Hükmü, davalı vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekili ve davacı vekilinin suya elatmanın önlenmesine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mülkiyet hakkına dayalı haksız elatmanın kal suretiyle kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı ... ... yapının iyiniyetle yapıldığını, 30 yıldır da kullanılmakta olduğunu, açılan davanın reddini, savunma yolu ile de Türk Medeni Kanununun 725.maddesi gereğince ... yapı kısmının temliken tescilini istemiştir. Mahkemece mülkiyet hakkına dayalı istemin kabulüne, bilirkişinin 21.06.2006 tarihli raporu ekindeki krokide (A) ve (B) ile gösterilen ... yapının kal’ine karar verilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir. Yasal ayrıcalıklar dışında, Türk Medeni Kanununun 684/1 ve 718/2 maddelerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. Türk Medeni Kanununun 725....
Mahkemece, müdahalenin meni talebi bakımından; davanın kısmen kabulü ile; davalının Adıyaman İli Yeşilyurt Mahallesi 443 Ada 288 Parsel sayılı dava konusu taşınmaz üzerindeki 213,94 m²'lik haksız müdahalesinin menine, kal talebi bakımından; davanın konusuz kalması sebebiyle bu hususta karar verilmesi yerolmadığına, karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ile davalı vekili istinaf etmiş, istinaf dilekçesinde özetle; Adıyaman 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/215 Esas 2019/643 Karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava Hazineye ait olan taşınmaza el atmanın önlenmesi ve kal isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.4.1999 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin meni ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.7.1999 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Dava 13.4.1999 tarihinde açılmış, davalı ...'in 8.8.1998 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. 4.5.1978 tarih 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere ölü kişiye karşı dava açılamaz ve mirasçıları teşmil ile davaya devamla da karar verilemez. Açıklanan nedenle davanın taraf teşkili yönünden reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....
E-Yıkım sonunda davalının uğrayacağı zarar; 81.961,20-TL+15.000,00-TL-13.070,59-TL=83.620,61-TL olarak hesaplandığını, duvarını tamamının yıkılması, molozların temizlenerek döküm alanına atılması dahil ( dava tarihinde) toplam kal değerinin=83.620,61-TL olabileceğini, Keşif esnasında duvarın 20 yaş civarında olduğunu, kot farkından dolayı arkasındaki dolguyu tutmak amacıyla inşa edildiği tespit edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT : Dava, tapuya dayalı müdahalenin meni ve ecrimisile ilişkindir....
Bu nedenle gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve 6100 sayılı HMK'nin 266. vd. maddelerine uygun olmalıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/353 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın aynı mahkemenin 2009/342 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiğini ve bu dosyadan yapılan yargılama neticesinde mahkemece davanın kabulü ile müvekkilin de malik bulunduğu parsel kaydının iptali ve orman vasfıyla hazine adına tesciline, müdahalenin menine ve binanın kal-ine karar verildiğini, bu kararın Yargıtay 20....
Bir kısım davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelemesinde; Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ve malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler....
, tahliye ve kal davası açılmasının gerektiğini, Bakırköy 5 Sulh Hukuk Mahkemesi' nin 2019/129 Esas sayılı dosyasında tahliye davası açıldığını, davalının kira akdinin dışında kalan ve fazla kullanım alanı olarak tespit edilen taşınmazın kiracı tarafından tecavüzen kullanıldığının tespit ve tayin edildiğini, bu alanların ortadan kaldırılması ve mecurun eski hale iadesinin sağlanması, sözleşme dışı haksız kullanımdan kaynaklanan 73.400, 00 TL ecrimisil ve 9.258,56 TL faiz olmak üzere toplam 82.658,56 TL tutarın, 01/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili gerektiği, taşınmazın kira sözleşmesine göre kullanım alanı dışında kalan kısımlarının tespiti ile davalının müdahalesinin menine, tesisin kaline ve 82.658,56 TL asil tazminat tutarı ile birlikte işlemiş faiz talebinin kabulüne ve 01/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Davacı tarafından her ne kadar taşınmazda mülkiyet değişiklikleri olduğu ve bu yönden açılan Şufa davasının devam ettiği ve Ceyhan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/668 esas sayılı dosyasının olduğu ve bu davalar varken müdahalenin meni için icrai işlem yapılmasının hukuksuz olduğu beyan edilerek kararın kaldırılması talep edilmiş ise de İcra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri, İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak, takip hukuku bakımından kesin hükme bağlar. İcra mahkemesi kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımamaktadır. Bu nedenle, icra mahkemesinde şikayet ve itirazın incelenmesi sırasında genel mahkemelerde açılan davaların bekletici mesele yapılması olanaklı olmadığı gibi genel mahkemede açılan hukuk ve ceza davası kararlarına dayalı olarak hüküm tesisi de mümkün değildir....