Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 2.250,00- TL'nin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, T3 tarafından T8 aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 2.250,00- TL'nin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, davacı vekilinin fazlaya ilişkin talebin reddine, Günay TALAY tarafından T7 aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 1.200,00- TL'nin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, Günay TALAY tarafından T8 aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 1.200,00- TL'nin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, Günay TALAY tarafından T6 aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 1.200,00- TL'nin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, davacı vekilinin fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

Davalı taraf, bu tutumuyla dürüstlük kuralına aykırı davranmış, "ilk ve tek onay almış" şeklindeki yanıltıcı açıklamaları ile aynı sektörde faaliyet gösteren rakiplerine karşı kendisini öne geçirmek suretiyle TTK'nun 55/1-a maddesi 2. bendi kapsamında haksız rekabet oluşturmuştur. 6102 sayılı TTK'nun 56. maddesinde; Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin men’ini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği,...

    Davalı taraf, bu tutumuyla dürüstlük kuralına aykırı davranmış, "ilk ve tek onay almış" şeklindeki yanıltıcı açıklamaları ile aynı sektörde faaliyet gösteren rakiplerine karşı kendisini öne geçirmek suretiyle TTK'nun 55/1-a maddesi 2. bendi kapsamında haksız rekabet oluşturmuştur. 6102 sayılı TTK'nun 56. maddesinde; Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin men’ini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği,...

      Aynı Kanun'un 56. maddesine göre, haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b) Haksız rekabetin me''ini, c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir....

        nın 55. maddesinde "Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar" başlığı altında, haksız rekabet hallerinin başlıcalarının, örnek mahiyetinde sayıldığı, bu maddede sayılmamış olan ve fakat 54/2. maddesinde verilen tanım çerçevesinde haksız rekabet oyarak nitelendirilebilecek davranış ve uygulamaların da, haksız rekabet sayılabileceğinde bir tereddüt yoktur. Gerçekten de anılan hüküm uyarınca, "Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.". Bu durum karşısında bir an için davalının fiilinin TTK 55/1-a.4. maddesi uyarınca bir haksız rekabet hali oluşturmadığı kabul edilse bile, TTK 54/2. maddesinde verilen tanım çerçevesinde, haksız rekabet halini oluşturduğunun kabulü gerekir....

          haksız rekabete ilişkin hükümleri uyarınca davalının haksız kazanç sağlamayı hedeflediğini ileri sürerek, davalı şirketin eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine ve haksız rekabetin önlenmesine, haksız rekabet oluşmasında etkili olan ürünlerin toplatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; mahkemenin görevli olmadığını, İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, ... ve ... markalı ürünler arasında görsel, işitsel, kavramsal benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin ''... ve ......

            Davaya konu --- markasının dava dışı ---- numarası ile tescili için başvuruda bulunulduğu, bu sebeple markanın koruma altında olduğunu buna dayanarak üretim yaptıkları yönündeki savunmalarının davacı yönünden bir geçerliliğinin olmadığı, davalının ----- markalı ürünlerin -----üretimini yapmak sureti ile dava dışı ------ birlikte sorumlu oldukları, dava dışı firma ile aralarında yapılmış olan sözleşmenin davacıyı bağlamayacağı, ayrıca haksız eyleme son vermiş olmasının önceki haksız eylemleri de hükümsüz kılmayacağı bu sebeple davalının davaya konu marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden ----- ibareli ürünlerin -------yapmak suretindeki eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği sonucuna ulaşıldığından davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

              Haksız fiilin içeriği itibariyle sanık eş Bülent'e yönelik doğrudan doğruya bir yönelim söz konusudur. Diğer aile bireylerine yönelik herhangi bir haksız fiil bulunmamaktadır. Haksız fiilin TCK'nun 29. maddesine aykırı biçimde geniş yorumlanması “Ceza Kanununda KIYAS OLMAZ” ilkesine aykırıdır. Haksız tahrikin eşlerden hariç diğer aile bireylerine sirayet ettirilmesi hukuksal temelden yoksundur. Yasal gerekçesi ve temeli ceza kanununda yoktur. Sanık ...'in kardeşlerine yönelik doğrudan bir haksız fiilde bulunmamaktadır. Olayın özelliği itibariyle haksız tahrikten eşin yararlandırılması zorunludur. Ortada zorla bir cinsel birliktelik yoktur. Rızai ilişkinin içeriği itibariyle sanık ... yönünden haksız tahrikin nitelik ve derecesi isabetli ise de, diğer kardeşlerin haksız tahrikten yararlandırılması sağlıklı bir yaklaşım değildir....

                Haksız fiilin içeriği itibariyle sanık eş ...'e yönelik doğrudan doğruya bir yönelim söz konusudur. Diğer aile bireylerine yönelik herhangi bir haksız fiil bulunmamaktadır. Haksız fiilin TCK'nun 29. maddesine aykırı biçimde geniş yorumlanması “Ceza Kanununda KIYAS OLMAZ” ilkesine aykırıdır. Haksız tahrikin eşlerden hariç diğer aile bireylerine sirayet ettirilmesi hukuksal temelden yoksundur. Yasal gerekçesi ve temeli ceza kanununda yoktur. Sanık ...'in kardeşlerine yönelik doğrudan bir haksız fiilde bulunmamaktadır. Olayın özelliği itibariyle haksız tahrikten eşin yararlandırılması zorunludur. Ortada zorla bir cinsel birliktelik yoktur. Rızai ilişkinin içeriği itibariyle sanık ... yönünden haksız tahrikin nitelik ve derecesi isabetli ise de, diğer kardeşlerin haksız tahrikten yararlandırılması sağlıklı bir yaklaşım değildir....

                  Diğer yandan Borçlar Kanununun 83. maddesi sözleşmelerle ilgili olup, haksız fiillere diğer bir deyimle haksız eylemden kaynaklanan tazminat taleplerine uygulanma olanağı da yoktur. Dahası haksız fiilin hukuki niteliği itibariyle kıyas yoluyla da uygulanamaz. Öte yandan; bilindiği üzere mala ilişkin zarar haksız fiilin gerçekleştiği anda meydana gelir. Zararın gideriminde amaç ise haksız fiil tarihinde zarar görenin mal varlığında bu haksız fiilden kaynaklanan azalmanın giderilmesidir. Şu durum karşısında; davacı zararının haksız fiil tarihinde ve memleket parası üzerinden gerçekleştiğinin kabulü ile buna göre hüküm kurulması gerekir. Açıklanan nedenlerle Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararı bozulmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu