Mahkemece iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre, esnaf odalarınca belirlenen fiyatların azami nitelikte olduğu, davalının bu fiyatlara uymamasının haksız ve hukuka aykırı bir davranış olarak kabul edilemeyeceği, davalının hizmet fiyatlarını serbestçe belirleyebileceğini ve uyguladığı fiyat politikasının haksız rekabet oluşturmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece yazılı gerekçeyle karar verilmiş ise de, yapılan inceleme yeterli araştırmayı içermemektedir. Davalının ESOB'ne üye olmadığı sabit ise de, dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK 55. maddesinde haksız rekabet hallerinin başlıcaları düzenlenmiş olup 55/a-6 ve 55/e maddesi uyarınca dürüstlüğe aykırı davranışlar haksız rekabet halleri olarak belirtilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/377 Esas KARAR NO : 2021/1161 DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/05/2021 KARAR TARİHİ : 17/12/2021 Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi....
Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir." şeklindeki düzenleme ile kişiye haksız fiilin etkisi altında işlediği suçtan dolayı verilecek cezadan belli bir oranda indirim yapılması öngörülmüştür. Yargıtay Ceza Kurulunun istikrarlı kararlarına göre, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik; kişinin haksız bir fiilin kendisinde yarattığı hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında hareket ederek bir suç işlemesini ifade eder. Bu halde fail, haksız tahrikin yarattığı öfke veya elemin etkisi altında, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeksizin, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısında yarattığı karışıklığın sonucu olarak suç işlemeye yönelmektedir. Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için; a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil olmalı, b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı, c) Failin işlediği suç bu ruhsal durumun tepkisi olmalı, d) Haksız tahrik teşkil eden fiil, mağdurdan sadır olmalıdır....
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE: Dava, haksız rekabetin tespiti ve meni talebine ilişkindir. 6102 sayılı TTK' nun 54 ve devamı maddeleri ile haksız rekabet düzenlenmiş, 54. maddede "(1) Haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerin amacı, ---- rekabetin sağlanmasıdır. (2) -- arasında veya---arasındaki ilişkileri --aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır," hükmüne yer verilmiştir. Aynı yasanın 55. Maddesi uyarınca da dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar belirtilmiştir. Yasanın 56. Maddesinde haksız rekabet nedeniyle zarar gören veya---karşılaşanın açabileceği davalara yer verilmiştir. 6102 sayılı TTK'nun 54 ve devamı maddeleri ile haksız rekabet düzenlenmiş, buna göre ---amacı bütün katılanların -- sağlanmasının amaçlandığı,--edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen -- kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır," hükmüne yer verilmiştir. Aynı yasanın 55....
Somut olayda, davalının gerçekte, “Tiego, Eve ve Umicore” gibi firmaların Türkiye temsilcisi olmadığı halde, kendisine ait internet sitesinde gerçeğe aykırı olarak bu yönde beyanda bulunması, piyasada bulunan ve aynı işi yapan bütün tacirlere yönelik genel nitelikte bir haksız rekabet eylemi olup, TTK’nın 56.maddesi uyarınca, ticari piyasada rakip durumundaki bütün tacirlerin davalının haksız rekabet eyleminin tespit ve men’i ile haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması ile şartları varsa tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Davalının yargılama sırasında anılan beyanları internet sitesinden çıkartmış olması, sadece haksız rekabet sonucu ortaya çıkan durumun ortadan kaldırılması yönünden davayı kısmen konusuz bırakmış olup, davacının dava tarihi itibariyle var olan haksız rekabetin tespiti ile davalının gelecekte benzer davranışlar sergilemekten men edilmesini isteme ve tazminat talepleri yönünden davanın konusu davacının hukuki yararı devam etmektedir....
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı bilerek haksız rekabete konu olacak şekilde dava konusu ürünlerin ithalatını yapmaya teşebbüs ettiğini, bu malların haksız olarak fiili ithalatı gerçekleşmesi halinde, davalı yanca piyasaya sürülerek satışının yapılmasını öncelikle tedbiren durdurulmasını, fazlaya ilişkin dava ve tazminat haklarımız saklı kalmak kaydı ile davalı tarafından ithal etmek istediği ----- satışının öncelikle tedbiren durdurulmasını ve ---- manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla davalının haksız olarak müvekkili ithalat ve satışında yetkili olduğu ----- ithal ettiğini, fiili ithalat gerçekleştiğini, davalı -----dağıtım ve satışının engellenmesi için ihtiyati tedbir verilmesi ve ------- tedbiren muhafazısına, haksız rekabetin tespiti ve men'i ile akabinde uğrayacakları...
Davalının gerçekte, “...,... ve ...” gibi firmaların Türkiye temsilcisi olmadığı halde, kendisine ait internet sitesinde gerçeğe aykırı olarak bu yönde beyanda bulunması, piyasada bulunan ve aynı işi yapan bütün tacirlere yönelik genel nitelikte bir haksız rekabet eylemi olup, TTK’nın 56.maddesi uyarınca, ticari piyasada rakip durumundaki bütün tacirlerin davalının haksız rekabet eyleminin tespit ve men’i ile haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması ile şartları varsa tazminat isteme hakkı bulunduğundan; davalının gerçekte dava dışı ... firmasının Türkiye temsilcisi olmadığı halde kendisine ait internet sitesinde gerçeğe aykırı olarak bu yönde beyanda bulunmasının haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine ve davalı ...'ın haksız rekabetinin men'ine karar vermek gerekmiştir....
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Taraflar arasında meydana gelen olayda ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı hususunda mağdur, sanık ve tanık beyanları arasındaki açık çelişki karşısında ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı tesbite çalışılıp, sanık yönünden haksız tahrik hükümlerinin uygulama alanının denetime olanak verecek ve ayrıntılı şekilde kararda tartışılıp değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, soyut ve mağdurun herhangi bir haksız hareketinin bulunmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulması Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten BOZULMASINA, 19.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Haksız alıkoyma nedeniyle hak sahibinin zararı sürekli ve belirlenebiliyor ise her günün zararına ait dava hakkı o günden itibaren işlemeye başlar. Buna karşılık TMK’nin 995/1 maddesi gereğince iyi niyetli olmayan zilyedin “geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler” için açılan tazminat davalarında zamanaşımı süresinin belirlenmesine ilişkin Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları esas alınacaktır. Buna göre haksız zilyet malı kullanmış ise 818 sayılı BK’nin 126. (6098 sayılı TBK’nin 147.) maddesinde kira alacakları için kabul edilen beş yıllık zamanaşımı süresi; haksız zilyedin malı başkasına kiralaması veya diğer suretle maldan kazanç sağlaması durumunda ise davacının davayı tavsifine göre ya 818 sayılı BK’nin 414. maddesi kanalıyla 818 sayılı BK’nin 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımı süresi ya da haksız fiil hükümleri gereğince haksız fiil zamanaşımı uygulanacaktır. 22....
Aynı kanunun “Haksız fiilden doğan davalarda yetki başlıklı” 16.madde'si hükmü “(1) Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” şeklindedir. Bir haksız fiil birden fazla kişi tarafından işlenmiş ise bu kişilere karşı (birlikte) açılacak tazminat davası, ortak yetkili mahkeme olan haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinde görülür. Bu halde, davalıların hepsine karşı davalılardan birinin yerleşim yerindeki mahkemede dava açılamaz. Haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin (kesin) yetki değildir. 6100 sayılı HMK'nın 7. maddesi hükmü, haksız fiilin birden fazla kişi tarafından işlenmesi haline münhasır olup somut olaydaki davaya uygulanma imkanı yoktur....