olarak 45.000,00 TL kalan 139.000,00 TL olarak belirlenip kalan için kredi kullanılacağının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Dosyada mevcut INGBANK dekontlarına göre 26/07/2017 tarihinde 9.500,00 TL, 20/10/2017 tarihinde 15.000,00 TL, 15/05/2017 tarih 5.000,00 TL, 12/01/2018 tarih 5.000,00 TL, 10/01/2018 tarihli 25.000,00 TL olmak üzere toplam 59.500,00 TL banka havalesi ile davalıya ödendiği anlaşılmıştır. Davacının 150.379,59 TL alacağın tahsili için icra takibi başlattığı anlaşılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu