Haksız eylem nedeniyle açılan manevi tazminat davalarında İİK’nın 257 vd. maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi ve mahkemenin alacağın varlığı konusunda kanaat edinmiş olması halinde, somut olayın özelliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi mümkün olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8., 9. ve 40. Hukuk Dairelerinin yukarıda açıklanan ve benimsenen kararları da bu yöndedir." denilmiştir....
Davacının dava ettiği manevi tazminatın talep edenlerin kişilik hakları, güvenli, sağlığı gibi manevi haklarının ihlali ve saldırıya uğraması halinde miktarının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak tayin edilen bir tazminat türü olması, olayın özelliği, tazminat yükümlüsünün ekonomik, sosyal, çevre gibi birçok subjektif etkene göre belirlenmesi nedeniyle bu aşamadaki dosya kapsamına göre ihtiyati hacze esas miktarın belirli olması koşulunu da sağlamaması nedeniyle davacı tarafın manevi tazminat talebiyle ilgili ihtiyati haciz talebinin reddi gerekmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, öncelikle manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştu ise kapsamı ve tayin edilecek miktar tümü ile toplanılacak deliller ve yapılacak yargılama sonucunda takdir hakkı da kullanılmak suretiyle tespit edileceğinden bu aşamada, manevi tazminat olarak talep edilen miktar yönünden somut bir miktar belirlenmesinin mümkün olmadığı, dolayısı ile de İİK'nun 257. maddesi uyarınca ''muaccel bir alacak'' bulunmadığı ve ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı, yine, maddi tazminat talebi ile ilgili ihtiyati haciz talebinin de dava konusu alacağın varlığı ve miktarının bu aşamada muaccelliyet koşulunu taşımadığından ihtiyati haciz talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Davacı taraf ihtiyati haciz kararının uygulandığı .... İcra Müdürlüğünün ... talimat sayılı dosyasından yediemin ücretinin istendiğini ve ödemeyemediğini bu nedenle yediemin ücretinin maddi tazminat talebinin konusu olduğunu belirtmişse de haciz tutanağının incelemesinde yedieminin ücret talebinin olmadığını belirttiği, bu nedenle davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşıldığından maddi tazminat kapsamında değerlendirilmemiştir. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden davalının kötü niyetli veya ağır kusurlu olması ve zarar koşullarının oluşması gerekir....
Saylı dosyası ile görülen davada davacı----taşınmazın üzerine ihtiyati haciz konulduğunu, itiraz üzerine kararın kaldırıldığını, bu kez davalının yeniden talebi üzerine ihtiyati haciz kararı --- ---- çiftliğe hacze gelindiğini, haksız haciz nedeniyle itibarının zedelendiğini belirterek manevi tazminat talebinde bulunduğu görülmüş, yukarıda da belirtildiği üzere hacze konu mahkeme dosyası ve icra dosyaları incelenmiş, inceleme neticesinde davacı taraf her ne kadar dosya ile ilgisinin bulunmadığını beyan etmiş ise de, dava konusu taşınmazda ---- bulunduğu, üst hakkına haciz işleminin uygulanmasında kanunen bir engel bulunmadığı, üst hakkının haciz kararı olan ---- tarihinde terkin edildiği görülmüş olup haksız haciz nedeniyle tazminata hükmedilebilmesi için davalının icra takibinde kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı ile buna bağlı olarak zararının oluşması gerektiği gözetilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesince, 27/09/2021 tarihli tensip zaptı 27 nolu ara karar doğrultusunda yazılan 29/09/2021 tarihli gerekçeli ara karar ile; uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, maddi ve manevi tazminat istemli davada ihtiyati tedbire yönelik geçici hukuki koruma talep edilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir istemi, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği, manevi tazminatın hakimin takdirine göre belirlendiği, alacağı muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar koşulu sağlanamadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz istemi reddedilmiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası sırasında talep edilen ihtiyati haciz isteğine ilişkindir. Öncelikle belirtmek gerekir ki; manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir....
Öncelikle belirtmek gerekir ki, HMK'nin 389'uncu maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecektir. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu nedenle uyuşmazlık konusunun "para" olduğu gözetildiğinde, dava dilekçesinde, öncelikle minibüsün trafik kaydına ihtiyati tedbir konulması, bu talebin kabul edilmemesi durumunda ihtiyati haciz kararı verilmesi talebinde bulunan davacı vekilinin kastının "ihtiyati haciz" olduğu anlaşılmaktadır....
D.İŞ sayılı dosyasından ihtiyati haciz istemine konu edildiğini, vadesi geçmiş ve ödenmiş işbu çeklere ilişkin olarak davalı tarafça; Antalya ...Asliye Ticaret Mahkemesinin ... D.iş dosyanızdan ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu ve mahkemece ... tarihinde ... USD karşılığı ... TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiğini, davalı tarafın söz konusu haksız şekilde almış olduğu ihtiyati haciz kararını Antalya Genel İcra Müdürlüğü'nün ......
Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. Somut uyuşmazlıkta, zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Haksız fiil (ölüm-yaralanma) tarihi itibarıyla davacının tazminat alacağı muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz talep edilen davanın açıldığı aşamada, zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz....
Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin uğramış olduğu zararın haksız eylemden kaynaklandığından, maddi ve tazminat alacaklarının haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale (vadesi gelmiş) geldiğini, yani müvekkilin zararının talep ve dava edilebilir hale geldiğini, halen devam eden Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2020/3278 soruşturma sayılı dosyası da dikkate alındığında müvekkilinin maddi ve manevi zararlarının olduğunun mezkur ceza dosyası ve bu dosyada alınan kaza tespit tutanağı ve tanzim edilen kolluk tutanakları ile sabit olduğunu, haksız fiil tarihi itibarıyla müvekkilinin maddi ve manevi tazminat alacağının muaccel hale geldiğini ve davacı müvekkilinin tazminat alacaklarının, zararının rehinle temin edilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.Dava,yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK'nın 355. maddesine göre...