Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle dosyada haksız rekabet uzmanı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 08/10/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; haksız rekabet, TTK m.54 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, dürüstlük kuralına aykırı olarak ekonomik düzeni bozan, ekonomik düzenin aktörleri aleyhine sonuçlar doğuran hareket ve fiillerin tümünü ifade eder. Haksız rekabet hukuku da haksız fiilin bir türü olarak, haksız rekabet faili ile mağduru arasında dürüstlük kuralına uyma şeklinde hukuk düzeni tarafından tahmil edilen vazifeye muhalefet sebebiyle doğan bir zararı veya zarar tehlikesini bertaraf etmeyi amaçlayan hukuki bir kurumdur. Haksız rekabette korunan hak herkese karşı ileri sürülebilen mutlak bir hak olup bu hakkın mutlaka ticari bir işletme ile ilgili olmasına ve tarafların rakip olmasına da gerek yoktur . TTK nın 54 üncü maddesi hükmü, haksız rekabete ilişkin ilkeyi koymaktadır....

    İş sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; işyeri açma ve çalışma ruhsatının olmamasına rağmen davalının ekmek üretiminde bulunduğu, davalının sübut bulan bu eyleminin 6102 sayılı TTK'nun 54 vd. maddelerinde düzenlenen haksız rekabeti oluşturduğu, davacının da buna ilişkin kabulü dikkate alınarak, mahkememizce davacının haksız rekabete yönelik davasının kabulü ile, davalının ruhsatsız ekmek üretme eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile, haksız rekabet teşkil eden ekmek üretme eyleminin ve ekmek fırını izlenimi veren tabela (levha) asma eyleminin menine, ekmek üretim araçlarının ve makinalarının imhasına karar verilmiş; davacının haksız rekabetten dolayı tazminat talebinden feragat etmesi sebebiyle, tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Davanın konusu ise ortak alanın haksız kullanımından doğan zarara ilişkin olup, Yasanın 19/son maddesinin olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacılar vekili, davalının ortak alana müdahalede bulunduğu, açılan dava sonucunda haksız olan el atmasının önlenmesine karar verildiğini ileri sürerek anılan müdahale nedeniyle haksız işgal tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Az yukarda belirtildiği üzere haksız işgal tazminatı (ecrimisil) haksız eylem niteliğinde olup genel hükümler uyarınca (TMK. mad. 995) genel mahkemelerde görülmesi gereken bir dava türüdür. Kat Mülkiyeti Kanunu'nda haksız işgal tazminatına yönelik herhangi bir düzenleme bulunmadığından uyuşmazlığa Kat Mülkiyeti Kanunu'nun uygulanacağı dolayısıyla da sulh hukuk mahkemelerince bakılacağından söz etmek mümkün değildir....

        Maddesi uyarınca ilgili beyanların haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varılarak davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabet eylemlerinin menine karar vermek gerekmiştir. TTK'nın 59. Maddesinde; "Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemiyle, gideri haksız çıkan taraftan alınmak üzere, hükmün kesinleşmesinden sonra ilan edilmesine de karar verebilir. İlanın şeklini ve kapsamını mahkeme belirler." şeklindeki hükmü uyarınca haksız rekabet teşkil eden eylemlerin ilanına karar verilebileceği, bu hususun mahkemenin takdirine bağlı olduğu, mahkememizce ilana gerek görülmediği bu nedenle kararın gazetede ilan edilmesi talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Failin kusurlu olması ve haksız rekabete uğrayanın zarar görmüş olması, sadece haksız rekabet nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında rol oynamaktadır. Haksız rekabet sayılan bazı durumlar TTK'nın 55. maddesinde sayılmıştır. TTK'nın 56. maddesinde ise; haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin, fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, kusur varsa zararın tazminini, TBK'nın 58. maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir....

            Haksız rekabetin bulunması halinde açılacak davalar anılan Yasanın 56.maddesinde düzenlenmiştir.Mahkememizce taraf delilleri toplanmış ve dosya bilirkişiye tevdii edilmiş olup bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 13/10/2022 tarihli raporda, davalının davacı şirketin iş ürünlerine yönelik beyanlarının TTK. m. 55/1,a-1 kapsamında kötüleme haksız rekabet eylemini teşkil edebileceği, davalı tarafın beyanlarının doğru olması halinde dahi incitici açıklama nitelinde olduğundan kötüleme haksız rekabet eylemine sebebiyet verdiği belirtilmiştir....

              Dava, haksız rekabetin tespiti ve haksız rekabet nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi tazminatın ödenmesi talebine yöneliktir....

                Mahkemece, haksız fiillere dayalı olarak açılan davalarda ortak ve kesin yetkili mahkemenin haksız fiilin işlendiği yer olduğu belirtilerek Aydın Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemesinin yetkisizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun “Davalının birden fazla olması hâlinde yetki” başlıklı 7.maddesi hükmü :(1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.” 2013/11040 2013/12756 Aynı kanunun “Haksız fiilden doğan davalarda yetki başlıklı” 16.madde'si hükmü “(1) Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” şeklindedir....

                  Ancak; a)Mağdur polis memurlarından sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturabilecek herhangi bir haksız bir fiil olmadığı halde sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması, b)Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, TCK'nın 29. maddesine göre özel hüküm olan ve daha lehe düzenleme içeren aynı Kanunun 129. maddesinin uygulanması gerektiği ancak hükümde haksız tahriğe dair kanun maddesinin gösterilmediği ve takdire göre de TCK'nın 129. uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasında ceza verilmesine yer olmadığına da karar verilebileceği hususları dikkate alındığında sanık hakkında haksız tahrik nedeniyle hangi kanun maddesi ile uygulama yapıldığının karar yerinde gösterilmemesi, Kanuna aykırı ve sanık ...'...

                    Mahkemece; yapılan haciz işleminin haksız olduğu, haksız hacizden doğan sorumluluğun kusura dayanmayan objektif bir sorumluluk olduğu benimsenerek manevi tazminat istemi kısmen kabul edilmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz kararı alan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK 58, (BK’nın 49) maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. ....

                      UYAP Entegrasyonu