Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasında düzenlenen 25.7.2001 tarihli taşınmaz mal alım satım sözleşmesine göre davacının, davalıya ait daireyi 14.000 DM bedel ile alım-satımı hususunda anlaştıkları , bedelin 2.000 Dm’si peşin ödendiği, bakiye bedelin 3.000 DM sinin 10.9.2001 tarihinde, 9.000 DM’nin 10.9.2002 tarihinde ödenmesinin kararlaştırıldığı tartışmasızdır. Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu taşınmazın satışın yapıldığı tarihte tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir (MK.634, yeni TMK. 706, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler....

    Red kararı davacı tarafından, davalıya ödenen paranın denkleştirici adalet ilkesi uyarınca tahsiline karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi hatalıdır, gerekçesiyle temyize getirilmiştir. Dava, tapusuz köy senedi ile satılan ve intikal ettirilmeyen taşınmazın bedelinin tahsiline ilişkin alacak davasıdır. Tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın kadastro çalışmasından önce tapusuz olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda davacı 18.06.2012 tarihli beyan dilekçesinde ve temyiz dilekçesinde davacıya ödediği bedelin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca tazminini talep etmiştir. Bu nedenle taleple bağlılık kuralı nazara alınarak, mahkemece, davacının 14.07.1993 tarihinde davalıya ödediği bedelin denkleştirici adalet kuralı gereğince, sözleşmenin ifa edilemeyeceğinin öğrenildiği .... Kadastro Mahkemesinin 2009/12 Esas ve 2010/83 Karar sayılı dosyasının kesinleşme tarihi olan 15.07.2011 tarihine göre iade kapsamı belirlenmelidir....

      İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, harici satım sözleşmesiyle satıldığı ileri sürülen, Trabzon ili, Akçaabat ilçesi, Orta mah. 958 ada, 1 parsel, 8 numaralı tapulu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tescili ve terditli ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir....

      Davacılar davada iş yapılmak ve nakit ödeme yapılmak suretiyle daire satış bedelinin 45.810 DM'lik kısmı ödendiği halde davalıların sözleşme konusu daireyi 03.06.1998 tarihinde dava dışı bir üçüncü kişiye tapuda devretmek suretiyle harici satış sözleşmesini zımnen feshettiklerini ileri sürerek ödenmiş olan satış bedelinin istirdadını talep ve dava etmişlerdir. Taraflar arasında iç içe geçmiş olarak hem eser sözleşmesi, hem de harici satış sözleşmesi bulunmaktadır. Eser sözleşmesinde kararlaştırılan iş bedeli, harici satış sözleşmesi ile kısmen satış bedeline dönüştürülmüştür. Davada harici satış sözleşmesinin feshi nedeniyle ödenmiş olan satış bedelinin istirdadı istendiğinden, bu nitelemeye göre uyuşmazlık harici satım akdinden kaynaklandığından BK'nın 125. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tâbidir. Harici satış sözleşmesinin şekil yönünden geçersiz olması uygulanması gereken zamanaşımını etkilemez....

        Davada, geçersiz sözleşme gereğince ödenen bedelin iadesi amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir. Taşınmazın devrine ilişkin sözleşmelerin geçerli olabilmesi için tapu sicil memurluğunca yapılması zorunludur (TBK'nun 237, BK.'nun 213,TMK'nun 705, Tapu Kanunu m. 26, Noterlik Kanunu 60. maddeleri). Harici sözleşme ile taşınmaz devrine ilişkin sözleşmeler geçersiz olduğundan TBK'nun 77-82. (BK.'nun 61-66.) maddeleri gereğince taraflar aldıklarını iade etmekle yükümlüdür. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, 20.02.2013 tarihli sözleşmede asıl alacağın 120.000 TL olarak belirlendiği, alacağın likit olduğu ve yargılamayı gerektirmediği anlaşıldığına göre, İİK.'...

          den tahsili ile davacılara verilmesine, davalılar ..., ... ve ... yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine, birleşen 2005/597 esas sayılı dava dosyası yönünden; davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın derdestlik nedeniyle reddine, davalı ... yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine, bu dava dosyası ile birleşen 2014/301 Esas sayılı dosyası ile ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/678 Esas sayılı dava dosyası yönünden ise; harici satış sözleşmesi ile ödenen bedelin dava tarihinden itibaren hesaplanan 33.262,69 TL faiz alacağının davalılar ... ve ...'...

