Dahili davalı; taşınmaz kaydında kendi lehlerine konulan ipoteğe dayalı borcun ödendiğini, alacaklarının bulunmadığını, ancak ipoteğin terkin edilmesi için kredi borçlusunun müracaat etmesi gerektiğini, böyle bir müracaat bulunmadığından ipoteğin terkin edilemediğinden davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın 6098 sayılı TBK'nun 620 ve devamı maddeleri gereğince açılmış adi ortaklık sözleşmesi gereğince kaynaklanan alacak, MK'nun 995. maddesi gereğince açılmış ecrimisil, MK'nun 881 ve devamı maddeleri gereğince açılmış ipoteğin kaldırılması ve 6098 sayılı TBK.nun 19 ve 20 maddeleri gereğince açılmış tapu iptali ve tescil istemine yönelik olduğu nitelendirmesi yapılarak, tapu iptali ve tescili davasının kabulü ile, ..., ......
Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen iradesiyle terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden 01.03.2004 tarihli ipoteğin, davacının davalıdan aldığı 40.000 TL. nin teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. İpotek akdinin kapsamını da resmi senedin içeriği tayin eder. Şayet resmi senette yazılanın aksine bir iddiada bulunulmuşsa bu iddianın HUMK’nun 288 ve 290. maddelerine göre aynı nitelikteki yazılı delille kanıtlanması gerekir. Davalının ipoteğin tesis edildiği tarihte davalıya bazı senetler vermesi senetlerin keşide tarihinde ipotek aktinin kurulması bu nitelikteki bir delille kanıtlanmadığı sürece ipoteğin terkin edilmesi için bir neden değildir....
Nitekim, 7181 sayılı Kanun ile getirilen TMK’nın 883/2. maddesindeki düzenlemeden de, taşınmazlar üzerine ipoteğin sürekli olarak konulabileceği ve süre içerisinde veya sürenin bitiminden itibaren 30 gün süre içinde İİK'nın 150/c maddesi uyarınca ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığının bunun da tapuya bildirilmemesi ve bu hususun tapuya şerh olunmaması halinde kabul edilmiştir. Dosyada mevcut ipoteklerin sözleşmelerinin 18.10.2012 tarihinde ve 23.10.2012 tarihinde tesis edilmiş olup, gerek ipotek sözleşmesinde gerekse ipotek akit tablosunda “ipotek süresi” başlıklı bölümde 15.10.2014 tarihi girilmekle, ipoteğin bu tarihe kadar süreli olarak tanzim edildiği kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ifade edildiği anlaşılmaktadır....
Türk Medeni Kanununun 883. maddesine göre alacak sona erince, ipotekli taşınmaz maliki alacaklıdan ipoteğin terkin edilmesini isteyebilir. Hatta, borçlu (malik), İİK’nun 153.maddesine göre kendi hakkında takip yaparak rehin konusu borcu itfa etmek suretiyle rehnin tapuya yazılacak bir fek müzekkeresiyle terkinini sağlama imkan ve yetkisine sahiptir. Diğer taraftan, taşınmaz rehninin terkinini gerektiren bir neden de borçlunun (malikin) ipotek konusu borcu ödemek suretiyle ipoteği terkin ettirmesidir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur. İpoteğin terkin sebebi ne olursa olsun yasalarda ipoteğin on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra veya ipotek süresinin bitmiş olması nedeniyle kaldırılacağına ilişkin özel bir hüküm yoktur....
A.Ş'nin borçlarına teminat amacıyla verildiği, ipoteğin terkini için ipotek veren davacı ile lehine ipotek verilen davacının davalı nezdinde borçlarının bulunmaması gerektiği, davacı şirket aleyhine dava tarihi itibariyle icra takibi bulunduğu ve takibe konu borcun dava tarihinden sonra ödendiği, bu borcun ipotek kapsamında olduğu ve sonrasında ipoteğin terkin edildiği, bu durumda ipoteğin terkinine ilişkin davanın konusuz kaldığı, davalının davanın açılmasına sebebiyet vermediği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
in taşınmazı üzerinde müvekkili lehine 7.000,00 TL'lik ipotek tesis edildiğini, ... aleyhine başlatılan icra takibi sırasında ipoteğin 10.08.2001 tarihinde fek edildiğini öğrendiklerini, oysa, ipoteğin fekkine dair yazı üzerindeki imzaların müvekkilinin temsilcilerine ait olmadığını, ipoteğin haksız fek edilmesi aşamasında işlem yapan tapu memurlarının gerekli özeni göstermemeleri nedeniyle davalılardan Hazine'nin de sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek, haksız olarak fek edilen ipoteğin aynı bedelle tesciline, aksi halde icra dosyası alacaklarının 21.12.2005 tarihinden itibaren temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Hazine vekili, davanın reddini istemiş, diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, davalılardan Hazine aleyhine açılan davanın reddine, ipoteğin tescili isteminin reddine, 7.000,00 TL'nin 20.12.2005 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı ...'...
-KARAR- Davacı vekili, müvekkili ve ailesinin eşine ait Beylikdüzü’ndeki gayrimenkulü aile konutu olarak kullandığını, davalı ...’ın müvekkili olan davacının rızası olmaksızın aile konutunu davalı bankaya ipotek ettiğini, MK’nun 194.maddesine aykırı olarak gerçekleştirilen bu işlemle tesis edilen ipoteğin fekki gerektiğini belirterek ipoteğin tapu sicilinden terkin edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ipoteğin tesis edildiği tarih itibariyle söz konusu taşınmazın aile konutu olmadığı gibi aile konutu olarak da tapuya şerh edilmediğini, bankanın tapu siciline güvenerek ipotek tesis ettiğini, ipotekten bir buçuk yıl sonra açılan bu davanın kötüniyetle kredi borcunun ödenmesinden kaçınmaya yönelik olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
-ETL bedelli ipoteklerin fekki ile tapu kaydından terkin edilmesine, 2-Karar kesinleştiğinde 0,5 ve 0,5 TL ipotek bedellerinin davalı bankaya verilmesine ve Tapuya da ipoteğin kaldırılması ile ilgili yazı yazılmasına, 3-Karar ve ilam harcı olan 54,40- TL'den peşin alınan 35,90- TL harcın mahsubuyla bakiye eksik kalan harç olan 18,50.- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, ancak eksik kalan harç 6100 sy HMK yönetmeliğinin 46.maddesi gereği terkin sınırları içinde kaldığından, harç tahsil müzekkeresi yazılmamasına, 4-Davacı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri gereğince hesap edilip takdir edilen 1,00- TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Yapılan yargılama gideri olarak davanın ilk açılış gideri olan 136,10.- TL, tebligat, ve posta ücreti gideri 201,35- TL olmak üzere toplam 337,45.- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Kullanılmayan gider avansının kalan kısmının...
-ETL bedelli ipoteklerin fekki ile tapu kaydından terkin edilmesine, karar kesinleştiğinde 0,5 ve 0,5 TL ipotek bedellerinin davalı bankaya verilmesine ve tapuya da ipoteğin kaldırılması ile ilgili yazı yazılmasına..." şeklinde hüküm kurulmuştur. Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, şahsi hakka dayanan ve taşınmazla ilgili ipoteğin yeniden tapuya tescili isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki, dosyanın görevsizlik kararı üzerine Dairemize gönderildiği anlaşıldığından görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 16/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....