Her ne kadar davalı tarafından davacının, müvekkili tarafından ipoteğin terkini işlemi yapmasına fırsat tanımaksızın herhangi bir yazılı bildirimde bulunmadan kötü niyetli olarak huzurda görülen davayı açtığı iddia edilmiş ise de taraflar arasında mutabık kalınan fesihnamede herhangi bir şarta bağlanmaksızın dava konusu ipoteğin derhal terkin edileceğinin kararlaştırılmış olmasına rağmen davalı tarafından dava tarihi olan 31/08/2021 tarihi itibariyle ipoteğin halen terkin edilmemiş olması ve davalının dava açıldıktan yaklaşık 9 ay sonra 27/05/2022 tarihinde ipoteğin terkin işlemini gerçekleştirmesi karşısında davalının bu yöndeki savunmasına mahkememizce itibar edilmeyerek HMK'nın 331. maddesi uyarınca davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğunun kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/485 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : İpotek (Terkin İstemli) KARAR : KARAR TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili Beyoğlu İlçesi Sütlüce Mahallesi 2937 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerine belediye lehine olan süresiz kanuni ipotek kayıtlarının tapu müdürlüğü tarafından sehven süreli ve adi ipotek olarak tapu kaydına şerh edildiğini ve bir kısım paydaşın hissesinden herhangi bir bedel ödenmeden yolsuz olarak terkin edildiğini, söz konusu taşınmaz üzerine sehven yanlış konulan süreli ipotek kayıtlarının süresiz kanuni ipoteğe çevrilmesi ve terkin edilen kayıtlarının terkin edilen hisseler üzerine tekrardan süresiz ve kanuni ipotek olarak tekrardan konulması gerektiğini belirterek dava konusu 2 parsel üzerinde bulunan tapu kaydında bir kısım pay üzerindeki süreli ipoteğin terkin edilerek süresiz ve kanuni ipotek olarak, yolsuz olarak terkin edilen bir kısım pay üzerindeki ipotek...
Mahkemece yukarıda sözü edilen Yasa hükmü dikkate alınmadan, istem gibi kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili yerine doğrudan terkinine karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu hususun düzetilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan "Yol vasfında tapudan terkinine" ibaresinin metinden çıkartılarak yerine "tapuya tesciline" sözcüklerinin yazılması, hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan "terkin" sözcüğü yerine "tescil" sözcüğü yazılması ve hüküm fıkrasının 20. satırında yer alan "ve terkin" ibaresinin metinden çıkartılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 27.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ihyası-----" tarihinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun geçici 7. maddesi gereğince resen terkin edildiğini öğrendiklerini, ihyası ---- resen terkin işlemi 6100 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçiçi 7/2 maddesi uyarınca haksız ve hukuka ----- olduğunu, süresi içinde davayı açtıklarını, terkin tarihi itibarı ile müvekkil şirketin ihyası istenen şirketten olan alacaklarının tahsili amacıyla ----- başlatılan, kesinleşen ve hali hazırda derdest olan icra takip dosyalarının mevcut olduğunu, ihyası istenen davalı/borçlu şirket hakkında terkin tarihinden evvel başlatılmış ve halen devam eden icra takip dosyaları bulunmasına rağmen resen terkin işlemi yapılmak suretiyle --------- erdirildiğini, taraf olduğu icra ve dava dosyalarında şirketin hukuki ehliyeti kalmaması sebebiyle müvekkil şirket hak arama özgürlüğünden ve alacak tahsil işlemlerini yürütme hakkından mahrum bırakıldığını, ihyasını talep edilen şirketin ---- resen terkin edildiğinden huzurdaki davada husumeti sadece ---- belirterek...
Esasen yasa koyucu ticaret sicilinden terkin olunan şirketlerin yeniden ticari faaliyete devamına ve ihyasına izin vermemiştir. Ancak, terkin edilen şirket adına mal varlığının bulunduğu ve tasfiye işlemlerinin tam olarak tamamlanması için ihyasına izin verilebilir. İhyası istenilen ... Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün Merkez-... sicil numarasında kayıtlı iken ticaret sicil müdürlüğü tarafından resen terkin edildiği, davacı tarafından Marmaris ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyasında ihyası istenen şirket hakkında ipoteğin kaldırılmasına yönelik icra takibi başlatıldığı, takip dosyasında taraf teşkilinin sağlanması ve takibin infazının sağlanması gerektiğinden, davacının bu davayı açmasında hukuki yararının mevcut olduğu ve yine her ne kadar 6102 sayılı kanunun geçici 7....
Dava, hukuki niteliği itibarıyla -------- Ticaret Sicil Müdürlüğünden tasfiyesi sonlandırılarak sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde ---------Şirketi'nin --------- Esas sayılı dosyası ile açılan ve satış için --------- Esas sayılı dosyası satış işlemlerine devam edilen ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi ile ilgili işlemlerin yapılması ile sınırlı olmak kaydı ile TTK. 547 ve devamı maddeleri uyarınca ihyası istemine ilişkindir.Yöntemine uygun duruşma açılmış tarafların delilleri toplanmıştır. Tarafların aktif ve pasif ehliyetleri denetlenerek uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek sonuca gidilmiştir. ---------- Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı banka tarafından 115.772,72 TL asıl alacak, 2.722,28 TL işlemiş faiz ve 1.158,36 TL masraf olmak üzere toplam 119.789,45 TL alacağın tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip talebi ile takip başlatıldığı anlaşılmıştır....
İpoteğin ana para veya üst sınır ipoteği olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Nitekim TMK 883. maddesinin ikinci fıkrası, ipoteğin türü ve alacağın niteliğini dikkate almaksızın ipotek süresinin ve otuz günlük sürenin dolması ile taşınmaz malikine ipoteği terkin etme yetkisi vermek sureti ile bu şekilde bir ayrıma olanak vermemektedir. İİK’nın 149. maddesine göre, icra müdürünün ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte icra emri gönderebilmesi için birinci olarak ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini, ikinci olarak da alacağın muaccel olduğunu anlaması gerekir. İpotek alacağa bağlı bir hak ise de; alacağın varlığı, muaccel olması miktarı ipotekten bağımsız olarak değerlendirilmelidir....
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında, HMK'nın 355.maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava ipotek bedelinin arttırılması talebine ilişkindir. İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan, sınırlı bir ayni haktır. Alacak sona erdiği halde, alacaklı, terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yoluyla isteyebilir. Kuşkusuz kurulan ipoteğin temelini, ipotek akit tablosu teşkil eder. "Davacı, kanuni ipoteğin terkinini talep ettiğinden, terkin halinde ödenecek bedel, ipotek bedelinin faizi ile birlikte ulaştığı değer değil, davacının taşınmazına davalılara ait taşınmazdan imar parseli oluşturulabilmek için katılan 33 m2 yerin rayiç değeridir....
Dava konusu ipoteğin fekkine konu değer 400.000-TL'dir. İpoteğin kaldırılmasına ilişkin davalar menfi tesbit istemini de içerdiğinden ipotek değeri üzerinden nispi harca ve vekalet ücretine tabiidir. Açıklanan nedenlerle;yukarıda yazılı Yargıtay ilamında yazıldığı üzere ipoteğin fekki istemlerine özgü olarak davacı şirketin borçlarının yargılama sırasında ödendiği anlaşılmakla ipoteğin fekkine karar verilmesi gerekirken ,dava tarihi itibariyle borç bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Ancak yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına yeniden hüküm verilerek ipoteğin kaldırılmasına ,dava tarihi itibariyle davalı haklı bulunduğundan davanın kabulune karar verilmesine rağmen davalı yararına yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 2....
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ... yararına aval vererek dava dışı TC Halk Bankası TAŞ’den kredi kullandırıldığını, davalı ...’in taşınmazı üzerinde müvekkili lehine 7.000,00 TL’lık ipotek tesis edildiğini, ... aleyhine başlatılan icra takibi sırasında ipoteğin 10.08.2001 tarihinde fek edildiğini öğrendiklerini, oysa, ipoteğin fekkine dair yazı üzerindeki imzaların müvekkilinin temsilcilerine ait olmadığını, ipoteğin haksız fek edilmesi aşamasında işlem yapan tapu memurlarının gerekli özeni göstermemeleri nedeniyle davalılardan Hazine'nin de sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek, haksız olarak fek edilen ipoteğin aynı bedelle tesciline, aksi halde icra dosyası alacaklarının 21.12.2005 tarihinden itibaren temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Hazine vekili, davanın reddini istemiş, diğer davalı davaya yanıt vermemiştir....