Hukuki yarar HMK 114/1- h maddesinde dava şartları arasında sayılmış olup menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunduğu açıktır. Ancak takibin haksız ve aynı zamanda kötüniyetli yapıldığı ispatlandığı taktirde kötüniyet tazminatına karar verilebileceği değerlendirildiğinde,davacının söz konusu harici taşınmaz satış sözleşmesinde taraf olmadığı açıkça görülmekle,davalıların davacı hakkında takip yapmaları hem haksız ve hemde kötüniyetlidir. Bu durumda mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalıların istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK'nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı taraf, Konya ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında takip dayanağı olan 11.12.2015 düzenleme, 01.02.2019 vade tarihli 200.000,00 TL bedelli bononun davalı ... ile imzalanan aynı tarihli taşınmaz satış sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, sözleşme ile devri kararlaştırılan taşınmazın devredilmesi nedeniyle senedin hüküm süz kaldığını ileri sürerek menfi tespit talep etmekte, davalı taraf ise dava konusu senedin teminat senedi olmadığını savunmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen 11.12.2015 tarihli daire satış sözleşmesinin incelenmesinde satıcının davacı ..., alıcının ... olduğu, sözleşme ile ... adına kayıtlı ... Mahallesi, ... sokak, No: ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK'nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı taraf, Konya ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında takip dayanağı olan 11.12.2015 düzenleme, 01.02.2019 vade tarihli 200.000,00 TL bedelli bononun davalı ... ile imzalanan aynı tarihli taşınmaz satış sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, sözleşme ile devri kararlaştırılan taşınmazın devredilmesi nedeniyle senedin hüküm süz kaldığını ileri sürerek menfi tespit talep etmekte, davalı taraf ise dava konusu senedin teminat senedi olmadığını savunmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen 11.12.2015 tarihli daire satış sözleşmesinin incelenmesinde satıcının davacı ..., alıcının ... olduğu, sözleşme ile ... adına kayıtlı ... Mahallesi, ... sokak, No: ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK'nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı taraf, Konya 3. İcra Müdürlüğünün 2019/8668 Esas sayılı dosyasında takip dayanağı olan 11.12.2015 düzenleme, 01.02.2019 vade tarihli 200.000,00 TL bedelli bononun davalı T4 ile imzalanan aynı tarihli taşınmaz satış sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, sözleşme ile devri kararlaştırılan taşınmazın devredilmesi nedeniyle senedin hüküm süz kaldığını ileri sürerek menfi tespit talep etmekte, davalı taraf ise dava konusu senedin teminat senedi olmadığını savunmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen 11.12.2015 tarihli daire satış sözleşmesinin incelenmesinde satıcının davacı T2 Ltd. Şti, alıcının T4 olduğu, sözleşme ile Kılıç İnş....
Şti. arasında 06.11.2008 tarihinde 2380 ada 3 parselde inşa edilen... nolu meskenin satışı ile ilgili harici satış sözleşmesi imzalandığını, harici satış sözleşmesine konu satış bedelinin 30.497,00 ... Sterlini olarak kararlaştırıldığını, davacı müvekkilin davalı şirkete 2500 İngiliz Sterlinini sözleşmenin imzalanması ile peşin olarak ödediğini ve geri kalan 27.997,00 ... Sterlinini ise 04.01.2009 tarihinde banka havalesi ile ödediğini, toplam satış bedeli olan 30.497,00... sterlininin süresi içinde tam ve eksiksiz ödediklerini, taşınmazda fiilen oturduklarını, davalı ... Ltd....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : İlk derece Mahkemesi tarafında; "Tarafların iddia ve savunmaları, ıslah ve toplanan deliller ile yapılan yargılama sonunda; davacının harici satış sözleşmesi yapılan taşınmazın devri taahhüdü nedeniyle belirlenen satış bedelinin güncel koşullara uyarlanarak iadesini talep etmekte haklı olduğu anlaşıldığı" erekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 15/09/2022 NUMARASI : 2022/192 ESAS-2022/645 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (İşe İade İstemli) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gelmiş olmakla dosya incelendi, yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 16.05.2018- 19.09.2019 tarihleri arasında davalı işyerinde satış temsilcisi olarak çalıştığını, Ramazan Sungur’un kendisini çağırarak rut planlaması sonrasında hesap mutabakatı çıkaracaklarını söylediği, işyerinde normalde bu hesaplamaların üst üste yapılmadığı, işten çıkarmayı düşündükleri personel için böyle bir uygulama yapıldığı, tutanaklar tutularak haklı ve geçerli neden olmadan sözleşmesinin feshedildiğini belirterek feshin geçersizliği ile davacının işe iadesini talep etmiştir....
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE : Dava, harici gayrimenkul alım-satım protokolune aykırı davranıldığı, cezai şartın talep edilmeyeceği iddialarına müstenit takibe karşı borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Takip dosyasında takip talebinde borcun sebebi kısmında "21/09/2019 tarihli gayrimenkul alım-satım protokolü" belirtilmiş, alacağın cezai şart mı, simsarlık ücret mi olduğu belirtilmemiştir. Davacı, davalı ile arasındaki protokole dayanarak icra takibi başlatmıştır. Hukukumuzda egemen ilke "şekil serbestisi" olmakla birlikte bazı sözleşmelerin geçerli olabilmesi için yasada belirlenen şekle uygun olarak yapılması zorunludur. Gayrimenkul alım-satım sözleşmesi resmi, simsarlık sözleşmesi yazılı şekle tabidir....
Davacının faturada gösterilen bedelden fazla olarak ödediği miktar ise kullandığı kredinin faiz ve masrafları olup Kredi maliyet giderinin araç bedeline dahil olduğu söylenemez. 4077 sayılı kanunun 4. maddesinin 2. cümlesinde belirtilen “ bedel iadesi” sözü ile satıma konu malın satış bedeli ifade edilmiştir. Öyle olunca satış bedeli olan 1.497,42 YTL’nin tahsiline karar verilmesi gerekirken mahkemece aksi düşüncelerle yazılı şeklide hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:1.bent gereği davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2.bent gereği kararın davalı yararına BOZULMASINA, 29.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davanın kabulü ile, 05.03.2011 tarihli devre mülk satış vaadi sözleşmesinin feshine, ödenen 6.700,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 05.03.2011 tarihli devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasında 05.03.2011 tarihli devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, bu sözleşme uyarınca davacının......