Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. ... .... Asliye Hukuk Mahkemesince, Yargıtay .... Hukuk Dairesinin .../.../2016 tarih 2015/8625 E. - 2016/11230 K. sayılı olan bozma kararına uyulmuş, davacı vekili, haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle dava açmış olup, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte davalı ...'in ergin olmadığı anlaşılmaktadır. Kural olarak her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilsede haksız fiil nedeniyle verilen zarar olay gününde meydana geldiğinden hukuki sorununda olay günündeki koşullara göre çözümlenmesi zorunludur....
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın tahsili istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davalının ikametgahı mahkemesi yetkili olduğundan mahkemenin yetkisizliğine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafından aracının üzerine kimyasal içerikli boya dökülmesi nedeniyle uğradığı zararın tahsilini istemiştir. Davalı, haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur. Dava, haksız fiil esaslarına dayanmakta olup yetki uyuşmazlığı haksız fiile ilişkin kurallar çerçevesinde çözümlenmelidir. Buna göre; Haksız eylemden doğan tazminat davalarında yetki konusu yürürlükteki 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 16. maddesinde; “Haksız bir fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” şeklinde düzenlenmiştir. Davaya konu olay ..... ilçesinde gerçekleşmiştir....
rekabet iddiasında bulunan davacıların hali hazırda davalı firmaya karşı haksız rekabet eylemi gerçekleştirdiğini ve halen bu haksız eylemin devam ettiğini, talebin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacıların yarattığı hukuksuzluktan menfaat temin etmeye çalıştıklarını iddia edelin eylem ve yazışmaların ticari nitelikte haksız rekabet doğrucu bir eylem olarak sonuç doğurmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
TTK. 56 /1 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a-Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b-Haksız rekabetin men’ini ., d-kusur varsa zarar ve ziyanın tazminini isteyebileceği düzenlenmiştir.Bu davalardan haksız rekabetin tespiti, men’i ,ref’i davaları bakımından, zarar tehlikesinin varlığının davacı tarafça ispatı yeterli görülmüş, ancak maddi ve manevi tazminat davaları bakımından davacının zararı ve miktarını TBK 50 maddesi gereği ispatı gerektiği düzenlemesine yer verilmiştir. Haksız rekabete dayalı tazminat davasında ilke, haksız rekabet nedeniyle davacının aktifinde azalma olduğunun iddia ve ispat edilmesidir. Diğer davalardan farklı olarak haksız rekabette, bu tür zararın ispat edilmesi zordur....
Ancak; Mevcut kanıtlara göre ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin değerlendirilmesi, sonucuna göre de haksız harekete maruz kalan lehine haksız tahrik indirimine ilişkin hükümlerin uygulanması, ilk haksız hareketin hangi taraftan kaynaklandığının tespit edilemediği durumda ise “kanıtlanamayan şüpheli durumdan sanığın yararlandırılması” ilkesi gereğince her iki taraf hakkında da haksız tahrik indirimi uygulanması gerekirken, herhangi bir kanıt değerlendirmesi yapılmadan “kavgayı kimin başlattığının sabit olmaması nedeniyle haksız tahrik hükümleri tatbik edilmemiştir” şeklindeki eksik inceleme ve yetersiz gerekçeye dayalı olarak haksız tahrik indirimi uygulanmaması, Kanuna aykırı ve sanık R.. E..’nun temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 18/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2013’ten itibaren uygulanmaya başlayan iş bölümü kararında; 1- Tarafların sıfatına bakılmaksızın (tacirler dahil) haksız eylemden kaynaklanan (suç teşkil eden eylemler, haksız haciz, haksız ihtiyati tedbir, haksız şikayet vb. dahil) davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararların “temyiz incelemesinin Yüksek 4....
Yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; davacı taraf, davalı eski çalışanın müvekkili ile müvekkilinin müşterilerine ait markaları birlikte afiş, pankart ve sosyal paylaşım sitelerinde kullanarak sendikal haklarının kullandırılmadığı yönünde haksız, incitici beyanlarda bulunduğunu, bu eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, haksız rekabetin tespiti, meni, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Yukarıda açıklandığı üzere haksız rekabet, haksız fiilin özel bir hali olup TTK'da düzenlendiği için mutlak ticari davadır. Dava dilekçesindeki iddialar gözetildiğinde eylemin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı asliye ticaret mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda belirlenmelidir....
düşük fiyat ile satarak da haksız rekabet eylemini gerçekleştirdiklerini ileri sürerek TTK.'...
TTK'nın 56. maddesinde ise; haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin, fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, kusur varsa zararın tazminini, TBK'nın 58. maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir....
Ayrıca, bir yandan davada haksız rekabet şartlarının oluştuğu kabul edilerek, maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilirken, davadaki haksız rekabetin tespiti, men'i, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılması, ... alan adına erişimin engellenmesi ve hükmün ilanı yönündeki diğer taleplerin davacı adına tescilli tasarımın hükümsüz sayılmasına karar verilmesi nedeniyle reddedilmesi çelişki oluşturmuştur. Bu suretle, davadaki talepler nazara alınarak, davada haksız rekabet şartlarının oluşup oluşmadığının incelenerek değerlendirilmesi varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....