            . - K A R A R - Davacı vekili,müvekkilinin davalıların sahibi olduğu oto galerisinden harici sözleşme ile araç satın aldığını, araç bedelinin 13.000 USD olduğunda anlaşmaya varılıp, bu bedel karşılığı üç adet bono verdiğini aracın tesliminden sonra aracı servise götürüp 516 USD ve 302.50 YTL tutarında bakım yaptırdığını, 3.000 USD tutarlı bono ödendikten sonra diğer borcun ödenemeyeceği anlaşılınca davalılarla yapılan anlaşma gereği aracın ve harici satım sözleşmesinin davalılara iade edildiğini, davalıların ödenen bedel ile diğer iki bonoyu iade edeceklerini söyledikleri halde iade etmeyip, ellerinde olan her biri 5000 USD bedelli iki bono ile icra takibine giriştiklerini, icraya konu senet bedellerinin haciz nedeniyle ödenmek zorunda kalındığını, davalılardan aracın davacı adına tescilinin yapılması isteminden sonuç alınamadığını ödenen paranın iadesi için girişilen icra takibine de itiraz edildiğini belirterek, davalılara ödenen 4.566 USD ile 18.559.20 YTL ‘nin ödeme tarihinden işleyecek...

              AŞ arasında harici satım sözleşmesi akdedildiği, davacının sözleşme gereği edimini ifa etmesine karşın sözleşmede belirlenen 18.09.2006 tarihine kadar araç tesliminin yapılmadığı, alım-satıma konu aracın davacı şirkete teslim edilmemesi üzerine davalı ... AŞ tarafından davacı adına 27.09.2006 tarihli 10.000,00 TL bedelli çekin keşide edildiği, ancak çekin karşılığının bulunmadığı, davalılar arasında tali bayilik sözleşmesinin mevcut olduğu, davalı ... Otomotiv San AŞ'nin tali bayii olan davalı ...'nin akdettiği sözleşmeye riayet etmemesinden sorumlu olduğu, ... plaka sayılı aracın davacı yana iade edildiği, davacının bu suretle karşılanmayan zararının 10.000 TL olarak belirlendiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne 10.000,00 TL'nin 18.09.2006 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... Otomotiv San. AŞ vekilince temyiz edilmiştir. Somut olayda davalılardan ......

                Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; davalı ile geçersiz harici alım satım sözleşmesi gereği davalıya bankadan taşınmaz bedeli olarak 10.000 TL gönderildiği,taşınmaz satışı gerçekleşmediğinden bedelin iadesi istenmesine rağmen iade edilmediğinden davalı hakkında icra takibi yapıldığını,takibe haksız itiraz edildiğini,geçersiz sözleşme gereği tarafların aldıklarını geri vermesi gerektiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava harici taşınmaz satışına yönelik bedelin iadesine dair yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir. Büyükçekmece 1....

                Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesi uyarınca davacı tarafından satım bedelinin ödenmesine rağmen sözleşme konusu malın gönderilmediği iddiasına dayalı olarak satım bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesi ile itirazın iptalini istemiş; bilahare tam ıslah dilekçesi ile davasını alacak davasına dönüştürmüştür. Davasını tamamen ıslah etmiş olan davacı, ıslah dilekçesinde aynı zamanda ıslah ettiği işlemi açıkça belirtmişse (yani ıslah dilekçesi aynı zamanda yeni bir dava dilekçesi niteliğinde ise) davacının artık HMK m. 180'e göre bir hafta içinde yeni (ikinci) bir dava dilekçesi vermesine gerek yoktur. Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği 19/01/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile açık bir şekilde davasını ıslah ettiğini belirterek itirazın iptali yönünde açtığı davadaki talep sonucunu değiştirmiş olup, alacak davasına dönüştürmüştür. Bundan sonra yeni bir dava dilekçesi verilmesine gerek yoktur (bkz. Yargıtay 13....

                  UYAP Entegrasyonu