Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asıl davalı-karşı davacı vekili, taraflar arasında mal alım-satım sözleşmesi ve daire satış sözleşmesi imzalandığını, davacının edimini eksik yerine getirdiğini, teslim edilen malların bedelinin ödendiğini, teslim edilmeyen mallara ilişkin iade faturası düzenlendiğini ve sözleşmenin feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiş; karşı davada; alım-satım sözleşmesinin 6. maddesinden kaynaklı 20.000,00 TL cezai şart ile daire satış sözleşmesinin 7.1. maddesinden kaynaklı 9.500,00 TL cezai tazminatın sözleşme tarihi olan 26.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini tazminat talep etmiştir. Davacı vekili, davalının karşı davasının reddine istemiştir....

    Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Bu durumda, harici satış sözleşmelerinin akdedildiği tarihte tapuda kayıtlı bulunan dava konusu taşınmazlar için düzenlenen harici satış sözleşmelerinin haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmeyeceği açıktır. Öte yandan; taraflar arasında harici satış sözleşmesinin mevcut olduğunun davalı tarafından kabul edilmiş olması vakıayı ikrar olup, davanın kabulü anlamına gelmeyeceği kuşkusuzdur. Davacı, iptal ve tescile ilişkin isteğinin kabul edilmemesi halinde ödediği bedel yönünden tazminat talebinde bulunmuştur. Kural olarak, 10.07.1940 tarihli ve 2/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler....

      İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davacı ile ... arasında yapılan harici satış sözleşmesi nedeniyle asıl davanın davalılarına husumet yöneltilemeyeceğinden, asıl davanın pasif husumet yokluğundan reddine, harici satış sözleşmesinin yapıldığı tarihte çekişmeli taşınmaz tapulu olduğundan sözleşme geçersiz olup davacı sadece denkleştirici adalet kuralına göre verdiği paranın güncel karşılığını talep edebileceğinden, birleşen davada tapu iptal ve tescil ile tazminat talebinin reddine, bedel talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. 4. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI 4.1. Hükmün istinaf yolu ile incelenmesi davacılar vekili ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından talep edilmiştir. 4.2....

        Mahkemece; davacının alacak talebi sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemi olarak değerlendirilmiş ise de; bilindiği üzere, harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. ... tarih ...sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre “Haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen taraf, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü değildir.” Şu halde Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre geçersiz sözleşmelerde, akdin geçersizliği sebebiyle her iki taraf verdiğini geri alabilir. Davacı; TMK'nun 995. maddesi uyarınca satış bedeli ödeninceye kadar hapis hakkına sahip olup, bu satış bedeli ödeninceye kadar aynı zamanda taşınmazdan yararlanabilir. Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi, denkleştirici adalet düşüncesine dayanır....

          Davacılar, davalı şirket tarafından satışa sunulan 40 nolu meskeni davacı Birsen'in 11.11.2005 tarihinde tapuda yapılan resmi satış akti ile 6.000 YTL bedelle satın aldığını, satış bedelinin ödendiğinin resmi senette yazılı olduğunu, davacı Atilla'nın satış aktine taraf olmadığını, davacının dayandığı harici sözleşmede davacı Birsen'in imzasının bulunmadığını, kaldı ki sözleşmede ödeme zamanının belirlenmediğini, borcun tamamen ödenmiş olduğunu ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, 40 nolu meskeni 21.10.2005 tarihli harici satış sözleşmesi ile 128.000,00 YTL bedelle davacılara sattıklarını, harici sözleşmeyi her iki davacı adına Atilla'nın imzaladığını, tapuda davacı Birsen adına işlem yapıldığını, davacıların satış bedelinden toplam 112.500,00 YTL ödediklerini, bakiye 15.450,00 YTL alacakları bulunduğunu, faizi ile birlikte tahsili için icra takibi başlattıklarını savunarak davanın reddini dilemiştir....

            Bu dava sürerken, 01.09.2004 tarihli harici sözleşme uyarınca bakiye satış bedeli olan 10.000 TL nin tahsili için davalı ... tarafından başlatılan takibe karşı davacının açtığı 2006/511 Esas sayılı menfi tesbit davası ile davalı tarafından karşı dava olarak açılan itirazının iptali istemli davanın, 2007/180 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, davaların birleştirildiği 2007/180 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda da; davacının bakiye satış bedeli olan 10.000 TL yi davalıya ödediği gerekçesiyle davacı tarafından açılan menfi tespit davasının kabulüne, davalı tarafından karşı dava olarak açılan itirazın iptali davasının ise reddine dair verilen hükmün Yargıtay'ca onanarak 19.01.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece; ... 2....

              Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yükleyen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716 maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için vaat borçlusunun satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez. Vaat borçlusunun sözleşmenin yapıldığı tarihte taşınmazın maliki olmaması sözleşmenin sıhhatine tesir etmez. Davaya konu taşınmaz vaadi sözleşmesi geçerlidir. Her ne kadar Dairemizin bozma ilamının 4. ve 5. paragraflarında "Tapulu taşınmazların mülkiyetinin naklinin Türk Medeni Kanununun 706, Türk Borçlar Kanununun 237 ve Tapu Kanununun 26.maddeleri hükümleri gereği resmi şekle bağlı olduğu tartışmasızdır. Harici satışlar geçersizdir....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/1100 Esas KARAR NO : 2021/387 DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) DAVA TARİHİ : 10/11/2017 KARAR TARİHİ : 18/05/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava dosyasının tarafların duruşmaya gelmemeleri nedeni ile 12/01/2021 tarihinde davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve bu tarihten itibaren 3 AYLIK yasal süresi içinde davanın yenilenmediği anlaşılmakla HMK'nun 150/5 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  T4 : 2-T5 DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARAR TARİHİ : 17/02/2022 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/02/2022 Taraflar arasındaki menfi tespit davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı T3 vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Bahar Küçükali tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle ve özü itibariyle; Müvekkil ile davalı T5 Yapı San. Tic. Ltd. Şti. Arasında şirketin maliki ve yüklenicisi olduğu Şanlıurfa İli merkez ilçesi Dağeteği Mah....

                  Mahkemece, taraflar arasındaki harici gayrimenkul satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığından dolayı geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmede yer alan cezai şartından geçersiz olacağı, bu nedenle tarafların aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermeleri gerektiği nedeniyle davanın kabulüne davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Dosya kapsamına göre; dava, emlakçı huzurunda yapılan simsarlık sözleşmesi ile alıcı tarafından satıcıya verilen kaporanın iadesi talebine ilişkin olup, hukuki dayanağı TBK m. 170 vd. maddeleri olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince yanlış nitelendirme yapılmak suretiyle taraflar arasındaki sözleşmenin harici düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olarak değerlendirilip, bu nedenle sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde verilenlerin geri istenebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu