Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, haksız eylem sebebine dayalı manevi tazminat talebine ilişkindir. Bu itibarla, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, ceza dosyası kapsamına ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, her ne kadar davalının davacıya yönelik işbu dosyamıza konu eylemi sebebiyle yargılandığı Turhal 2....

İstenen miktar nazara alındığında davacının icra işlemleri için icra dairesine gitmesi nazara alınarak yapmış olduğu yol gideri bulunabileceği kabul edilmekle bu 10,00 TL lik maddi tazminat talebi kabul edilmiştir. Manevi tazminat talebi yönünden bir kimsenin haksız yere icra tehdidi altında bırakılması, yerleşik yargı içtihatları uyarınca onun kişilik haklarına saldırı mahiyeti taşıyan ekonomik bütünlüğünü ve huzurunu bozan bir eylem olarak görülmekle tarafların ekonomik durumları, haksız takip yapılan tutar ve paranın alım gücü nazara alınarak hakkaniyetli görülen manevi tazminat talebinin de tümden kabulüne karar vermek gerekmiş, anlatılanlara göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın KABULÜNE; A)Menfi tespit yönünden; davacının Antalya ......

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/07/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Davacının hükmedilen manevi tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, özel hayatın gizliliğini ihlal etme, özel hayata ilişkin görüntüleri ifşa etme, kişilerin huzur ve sükununu bozma eylemleri nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      isteminin kısmen kabulü ile 560,28 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine, davacının manevi tazminat istemi yönünden ise davalının haksız fiili nedeniyle davacı hakkında icra takibinde bulunularak haciz uygulaması yapıldığı, bu durumun davacının ticari itibarını zedelediği gerekçesiyle davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 15.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizler ile birlikte davalıdan alınmasına dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine karar Dairemizin 18.03.2013 günlü ilamında açıklanan nedenlerle bozulmuştur....

        Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, tazminat ve nafakaların miktarı yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-karşı davacı erkek, 26.12.2011 tarihli karşı dava dilekçesiyle; zina hukuki sebebine (TMK md.161) dayalı olarak boşanma ve manevi tazminat talep etmiştir. Mahkemece, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının kabulüne, kadın yararına maddi ve manevi tazminat ile nafakaya, erkeğin manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı erkeğin usulüne uygun olarak açılmış olan boşanma davası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/07/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili Avukat .... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı; davalının, kendisini hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladığını beyan ederek, uğramış olduğu maddi ve manevi zararının tazminini talep etmiştir....

            Davacı kadının, resmi nikah olmaksızın birlikte yaşayan tarafın ziynet alacağı ve haksız fiile dayalı manevi tazminat talepleri hakkında görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, mahkemece işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmekle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile manevi tazminat ve ziynet alacağı yönünden kararın kaldırılmasına ve dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, Midyat 2....

            aleyhine 20/01/2015 gününde verilen dilekçe ile evlenme vaadi nedeniyle manevi tazminat, ziynet eşyalarının iadesi, yoksulluk ve iştirak nafakası istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; manevi tazminat davasının kabulüne, ziynet eşyası alacağı talebinin reddine, yoksulluk ve iştirak nafakası talepleri yönünden dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine dair verilen 09/03/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat, ziynet eşyalarının iadesi, yoksulluk ve iştirak nafakası istemlerine ilişkindir....

              KARŞI OY YAZISI Dava, davalının davacının dava dışı eşi ile birlikteliğinden kaynaklanan haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık evlilik dışı birlikteliğin haksız fiil olarak kabul edilip edilemeyeceği dolayısıyla davalının bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine karşı sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girerler. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı da evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayri resmi ilişkiye girmek suretiyle, gerek yasalarca, gerek örf ve adet hukuku tarafından korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Davalının bu davranışı da açıkça haksız eylem niteliğindedir....

                Haksız fiil ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi midir? Zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil, ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu