Mahkemece; Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının aracı kaza tarihinden önce yasal prosedüre uymaksızın harici olarak satıp teslim ettiği yönündeki savunması hukuki sorumluluğu kaldırmayacağından davacının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85. maddesi gereğince araç maliki, işleten ve sigorta ettiren sıfatıyla, sorumlu olacağı, davalı ... tarafında üçüncü şahsa ödenen 4.220,00 TL tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte KTK ZMMS Poliçesi Genel Şartlarının B.4.d maddesi gereğince davacı araç işleteninden rücuen tahsilini talep edebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı, oto galerisi olan davalıdan harici satım sözleşmesi ile otomobil satın aldığını, 3.500,00 lira bedelini ödediğini ancak davalının ne araç sahibinin vekaletini ne de borcu bulunmadığına dair belgeyi teslim etmediğini, aracın trafikte kaydını üzerine alamadığını beyanla, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak verdiği 3.500,00 liranın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile istirdatını aracın ruhsat sahibi olan dava dışı ... ...'a teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile 3.500,00 liranın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve davaya konu aracın, araç sahibi, dava dışı ... ...'a teslimine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Davalı ... 19.11.2009 tarihli yeminli beyanında, davacıya harici olarak araç sattığını, karşılığında takibe konu senedi aldığını, davacının borcunu ödemediğini, bu nedenle senedi takibe koyduğunu, borçları olması nedeniyle takip aşamasında yanında çalıştığı Avukat ...’a alacağını temlik ettiğini, aracın nerede olduğunu bilmediğini belirtmiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, takip konusu bononun davalı ...’e... plakalı aracın satışı karşılığında verildiği, ancak harici satıştan sonra aracın davacı elinden alındığı ve dava dışı ... adlı şahsa satıldığı, davalı ...’in araç satımı karşılığında aldığı bonoyu icra takibine koyduğu gibi, aynı tarihte satışa konu aracın maliki olan ......
Davalı ... 19.11.2009 tarihli yeminli beyanında, davacıya harici olarak araç sattığını, karşılığında takibe konu senedi aldığını, davacının borcunu ödemediğini, bu nedenle senedi takibe koyduğunu, borçları olması nedeniyle takip aşamasında yanında çalıştığı Avukat ...’a alacağını temlik ettiğini, aracın nerede olduğunu bilmediğini belirtmiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, takip konusu bononun davalı ...’e ... plakalı aracın satışı karşılığında verildiği, ancak harici satıştan sonra aracın davacı elinden alındığı ve dava dışı ...adlı şahsa satıldığı, davalı ...’in araç satımı karşılığında aldığı bonoyu icra takibine koyduğu gibi, aynı tarihte satışa konu aracın maliki olan ......
Ancak; Suça sürüklenen çocuğun 15-20 TL civarında bozuk para ile 2 adet harici bellek çaldığının anlaşılması karşısında, suça konu harici belleklerin suç tarihindeki değeri tespit edilerek sonucuna göre, suça sürüklenen çocuk hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan değerin az olması halinde, 5237 sayılı TCK'nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, yanlar arasındaki harici araç satışından dolayı davacının 2.000.00 TL alacaklı olduğu,davalı birleşen davacının da satışa konu aracın hacizden kurtulması için ödediği 10.000.00 YTL’den dolayı alacaklı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve birleşen davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı- birleşen davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Taraflar arasında harici satış yoluyla bir araç satışı olduğu ve bu satış sonrası davalı birleşen dosya davacısının dava dışı araç kayıt malikinin borcu için toplanan delillerle 10.000.00 YTL ödemek zorunda kaldığı hususları ihtilafsızdır....
Dava Araç Kadastro Mahkemesinde açılmış, Mahkemenin 03.06.2004 günlü kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağı düzenlenmeyen tescil harici yol olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesince; davacı Hazine ve müdahil Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne ve bölgede genel kadastrodan önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna göre taşınmazın (B) ile gösterilen kısmının orman sınırları içinde kalması nedeniyle bu kısım yönünden davanın kabulüne, orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, krokide (A) ile gösterilen kısmın ise; köy yoluyla bütünlük arz ettiği, fiili zeminde yol olması gerekçesiyle bu kısma ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve müdahil Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tapuya tespit ve tesciline ilişkindir....
KARAR Davacı, 10.7.1997 tarihli harici sözleşme ile dava dışı ... Belediyesi tarafından kooperatif olarak inşa edilen taşınmazdaki davalının hissesini satın aldığını, satış bedeline mahsuben 80.000.000 TL ödediğini, davalıdan harici araç satışı nedeniyle senetli alacağı olan 430.000.000 TL'sını davalının ödememesinin kararlaştırıldığını, taşınmaz üzerinde 10 yıl devir yasağı olduğunu, süre dolduğu halde davalının tapu devirini yapmadığını, taşınmazı imar ihya ederek oturulur hale getirdiğini ileri sürerek taşınmazın raiç değerinden 30.000 YTL'nın yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının 70.000.000 TL dışındaödeme yapmadığını, aralarında harici araç satış sözleşmesi bulunmadığını, ödediği 70.000.000 TL dışında talepte bulunamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Davalı şirket ile yapılan harici araç satış sözleşmelerinin tarafının dava dışı Yekta Özçam olduğu, Yekta Özçam'ın davacı şirket adına söz konusu sözleşmeleri akdettiğine ilişkin sözleşmede bir ibare bulunmadığı, söz konusu sözleşmelere ait bir kısım ödemelerin davacı şirket tarafından yapılmasının davacıyı sözleşmenin tarafı haline getirmeyeceği ve davacının harici araç satım sözleşmelerine istinaden ödenen bedelleri talep hakkının bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, Dairemizce yapılan değerlendirmede; ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddî olay ve hukukî değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın m. 353/1-b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir....
Davalı şirket ile yapılan harici araç satış sözleşmelerinin tarafının dava dışı Yekta Özçam olduğu, Yekta Özçam'ın davacı şirket adına söz konusu sözleşmeleri akdettiğine ilişkin sözleşmede bir ibare bulunmadığı, söz konusu sözleşmelere ait bir kısım ödemelerin davacı şirket tarafından yapılmasının davacıyı sözleşmenin tarafı haline getirmeyeceği ve davacının harici araç satım sözleşmelerine istinaden ödenen bedelleri talep hakkının bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, Dairemizce yapılan değerlendirmede; ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddî olay ve hukukî değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın m. 353/1-b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir....