Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe Eldeki dava haksız rekabetin tespit ve meni ile maddi ve manevi tazminat istemidir. Davacı vekili davalının müvekkiline ait ürün fotoğraflarını kendi sitesinde kullandığı, ayrıca müvekkiline ait ürünleri daha ucuza satarak müvekkilini zarara uğrattığını ayrıca şirketin itibar kaybı yaşadığını öne sürmüştür. Taraflar tacir olup hem kendi ticari büyüklükleri hem de faaliyetlerinin kapsamı dikkate alındığında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun'un uyuşmazlıkta uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığa TTK'nın haksız rekabete ilişkin 54 ve devamı maddeleri uygulanmalıdır. Bunun yanında haksız rekabet temelinde bir haksız fiil olduğundan hüküm bulunmayan hallerde Türk Borçlar Kanunu'ndaki haksız rekabet hükümleri ile haksız fiile ilişkin genel hükümler uygulama alanı bulacaktır....

    Birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; davaya cevaplar tekrar edilerek, haksız birleşen davadaki tüm taleplerin reddi talep edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL: Dava, haksız rekabete dayalı açılan haksız rekabetin önlenmesi, kaldırılması ve uğranılan maddi zararın tahsili isteminden ibarettir....

      56/1 maddesi gereğince davalıların müvekkili kurum adına yapmış olduğu haksız eylemlerinin men'ine ve haksız rekabetin sonucu olan tüm maddi durumların ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ: 05/02/2021 (ara karar) NUMARASI: 2020/423 Esas DAVA: Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/03/2021 İstinafa konu uyuşmazlığın, haksız ihtiyati haciz nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olduğu; Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümüne ilişkin; 06/07/2020 tarihli ve 36826 sayılı kararına göre; "Tarafların sıfatına bakılmaksızın (tacirler dâhil), haksız eylemden kaynaklanan (suç teşkil eden eylemler, haksız haciz, haksız ihtiyati tedbir, haksız şikâyet vb. dâhil) davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar" ile ilgili istinaf incelemesi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 22/09/2020 NUMARASI: 2019/493 Esas - 2020/378 Karar DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/04/2021 İstinafa konu uyuşmazlığın, haksız fiil tazminatı kapsamında olduğu; Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümüne ilişkin; 02/09/2020 tarihli ve 36826 sayılı kararına göre; "Tarafların sıfatına bakılmaksızın (tacirler dâhil), haksız eylemden kaynaklanan (suç teşkil eden eylemler, haksız haciz, haksız ihtiyati tedbir, haksız şikâyet vb. dâhil) davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar," ile ilgili istinaf incelemesi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, H.M.K.'...

            Bu noktada Mahkememizce --- tarihli bilirkişi raporunun ---yerinde olmadığı değerlendirilmşitir. --- tarihli bilirkişi raporunda davalı .----- tarihinde açıldığı, dolayısıyla iş bu davanın ----- zamanaşımı süresi geçtiği yönünde değerlendirmede bulunulmuş ise de; Haksız rekabet devam ettiği sürece, haksız rekabette zamanaşımı cereyan etmez. Çünkü haksız rekabet fiili devam etmekte ve her gün için yeniden dava hakkı dğmaktadır....

              Modern haksız rekabet hukuku temelde rekabete dayalı ekonomik düzeni korumayı amaçladığından, haksız rekabetten söz edilebilmesi için fail ile mağdur arasında rekabet ilişkisinin bulunması şart değildir(ARKAN, Sabih, age, s.306, AYHAN, Rıza, ÇAĞLAR, Hayrettin, ÖZDAMAR, Mehmet, age, 234). Dolayısıyla uğraş alanları farklı olan tacirler arasında da haksız rekabet oluşabilir. Nitekim Kanunun gerekçesinde belirtildiği gibi haksız rekabet hükümleri "hukuka uygun/saf/dürüst" ve "bozulmamış" rekabeti tüm katılanların menfaatine olacak şekilde sağlar. Bu bağlamda haksız rekabet hükümlerinin amacını bildiren TTK m.54/1’de ki “Haksız rekabete ilişkin aşağıdaki hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.”...

                müvekkilinin marka hakkını ihlal ettiği ve haksız rekabet oluşturduğu hususlarının tespitini, davalının eylemlerinin 6100 sayılı HMK nın 106. maddesi ve 6769 sayılı SMK'nun 149/1-a,TTK 54 ve diğerleri maddeleri uyarınca müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, 6769 sayılı SMKnun 7. maddesi ve 149/1-b-c maddesi uyarınca müvekkilinin marka hakkına ihlal oluşturan davalı...eylemlerinin önlenmesini ve durdurulmasını, 6102 sayılı TTK 54 vd. maddeleri uyarınca haksız rekabetin men'ine ve haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, müvekkilinin marka hakkına yönelik ihlalin önlenmesini ve durdurulmasını temin etmek için ve haksız rekabetin ref-ini ve men-ini sağlamak açısından marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden ... adresli web sitesine erişimin engellenmesini, 6100 Sayılı HMK madde 389 ve diğerleri maddeleri ve 6769 sayılı SMK madde 159 uyarınca, ihtiyati tedbir olarak marka hakkı ihlali ve haksız rekabet teşkil...

                  Türk Ticaret Kanunu kapsamında haksız rekabetin varlığı için, haksız ve hukuka aykırı bir fiil ile iktisadi rekabetin kötüye kullanımı yoluyla bir zarar veya zarar tehlikesinin yaratılmış olması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiği doğru olarak tespit edilmesine rağmen haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi talebi yönünden de davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 20/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Her ne kadar müştekinin borcunu ödememesinin haksız tahrik oluşturabileceği söylenebilir ise de; ödeme gücü bulunduğu halde sırf kendi menfaati yahut alacaklıyı zor durumda bırakmak için borcun keyfi biçimde ödenmemesi, alacaklıdan mal kaçırılması, gerçeğe aykırı beyan veya vaatlerde bulunulması, borcun istenmesi sırasında alaya alma, gibi davranışların haksız tahriki oluşturan bir fiil olarak kabulü mümkündür. Borcu ödememe tek başına özel hukuktan kaynaklanan bir uyuşmazlık olup, ceza hukuku anlamında haksız tahrik oluşturacak bir haksız eylem değildir. Salt borcu ödeyememenin haksız tahrik oluşturan haksız bir fiil olarak kabulü mümkün değildir. YCGK 19/01/2016 tarih 2015/203 esas 2016/2 sayılı kararında da borcu ödememenin haksız tahrik oluşturmayacağı kabul edilmiştir. Yukarıda belirtilen nedenlerle, müştekinin sadece borcunu ödeyememesinin haksız tahrik nedeni oluşturmayacağından, hükmün bu yönüyle de bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne karşıyım....

                      UYAP Entegrasyonu