"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM, ECRİMİSİL, TAZMİNAT Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı, kayden malik olduğu 17 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak resmi merciilerde yapılacak işlerin takibi ve inşaat ruhsatı alınması için birleşen davanın davacısı ...'i vekil tayin ettiğini, vekile, 3.şahıslara devir yetkisi vermediğini, aralarında akti bir ilişki olmadığı halde daval... Ltd.Şirketi tarafından "..." adı altında konut projesi düzenlenip satış ofisi vs. yapılmak suretiyle taşınmaza haksız biçimde müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Daval... Ltd....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, kamulaştırmasız elatmanın önlenmesi ecrimisil ve gelir kaybından kaynaklı zararın tazmini ve manevi tazminat isteklerine ilişkin olup, mahkemece dava konusu 390 ve 395 parsel bakımından kamulaştırma nedeniyle davanın reddine, 397 parsel bakımından ise davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından reddedilen parseller bakımından kamulaştırmasız elatmadan kaynaklı ecrimisil ve gelir kaybından kaynaklı zararın tazmini ve manevi tazminat, davalı tarafından da tazminat ve ecrimisile (ıslah tarihi, faiz) hasren temyiz edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan ve TMK'nın 737. maddesine göre çözümlenmesi gereken elatmanın önlenmesi ve kal ile maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir....
Bilindiği gibi; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.06.2005 gününde verilen dilekçe ile geçide elatmanın önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.12.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Trabzon Tapulama Mahkemesi kararı ile davacıya ait 213 (47) parsel sayılı taşınmaz lehine oluşturulan geçit yerinin davacı tarafından kullanılmasına 220 (48) parsel malikleri davalılar tarafından engel olunması nedeniyle elatmanın önlenmesi, oluşan zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Davacıların temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
Bilindiği gibi; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
Dava; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir" şeklinde mülkiyet hakkının içeriği belirlenmiştir. 1.Açıklanan bu ilke ışığında davacı vekilinin elatmanın önlenmesi isteminin reddi yönündeki temyiz itirazının incelenmesinde; dosya kapsamından, dava konusu taşınmazda davalıların kullanımının sabit olduğu, esasen bu hususun Mahkemenin de kabulünde olduğu anlaşılmış; bu kabule göre davacının payına yönelik elatmanın önlenmesinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, ret hükmü kurulması doğru görülmemiştir....
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve haksız kesilen ağaç bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir. TMK’nun “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683/2. maddesi “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Malik taşınmaza haksız elatılması halinde dava açarak elatmanın önlenmesini isteyebilir. Somut olayda, 29 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan 05.09.2009 tarihli bilirkişi raporunun ekindeki krokide 29 parsel sayılı taşınmazın (A) ile işaretli, kırmızı renkle gösterilen 420m2’lik bölümünün davalı tarafından kullanıldığı, (B) ile işaretli bölümünün çalılık, yamaç, dere niteliğinde bulunulduğundan tarıma elverişli olmadığı, (D) ve (E) ile işaretli kısımların ise, davacının kullanımında olduğu belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.07.2009 gününde verilen dilekçe ile yola elatmanın önlenmesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yola elatmanın önlenmesi, manevi tazminat ve yolun eski hale getirilmesi için gerekli giderlerin davacıdan tahsili istemi ile açılmıştır. Davalı, davacının her hangi bir zararının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yola yapılan müdahalenin önlenmesine dolgu ve ihata duvarı bedeli olarak 1.687,00 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat isteğinin ise reddine karar verilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir....