Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haksız eylemden kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebiyle açılan davalarda ihtiyati haciz kararı verilmesini engelleyen yasal bir hüküm mevcut olmadığı gibi, İİK’nin 257 vd. maddelerinde de bu yönde bir hüküm bulunmamaktadır. Haksız fiil nedeniyle açılan tazminat davalarında İİK’nin 257 vd. maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşmesi ve mahkemenin alacağın varlığı konusunda kanaat edinmiş olması halinde, somut olayın özelliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi mümkündür. İhtiyati haciz talebinin haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından kaynaklandığı, haksız fiillerde zararın olay tarihinde meydana gelmiş sayılacağı, davaya konu destekten yoksun kalma tazminatının vadesi gelmiş bir alacak olarak nitelendirilmesi gerekirken talep edilen miktar esas alınarak herkes tarafından ödenebilecek bir rakam olduğundan bahisle talebin karar verildiği, desteğin vefatı dolayısı ile adli tahkikatın yürütüldüğü, Bismil .....

    İİK'nun 257 ve devamı maddelerindeki düzenlemeler nazara alındığında, haksız fiil tarihinde zararın meydana geldiği ve alacağın muaccel olduğu, kaza tespit tutanağı ve evrak kapsamı nazara alındığında maddi ve manevi tazminat için bu aşamada yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği, İİK'nun 257 ve izleyen maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının somut olayda oluştuğunun kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından ve manevi tazminat miktarının hakimin takdirine bağlı olması nedeniyle 100.000 TL alacak üzerinden maddi ve manevi tazminata ilişkin ihtiyati haciz kararı verilmesi yerinde görülmüş ve davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....

    Mahkememizce yeniden yapılan yargılama neticesinde; 2004 sayılı İİK 259/1. maddesine göre haksız ihtiyati haciz halinde borçlunun ve üçüncü kişilerin uğradıkları bütün zararlardan alacaklı sorumludur. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa alacaklı kusurlu olmasa dahi zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Dava, haksız haciz iddiasına dayanmaktadır. Haciz isteminin dayanağının bir hak veya alacak olması ve haciz tarihinde mevcut bulunması gerekir. Aksi halde, haksız bir haciz ve buna bağlı olarak da sorumluluk söz konusudur.---- arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerek ve yeterlidir....

      Bu sebeple davacının manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceği göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması, ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 sayılı HMK'nın 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür. İhtiyati haciz talebi, davacıların desteği müteveffaların desteğinden yoksun kaldığı, manevi zarara uğradığı gerekçesiyle talep edilen ihtiyati haczin; Zarar; haksız eylemden kaynaklandığından tazminat, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir....

      Davalı alacaklı vekilinin talebi üzerine yapılan haczin kanunun verdiği yetkiye dayandığının ve bu yetkinin sınırları içinde kaldığı, zira adresinde haciz talep olunan davacı üçüncü kişi ile icra dosyasının borçlusu arasında organik bağ olduğu düşüncesi ile haciz uygulatılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmayıp manevi tazminat yönünden kusur sorumluluğunun söz konusu olduğu, haksız ihtiyati haciz sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için öncelikle TBK 49.maddesindeki koşulların oluşması gerektiği, davalının kusurunun bulunmadığı davacının manevi tazminat talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Dolayısıyla alacağın varlığı, ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli veya tek şart olmayıp alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yaklaşık olarak ispatı gerekir. Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup, tazminat borcu haksız fiil tarihinde muaccel olur. Somut olayda, Manisa 8....

        Öncelikle belirtmek gerekir ki; manevi tazminat istemi, zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılamaz. Bu sebeple davacının manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceği göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması, ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 sayılı HMK'nın 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....

        kişilerdeki hak ve alacakları ile menkullerin üzerine ihtiyati haciz ve ihtiyatı tedbir konulmasına karar verilmesini, maddi tazminat yönünden açmış olduğu belirsiz alacak davası ile şimdilik 1.000.000,00 TL maddi tazminatın haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat yönünden 2.000.000,00 TL manevi tazminatın trafik kazası itibarem işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir....

        dava dosyası kapsamına göre bulunmaması nedeniyle söz konusu ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır....

          Bu nedenlerle manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati hacze itirazın kabulüyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkin mahkemece verilen 31.05.2022 tarihli ara kararın yerinde olduğu değerlendirilerek davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiştir. HMK'nın 355....

          UYAP Entegrasyonu