Şirketin ipotek alacağı mevcutken tasfiyesinin tamamlatılıp terkin ettirilmesi yerinde değil ve bu nedenle davalı tasfiye memuru aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmetmek gerekiyorsa da, davacı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti istemediklerini beyan etmesi karşısında davacı lehine herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiş; şirket tasfiye sonucu terkin edildiği için zaten ---- açılmasına neden olmadığı sebebiyle yargılama giderleri de davacı üzerinde bırakılmış, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur....
un maliki olduğu taşınmaz üzerine ipotek tesis edileceğinin kararlaştırıldığını, Sözleşme akdedilmesi ve ipotek tesisi sonrasında ise taraflar arasında bir fesih anlaşması yapıldığını ve bu anlaşma ile şirket yetkilisi ... adına kayıtlı taşınmaz üzerine tesis edilmiş olan ipoteğin müvekkili şirket tarafından kaldırılacağı hususunda mutabık kalındığını, Ancak davacı taraf, müvekkili şirketin bu işlemi yapmasına fırsat tanımadan, yazılı bildirimde dahi bulunmadan kötüniyetli olarak huzurda görülen işbu ipotek fekki davasını ikame ettiğini, bu nedenle, haksız ve kötüniyetli olarak açılan işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Huzurda görülen dava ipoteğin fekki davasıdır. Dava konusu taşınmazın bulunduğu Beylikdüzü Tapu Sicil Müdürlüğü'nden gelen yazı cevabında dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin 27/05/2022 tarihinde terkin edildiği anlaşılmaktadır....
İlk Derece Mahkemesi Kararının özeti; İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; açılan davanın kabulü ile, Antalya ili Alanya ilçesi Çarşı Mahallesi 394 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 16/08/1993 tarih ve 4616 yevmiye numaralı ipotek şerhinin terkinine ilişkin T4nün 26/02/2021 tarih ve 10304 yevmiye numaralı işleminin iptali ile, Antalya ili Alanya ilçesi Çarşı Mahallesi 394 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerine 16/08/1993 tarih ve 4616 yevmiye numaralı ipotek şerhinin yeniden işlenmesine karar verilmiştir. Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava tapu kaydından hukuka aykırı şekilde terkin edilen ipoteğin yeniden tescili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. Dosya ilk derece mahkemesince istinaf incelemesi yapılmak üzere Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.03.2007 gününde verilen dilekçe ile yolsuz tescil edilmeyen ipoteğin tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.02.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı banka, lehine tesis edilen ipoteklerin tapu siciline tescil edilmediğini ileri sürerek tescil talebinde bulunmuştur. Davalı ... davanın reddini savunmuş, mahkemece yolsuz terkin ya da değiştirme söz konusu olmadığından davacının Türk Medeni Kanununun 1025. maddesi uyarınca tapu sicilinin düzeltilmesi yoluyla ipoteğin tescilini istiyemeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir....
Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne ... sicil numarasında kayıtlı olup, ... tarihli ... ilan sayfasında belirtildiği üzere 30/12/2005 tarihli genel kurul kararı ile tasfiye sürecinin osna ererek şirketin tasfiye edildiğini belirterek müvekkiline ait taşınmaz üzerinde varlığı süren ipoteğin kaldıırlabilmesi için şirketin tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihyasını talep etmek gerekliliği hasıl olduğunu belirterek şirketin ihyasına ve önceki tasfiye memurunun yeniden tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin TTK 32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliği'nin 34. maddesi çerçevesinde işlem yaptığını, tesis edilen terkin işleminde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani "yolsuz" hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır. Ne var ki; lehine ipotek tesis edilen davalının hakkı, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalıdır ve imar uygulamasıyla oluşturulan imar parselinin, dayanak idari işlemin iptaliyle sicil kaydının yolsuz hale gelmesi nedeniyle, davalının, kadastral parselin ihyası suretiyle mülkiyet hakkına kavuşacağı tartışmasızdır. Böylesi bir durumda da, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalı olarak imar parselinde tesis edilen kanuni ipotek, ancak kaydın eski hale getirilmesi (kadastral parselin ihyası) durumunda terkin edilebilir....
Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 04/03/2019 tarihinde kesinleşen kararla ... esas ve ... karar sayılı dosyada dava dışı ipotek borçlusu yönünden ancak tapuda 2880 sayılı taşınmazdaki ... nolu bağımsız bölüm üzerinde terkin edilen şirket lehinde tesis edilen ipoteğin kaldırılması için hukuki yollara başvurulması ve sonrasında ek tasfiye işlemlerinin yapılması amacıyla sınırlı olmak üzere terkin edilen şirketin ihyasına ve şirket yetkilisi ...'in tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir. Yargıtay .......
Müdürlüğünün 18/10/2021 havale tarihli cevap dilekçesini özetle;Ticaret Sicil Müdürlüğü, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünün resen terkin işlemi, 6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi ve 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünün, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkili davanın açılmasına sebep olmadığını,bu nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Tapu kaydı ve ipotek işlemine dayanak olan resmi senet incelendiğinde; ------ ili, ----- ilçesi, -------- Mahallesi ------- Ada, ------- Parsel, --------Bağımsız Bölüm No:-------- sayılı taşınmazda, ------- şirketi lehine 03/07/1991 tarih ve -------- yevmiye no ile tesis edilen ipotek bulunduğu görülmüştür------- Esas sayılı dosyası incelendiğinde; -------- ili, -------- ilçesi, -------- Mahallesi -------- Ada, -------- Parsel, -------Bağımsız Bölüm No:------- sayılı taşınmazda, ------- şirketi lehine tesis edilen ipoteğin terkini için takip başlatıldığı, dava konusu şirketin tasfiye ve terkin edilmiş oluğunun anlaşılması üzerine şirketin ihyası için davacıya yetki belgesi verildiği görülmüştür.------- Ticaret Sicili Müdürlüğü kayıtlarına göre, dava konusu şirketin tasfiyesinin sona erdiği 30/03/2012 tarihli genel kurul kararının 09/04/2012 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği görülmüştür....
Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un ... ncı maddesi sözleşmedeki haksız şartları, nelerin haksız şart sayılacağını ve bunlara bağlanan hukuki sonuçları düzenlemektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, borçlu ...’nın taşınmazının üzerine tesis edilen ipoteğin, bu taşınmazın satın alınması amacıyla kullandırılan konut kredisinin teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği, ayrıca borçlunun bankaya başka sebeplerle doğmuş ve doğacak borçlarının da teminat kapsamında kalacağının ipotek akit tablosuna yazıldığı anlaşılmaktadır. Borçlunun başka ticari faaliyetleri olsa da somut olay bakımından kullandığı konut kredisi itibariyle tüketici sıfatını haizdir ve ipotek resmi senedindeki belirtilen kayıtların, anılan Yasal düzenleme çerçevesinde haksız şart sayılacağı ve borçluyu bağlamayacağı açıktır (aynı yönde .... HD., 04.....2012 gün ve 2012/12055-22095 E.K)....